Logo

5. Hukuk Dairesi2022/14784 E. 2023/6326 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkin davada, bedelin doğru hesaplanıp hesaplanmadığı ve faiz işletilmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, bozma öncesi ve sonrası hesaplanan bedeller için faizin doğru tarihler arasında işletilmemesi ve fazla depo edilen miktarın iadesine karar verilmemesi hatalı bulunmuş, ancak bu hataların düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden karar düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına adına tescili istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece, Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; ... ili, ... ilçesi, ... köyü 179 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 29.03.2016 tarihli ve 2015/207 Esas, 2016/152 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, tespit edilen bedelin davalıya derhâl ödenmesine ve dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Mahkemenin 29.03.2016 tarihli ve 2015/207 Esas, 2016/152 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili ve davalı temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; aynı amaçla kamulaştırılan ve dava konusu 179 parsel sayılı taşınmaz ile benzer konumda bulunan 193 parsel sayılı taşınmaza Gaziosmanpaşa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/244 Esas, 2016/479 Karar sayılı dosyasında Mayıs 2015 değerlendirme tarihi itibarıyla 320,00 TL/m² birim fiyat takdir edildiği ve bu bedelin Dairemiz denetiminden geçerek 2017/29939 Esas sayılı ilamı ile onandığı ve dava konusu taşınmazın diğer paydaşlarınca açılan Gaziosmanpaşa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/256 Esas sayılı dosyasında da m² birim bedelinin 330,00 TL belirlendiği ve bu bedel üzerinden karar verildiği anlaşıldığından, bilirkişi kurulundan aynı değerlendirme tarihi itibarıyla benzer konumda bulunan parseller için tespit edilen m² değerinden ayrılma nedenleri konusunda ek rapor alınmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması nedeniyle kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararı ile bozma ilamına uyularak yapılan inceleme sonucunda davanın kabulüne, ilk karar ile depo edilen 327.336,00 TL kamulaştırma bedelinin mahsubundan sonra kalan fark bedel olan 142.719,30 TL'nin davacıdan alınarak davalıya derhâl ödenmesine karar verilmiştir.

V.TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; belirlenen bedelin yüksek olduğunu, emsalin uygun olmadığını, davalı lehine hükmedilen vekâlet ücretine ilişkin çelişkili karar verildiğini, davacı idare lehine de vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanunun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu ve 11 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) maddesi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3.Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli, 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da gözönüne alınarak davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi yerindedir.

4.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; davacı idare vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

5.Bozma öncesi tespit edilen 327.336,00 TL’ye 13.09.2015 tarihinden ilk karar tarihine kadar, bozma sonrası oluşan fark bedel 142.719,30 TL‘ye ise 13.09.2015 tarihinden son karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesi gerekirken, davacı idarece bozma sonrası tespit edilen toplam 470.055,30 TL’ye yasal faiz işletilerek 229.148,54 TL depo edildiği anlaşıldığından, fazla depo edilen 86.429,24 TL’nin davacı idareye iadesine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirir.

6.Davalı lehine vekâlet ücreti takdir edilmesi doğru olduğu hâlde infazda tereddüt uyandıracak şekilde aynı zamanda vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmesi yerine değildir.

Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacı idare vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile temyiz olunan Mahkeme kararının hüküm fıkrasının;

a. (3) numaralı bendi hükümden tümüyle çıkartılarak yerine “Bozma öncesi tespit edilen 327.336,00 TL’ye 13.09.2015 tarihinden ilk karar tarihi olan 29.03.2016 tarihine kadar, bozma sonrası oluşan fark bedel 142.719,30 TL ‘ye ise 13.09.2015 tarihinden son karar tarihi olan 03.06.2022 tarihine kadar yasal faiz işletilmesine ve davacı idarece fazla depo edilen 86.429,24 TL kamulaştırma bedeli davalıya ödenmişse varsa ödendiği tarihe kadar işlemiş neması ile birlikte davalıdan alınarak davacı idareye verilmesine, davalıya ödenmemişse varsa neması ile birlikte davacı idareye iadesine" cümlesinin yazılması,

b.Vekâlet ücretine ilişkin 7 numaralı bendinin hükümden tümüyle çıkartılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davacı idareden peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine,

14.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.