"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; ... ili, ... ilçesi, ... köyü 113 ada 38 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; teklif edilen kamulaştırma bedelinin düşük ve gerçek değeri yansıtmadığından müvekkili ile idare arasında anlaşma sağlanamadığını, taşınmazın köye yakın olduğunu, köy yerleşim alanına yaklaşık 1 km mesafede olduğunu, imara açılan alana yaklaşık 200-250 metre mesafede olduğunu, taşınmazın bir tarafının meraya çıktığını ve bu nedenle kolaylıkla bahçecilik ve hayvancılık yapabilecek durumda olduğunu, derenin hemen bitişiğinde olduğunu ve rahatlıkla sulama yapılabileceğini, buğday, ayçiçeği, kavun, karpuz gibi her şey yetiştirilebilecek toprak yapısına sahip olduğunu, davalının bir dönem taşınmazın bir kısmında bahçecilik yaptığını belirterek taşınmazın gerçek değerinin belirlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmaz için belirlenen bedelin fahiş bulunduğunu, hükme esas alınan raporda belirtilen kapitalizasyon faizi ve objektif değer artışı oranlarının hatalı olduğunu, müvekkil idare lehine vekâlet ücreti hükmedilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alınan raporda 2020 yılı için belirlenen ürün münavebe bedellerinin idarenin kıymet takdir komisyonu tarafından 2019 yılı için belirlenen ortalama bedelden daha düşük olduğunu, objektif değer artışı oranının bu raporda düşük gösterildiğini, taşınmazın dere kenarında bulunduğunu ve sulu tarıma elverişli olduğunu, kıymet takdir komisyonu raporunda taşınmazın sulu tarım arazisi olarak gösterilmesine rağmen bilirkişi raporunda kuru tarım arazisi olarak nitelendirildiğini, tespit edilen kamulaştırma bedelinin gerçek bedelden düşük bulunduğunu ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arazi niteliğindeki taşınmaza olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri esas alınarak değer biçilmesinin 2942 sayılı Kanun'un değerlendirmeye ilişkin hükümlerine aykırılık teşkil etmediği, bilirkişi kurulu raporunda dava konusu taşınmaz ve çevresinde sulu tarım yapılmadığı hususunun açıkça belirtildiği gibi bu raporda dava konusu taşınmazın niteliği ve konumuna göre belirlenen objektif değer artırıcı unsur ile kapitalizasyon faiz oranlarının yerinde olduğu, tespit edilen kamulaştırma bedelinin adil ve hakkaniyete uygun bulunduğu, davanın niteliği gereği davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilemeyeceği anlaşıldığından taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.
2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci ve 12 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3. Arazi niteliğindeki ... ili, ... ilçesi, ... köyü 113 ada 38 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca net geliri esas alınarak değer biçilmesinde yöntem itibarıyla bir isabetsizlik görülmemiştir.
4. Buna karşın dava konusu taşınmazın kıymet takdiri raporunda sulu tarım arazisi olduğu belirtildiği halde hükme esas alınan bilirkişi raporunda taşınmaz kuru tarım arazisi olarak değerlendirilmesiyle, ortaya çıkan çelişik durum giderilmemiş olup öncelikle dava konusu taşınmazın vasfı araştırılarak net olarak tespit edilmeden kuru tarım arazisi olarak kabul edilerek eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
5. Bilirkişi kurulunca değerlendirmeye esas alınan münavebe ürünlerinin 2020 yılı itibarıyla ayrıntılı üretim giderini (harcama kalemlerini tek tek) gösteren veri cetveli İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünden getirtilerek yapılması gereken incelemede üretim masraflarına sermaye faizi, genel idarecilik giderleri, tarla kirası ve bilinmeyen masraflar, onarım, bakım, amortisman, faiz ve sigorta gibi diğer sabit masraf kalemlerinin dahil edilmeyeceğinin yanı sıra Dairemiz yerleşik uygulamasına göre arazi niteliğindeki taşınmazlara net gelir yöntemine göre değer tespitinde üretim masraflarının ekonomik tarım yapmaya engel olacak kadar yüksek alınması da doğru olmayıp, brüt gelirinin 1/3'ü oranından da az olmaması gerektiği hususunun gözetilmesi gerekeceği gözönünde tutularak hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporu denetlenmeden hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.