"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki kesinleşen kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinde talep edilmeyen faiz alacağının tahsili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 331 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak davacılar tarafından açılan ve Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 17.02.2015 tarihli ve 2014/26340 Esas, 2015/2540 Karar sayılı kararıyla düzeltilerek onanan ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/1079 Esas, 2013/758 Karar sayılı kararıyla hükmedilen tazminat bedeline dava tarihi ve ıslah tarihi arasında faize hükmedilmediğini, hükmedilmeyen faize ilişkin fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000 TL'nin davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; kesinleşen mahkeme kararına istinaden davacı vekilinin belirlediği hesaba 15.08.2011 tarihinden ödeme tarihine kadar olan süre için yasal faiz hesaplanarak 01.06.2016 tarihinde davalı idare tarafından usulüne uygun şekilde ödeme yapıldığını ve bu ödemeye ilişkin davacının herhangi bir alacağının bulunmadığını, ayrıca talebin zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın reddinin hukuka aykırı olduğunu, faiz alacağının asıl alacağa bağlı fer'i nitelikte bir alacak olmanın yanında; zaman aşımı süresi içerisinde ek dava yoluyla her zaman talep edilebilecek bir alacak olduğunu, ilk dosyanın 31.05.2013 tarihli duruşma tutanağı incelendiğinde davacı tarafça ıslah talebinin açıklandığı ve faiz hususunda herhangi bir beyanın olmadığını, bu yönüyle mahkemece ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesinde temyiz talebini gerektirir nitelikte bir hukuka aykırılığın mevcut olmadığını ileri sürerek kararı istinaf etmektedir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı tarafça ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/1079 Esas sayılı dosyası ile kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan davada dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi talep edildiği halde sehven ıslah tarihi itibarıyla faiz işletilerek davanın kabulüne karar verilmiş olduğu, söz konusu karar temyiz edilmiş olmasına karşın faize ilişkin hatanın temyiz edilmemesi ve kararın bu haliyle kesinleşmesi neticesinde davalı idare lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu ve istinafa konu bu davayı açmakta davacının hukuki yararının olmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmesinde usul ve Kanuna aykırı bir husus bulunmadığı anlaşıldığından istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin bir numaralı alt bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ettiğini, bununla birlikte faiz alacağı doğduktan sonra, açıkça vazgeçilmedikçe ayrı dava ve takip konusu edilebildiğini, yerel mahkemece idarenin usulü kazanılmış hakkı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmesinin yanlış olduğunu, İlk dosyanın 31.05.2013 tarihli duruşma tutanağı incelendiğinde davacı tarafın ıslah talebinin açıklandığı ve faiz hususunda herhangi bir beyanın olmadığını, bu yönüyle mahkemece ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesinde temyiz talebini gerektirir nitelikte bir hukuka aykırılığın mevcut olmadığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idare arasındaki kesinleşen kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında hükmedilmeyen dava tarihi ve ıslah tarihi arasındaki faiz alacağına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) geçici 6 ncı maddesinin birinci, ikinci ve altıncı fıkraları
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Davacılar tarafından ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/1079 Esas, 2013/758 Karar sayılı dosyasında açılan kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında yapılan yargılama sonucu hükmedilen bedele ıslah tarihinden itibaren faiz işletilerek tahsiline karar verildiği, davacılar tarafından temyiz yoluna başvurulmadığı, davalı idare temyizi üzerine Dairece yapılan incelemede kararın dava konusu taşınmazın el atma tarihine ilişkin araştırma yapılmak üzere bozulduğu, taraf vekillerince karar düzeltme yoluna başvurulması neticesinde harç ve vekâlet ücreti yönünden düzeltilerek onandığı, kararın kesinleşmesi üzerine idarece dosya borcunun 01.06.2016 tarihinde ödendiği anlaşılmaktadır. Yargıtay 5. Hukuk dairesinin 17.02.2015 tarihli ve 2014/26340 Esas, 2015/2540 Karar sayılı kararıyla düzeltilerek onanan kararda faiz alacağı kesinleştiğinden davanın reddine karar verilmesi yerindedir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.