"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/763 Esas, 2022/261 Karar
KARAR : Kabul
4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 26.09.2023 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davalı vekili Avukat ... ile davacı idare vekili Avukat ... gelmişlerdir.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul ili, ... ilçesi, ... köyü 73 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 08.04.2015 tarihli ve 2014/333 Esas, 2015/88 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa derhâl ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar
verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. İstanbul Anadolu 27. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; bilirkişi incelemesi yaptırıldığını, alınan rapor hüküm kurmaya elverişli olmadığını, Pendik Belediye Başkanlığının yazı cevabına göre dava konusu taşınmazın arsa vasfında olmadığı anlaşıldığından, arazi niteliğinde olduğu gözetilerek yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu eşliğinde keşif yapılarak, taşınmazın olduğu gibi kullanılması halinde getirecekleri net gelirine göre değer biçildikten sonra bulunan bedele taşınmazın bilirkişi raporunda belirtilen özelliklerine göre objektif değer arttırıcı unsur ilavesi suretiyle değer tespiti gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması hatalı olduğundan ve davacı idare harçtan muaf olmadığı halde muaf kabul edilerek harç alınmasına yer olmadığına karar verilmesi hatalı olduğundan bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar
İstanbul Anadolu 27. Asliye Hukuk Mahkemesinin 29.01.2019 tarihli ve 2017/501 Esas, 2019/34 Karar sayılı kararı ile davanın kabulü ile kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin bloke ettirilerek davalı tarafa derhâl ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. İstanbul Anadolu 27. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; arazi niteliğindeki taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmediği, ancak fazla yatan bedelin varsa çekilme tarihine kadar işlemiş nemaları ile iadesine karar verilmesi gerektiği düşünülmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, doğru olmadığı gibi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alındığında davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi hatalı olduğundan kararın bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar
İstanbul Anadolu 27. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.05.2022 tarihli ve 2021/763 Esas, 2022/261 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa derhal ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İstanbul Anadolu 27. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; belirlenen bedelin yüksek olduğunu, objektif değer artırıcı unsurun ve kapitalizasyon faiz oranının hatalı olduğunu ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.
2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; belirlenen bedelin düşük olduğunu, objektif değer artırıcı unsurun ve kapitalizasyon faiz oranının hatalı olduğunu ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arazi niteliğindeki İstanbul ili, ... ilçesi, ... köyü 73 parsel taşınmaza net gelir metodu esas alınarak değer biçilmesi yerindedir.
3. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakta olup davacı idare vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki husus dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
4. Davacı idare tarafından fazla bloke edilen bedelin varsa çekilme tarihine kadar işlemiş nemaları ile iadesine karar verilmesi gerektiği düşünülmeden yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirir.
Ne var ki; bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı idare vekilinin tüm, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile İstanbul Anadolu 27. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.05.2022 tarihli ve 2021/763 Esas, 2022/261 Karar sayılı kararının; 7 numaralı bendinden "24/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine," cümlesinin hükümden çıkartılmasına, yerine "davalı tarafa ödeme yapılmış ise varsa çekilme tarihine kadar işlemiş nemaları ile davalı taraftan alınarak davacı kuruma ödenmesine, ödeme yapılmamış ise davacı kuruma iadesine" cümlesi yazılması suretiyle kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Duruşmaya gelen davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 21.09.2023 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince belirlenen 17.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacı idareden alınarak davalıya verilmesine,
Davacı idareden peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine,26.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.