Logo

5. Hukuk Dairesi2022/14264 E. 2023/1544 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İmar uygulaması neticesinde bedele dönüştürülen taşınmaz payı karşılığının artırılması talebiyle açılan davada, davalı idarenin, ilk davada kesin hüküm oluştuğu, ödeme yapıldığı, dava konusu taşınmazın riskli alanda kaldığı ve husumet yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği iddialarının kabul edilip edilmeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bedel tespitinde güncelleme yapılırken usul ve yasaya uygunluk, daha önceki davanın farklı konusu, ödemenin yapılmadığı, kesin hükmün bulunmadığı ve riskli alan iddiasının dava konusu imar uygulamasını etkilemediği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 11. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payına takdir edilen karşılığının artırılması istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; İstanbul ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 764 ada 66 ve 64 parsel sayılı taşınmazlarda imar uygulaması ile toplam payının 438 metrekaresinin bedele dönüştüğünü, her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile bedele dönüşen kısım için takdir edilen bedelinin artırılarak, işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili verilen cevap dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmazla ilgili olarak davacı tarafça 2012 yılında ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin (sonra İstanbul Anadolu 16 Asliye Hukuk) 2012/250 Esas sayılı dosyasında dava açıldığını, mahkemenin 2013/206 Karar sayılı kararı ile davayı esastan reddettiğini, ıslah imar plan uygulamasına yönelik 14.02.1995 tarih 32/19 sayılı encümen kararı alındığını, 06.07.1995 tarihli ve 4124 yevmiye ve 07.08.1995 tarihli ve 4640 yevmiye ile tapuya tescil edildiğini, m² sinin 376.500.000 (eski TL) ile bedele dönüştürüldüğünü, yasa gereği bildirimin gazete ilanı ve askıya çıkarılan listeler ile yapıldığını, davacının alacağını bankadan tahsil ettiğini ifade ederek davanın zamanaşımı ve görev yönünden reddini, daha sonra da usul ve esastan reddini talep etmektedir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulü ile artırılan bedelin dava tarihinden itibaren faiziyle davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının aynı nitelikte açtığı davanın reddedildiğini, kesin hüküm oluştuğunu, bedelin fahiş belirlendiğini, davacının çekişmesiz bedelini fon hesabından tahsil etmesine rağmen davayı açtığını, kötü niyetli olduğunu, zamanaşımı, husumet ve görev yönünden davanın reddi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; arsa niteliğindeki taşınmaza imar uygulamasının tapuya tescil edildiği tarih değerlendirme tarihi kabul edilerek emsal karşılaştırması yapılmak sureti ile tespit edilen ipotek bedelinin Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi tablosu esas alınmak suretiyle dava tarihine güncellenerek ipotek bedelinin artırılması doğru olduğu gibi, idarece belirlenen çekişmesiz bedelin fon hesabından ödenmesi için Hesap İşleri Müdürlüğüne yazı yazıldığı halde ödemenin yapıldığına dair dosyada delil bulunmadığı, ipotek bedel artırım davalarında zamanaşımı süresinin uygulanamayacağı, imar uygulanmasından kaynaklanan bedele ilişkin uyuşmazlıkların 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 17 maddesinin son fıkrası, gereğince 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 37 nci maddesine tabi olup adli yargının görevli olduğu, İstanbul Anadolu 16. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/250 Esas sayılı dosyası ile işbu dava konusu farklı olduğundan kesin hüküm itirazının yerinde olmadığını kabulü ile davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacıya ödeme yapıldığından davanın reddi gerektiği gibi, 1995 tarihli davaya esas şuyulandırmaya ilişkin Encümen kararı iptal edildiğinden, şuyulandırma işlemi sonucu tapuda yapılan işlemin yolsuz tescil halini aldığından iş bu davanın konusuz kaldığı ve dava konusu taşınmaz riskli alan olarak ilan edilen yerde kaldığından husumetin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına yöneltilmesi gerektiğini ileri sürerek temyiz isteminde bulunulmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payı payına idarece takdir edilen karşılığının artırılması istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2.3194 sayılı Kanunu'nun 17/son maddesi.

3.6745 sayılı Kanunu'nun 35 inci maddesi ile 2942 sayılı Kanunu'na eklenen geçici 12 nci maddesi

4.2942 sayılı Kanun'nun 11 inci maddesi

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmazlara 6745 sayılı Kanun'un 35 inci maddesi ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen geçici 12 nci maddesi uyarınca uygulamanın tapuda tescil edildiği tarih değerlendirme tarihi olarak esas alınıp, emsal karşılaştırması sonucu tespit edilen bedelin, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi tablosuna göre dava tarihine güncellenmesi suretiyle değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı idareden peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 21.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.