"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan ret/Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara Batı 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun davalı yönünden esastan reddine, davacı idare yönünden kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 103 ada 38 parsel (yeni 152 parsel), 103 ada 109 parsel (yeni 148 parsel) ve 103 ada 111 parsel (yeni 150 parsel) sayılı taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkinini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın Ankara Büyükşehir Belediyesi mücavir alan sınırları içinde olduğunu, tüm belediye hizmetlerinden yararlandığını, taşınmazların arsa vasfında olduğunu, davacı idare tarafından mütemmim cüzler için belirlenen değerin düşük olduğunu belirterek, bu hususlara ilişkin bilirkişi raporu alınarak kamulaştırma bedelinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalıya ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkinine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; farklı mahallede bulunan emsallerin dava konusu taşınmaza olan mesafeleri dikkate alındığında uygun bir kıyaslama yapılmadığını, dava konusu taşınmazlara komşu ve özellikleri itibarıyla dava konusu taşınmazdan daha değerli olan 101 ada 502 parsel sayılı taşınmaz için Ankara Batı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/54 Esas sayılı dosyasında 19.01.2018 tarihi itibarıyla 64,74 TL/m² birim bedel belirlendiğini, dava konusu taşınmaza m² birim bedeli olarak 95,00 TL belirlenmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalı vekili tarafındanistinaf dilekçesinde özetle; bedelin düşük olduğunu, taşınmazları kapsayan bölgede 1/1000 ölçekli imar planlarının kesinleştiğini ve ticari 1,5 emsal belirlendiğini, bu niteliği dikkate alınmadan kadastral parsel olarak değer biçildiğini, uzlaşmazlık tutanağında tek taraflı olarak belirlenen mütemmim cüz, eklenti ve ağaçların sayı ve bedel olarak düşük belirlendiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinin 2942 sayılı Kanun'un değerlendirmeye ilişkin hükümlerine aykırılık teşkil etmediği ve aynı bölgede aynı idare tarafından yapılan kamulaştırmalarda aynı değerlendirme tarihi itibarıyla Osmaniye Mahallesi sınırları içerisinde kalan taşınmazlar için tespit edilen 80,00 TL/m² bedelin Bölge Adliye Mahkemesi ve Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin denetiminden geçerek kesinleştiği, idarece düzenlenen kıymet takdir raporunda belirlenen bedel de dikkate alındığında kesinleşen bedellerle uyumlu olması nedeniyle bedelde bir isabetsizlik görülmediği belirtilerek taraf vekillerince yapılan istinaf başvurusunun davalı yönünden esastan reddine, davacı idare yönünden kısmen kabulü ile yasal faize ilişkin bent 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin iki numaralı alt bendi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.
2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş, ayrıca tespit edilen bedel ile idarece düzenlenen kıymet takdir raporunda belirlenen bedel arasında oluşan fark bedelin 08.06.2021 tarihine kadar tahsil edilemediği dikkate alınmadan ilk karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu maliki arasında kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde yöntem itibarıyla bir isabetsizlik görülmemiş ise de; bilirkişi kurulunca somut emsal alınan taşınmazların satışına ilişkin akit tablosu Tapu Müdürlüğünden istenilip, dava konusu taşınmaz ile somut emsal taşınmazın 2018 yılında Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından resen belirlenen emlak vergisine esas olan m² değerleri ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Müdürlüğünden getirtilip, dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibarıyla; hükme esas alınan bilirkişi raporunda somut emsal kabul edilen taşınmazın ise bilirkişilerce değerlendirmeye esas alınan satış tarihi itibarıyla fiili imar uygulaması sonucu oluşan imar parselleri mi, yoksa imar planına dahil olmakla birlikte olduğu gibi bırakılan kadastro parselleri mi oldukları ilgili Belediye İmar Müdürlüğü ile Tapu Müdürlüğünden ayrı ayrı sorulup, alınacak cevaplara göre bilirkişi kurulu raporu denetlenmeden eksik inceleme ile karar verildiği anlaşılmıştır.
4. Bu durumda; dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibarıyla, emsal taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığının ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazın satış akit tablosu ilgili kurumlardan getirtilerek rapor denetlendikten sonra sonucuna göre karar verilmesi ve emsal taşınmazın uygun olmadığının anlaşılması halinde ise taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re'sen emsal celbi yoluna gidilmesi,dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirmiştir.
5. Dava konusu taşınmazlardan 103 ada 38 parsel (yeni 152 parsel) sayılı taşınmazda davacı 3/16 pay sahibi olup payı oranında tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine karar verilmesi gerekirken, tamamının tapu kaydının iptaline karar verilmesi yerinde değildir.
6. Tespit edilen bedelin 01.03.2019 tarihli ilk karar ile ödenmesine karar verilen 213.933,40 TL’lik kısmına 12.08.2018 tarihinden 01.03.2019 tarihine kadar, üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılan 38.242,58 TL’lik kısmına ise 12.08.2018 tarihinden 08.06.2021 tarihine kadar yasal faiz işletilmesi gerekirken yazılı şekilde tüm bedele 01.03.2019 tarihine kadar yasal faize hükmedilmesi, yerinde değildir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesinin kararının BOZULMASINA,
Davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.