"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan ret/Yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun davacı idare yönünden esastan reddine, davalı yönünden ise kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde; ... ili, ... ilçesi, ... köyü, 148 ada 84 ve 148 ada 86 parsel sayılı taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazların yol olarak tapudan terkinini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazlar ... Boğaz köprüsüne, ilçe merkezine ve çevredeki köylere çok yakın mesafede, deniz manzaralı, çok değerli araziler olup, ilgili kurumlara müzekkere yazıldığında taşınmazların vasıflarının ortaya çıkacağını, kamulaştırma kısmi kamulaştırma olup kamulaştırmadan sonra taşınmazlarda büyük değer kaybı oluşacağını, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazların davalı adına olan tapu kaydının iptali ile tapudan yol olarak terkinine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde; faizin karar tarihine kadar işletilmesi gerektiğini, ilçe tarım verilerine göre değerlendirme yapılmasını, objektif değer artışı ve arta kalanda değer azalışı uygulanmasının yerinde olmadığını, idare lehine vekalet ücreti hükmedilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; taşınmazların kamulaştırma bedeli gerçek değerinin çok altında ve hatalı olarak hesaplandığını, bilirkişi raporunda üç yılda dört ürün alınabileceği belirtilerek buna göre hesaplama yapıldığını, oysa ki bu arazilerde bir yılda iki ürün alınmasının mümkün olduğunu, münavebe ürünlerde verim ve kg satış fiyatının düşük alındığını, İl Özel İdaresinden taşınmazların imar durumu sorularak vasfına göre değerinin belirlenmesi gerektiğini, taşınmazların konumu itibarıyla belirlenen objektif değer artış oranının düşük olduğunu, ayrıca taşınmazların özellikleri dikkate alındığında %2 değer azalış oranının az olduğunu, kapitalizasyon faiz oranının %3 alınması gerektiğini, Anayasa Mahkemesinin iptal kararı uyarınca tespit edilen kamulaştırma bedelinin karar tarihine kadar işlemiş yasal faiziyle davalıya derhal ödenmesine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; arazi niteliğindeki taşınmazlara resmi veri listesi esas alınıp sulu arazi için yöre koşullarına uygun münavebe ürünleri seçilerek, % 4 oranında kapitalizasyon faiz oranı uygulanmak suretiyle net gelir yöntemine göre değer biçilmesinin ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2019/5-241 Esas 2019/560 Karar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 23.10.2018 tarih 12055/17 başvuru nolu kararı doğrultusunda davacı idare lehine vekâlet ücreti hükmedilmemesinin isabetli olduğunu, taşınmazın konum ve özelliklerine göre objektif değer artış oranı % 50 uygulanmak suretiyle yapılan hesaplama neticesinde belirlenen fark bedelin davacı idare tarafından yatırılması sağlanarak 6100 Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin üç numaralı alt bendi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde; taşınmazların kamulaştırma bedeli gerçek değerinin çok altında ve hatalı olarak hesaplandığını, bilirkişi raporunda üç yılda dört ürün alınabileceği belirtilerek buna göre hesaplama yapıldığı, oysa ki bu arazilerde bir yılda iki ürün alınmasının mümkün olduğunu, münavebe ürünlerde verim ve kg satış fiyatının düşük alındığını, taşınmazların konumu itibarıyla belirlenen objektif değer artış oranının düşük olduğunu, ayrıca taşınmazların özellikleri dikkate alındığında değer azalış oranının az olduğunu, kapitalizasyon faiz oranının %3 alınması gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2.2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci ve 12 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arazi niteliğindeki dava konusu taşınmazlara 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri üzerinden bilimsel yolla değer biçilmesine, arta kalan alanın yüz ölçümü, geometrik şekli nazara alınarak belirlenen değer azalışı oranı üzerinden hesaplanan bedel ilave edilmek suretiyle adil ve hakkaniyete uygun olarak tespit edilen bedelin davalı tarafa ödenmesi, dava konusu taşınmazların davalı adına olan tapu kaydının iptali ile tapudan yol olarak terkinine karar verilmesi yerindedir.
3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; davacı idare vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
4. Hüküm fıkrasında İlk Derece Mahkemesince karar kesinleştiğinde ödenmek üzere üçer aylık vadeli hesaba nemalandırılan fark bedele Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihine kadar faiz işletilmesi gerekirken İlk Derece Mahkemesi karar tarihine kadar faiz işletilmesi bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı idare vekilinin tüm, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2.Davalının Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının; (B) bendinin (5) numaralı alt bendinde yer alan "ilk derece mahkemesinin karar tarihi olan 01.09.2020" ibaresinin çıkartılmasına yerine "Dairemizin karar tarihi olan 13.09.2022" ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Davalıdan peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 20.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.