Logo

5. Hukuk Dairesi2022/14865 E. 2023/4589 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydının mahkeme kararıyla iptali nedeniyle davacının uğradığı zararın tazmini istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Tapu kaydının iptali nedeniyle uğranılan gerçek zararın tespiti için gelir metodunun kullanılmasında ve davalı Hazine'den tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı Hazine vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçelerinde özetle; müvekkillerinin maliki olduğu ... ili, ... ilçesi, ... Köyü 1595,1597,1808 ve 1832 parsel sayılı taşınmazların kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığından bahisle tapu kayıtlarının kesinleşen mahkeme kararıyla kısmen iptal edilmesi nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını belirterek hesaplanacak tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı temsilcisi cevap dilekçesine özetle; dava konusu taşınmazların devletin hüküm ve tasarrufu altındaki kıyı kenar çizgisi içinde tarım yapılamayacak kumluk yerlerden oldukları, bu niteliği itibarıyla kamu malı olduklarını belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 23.03.2015 tarihli ve 2014/119 Esas, 2015/153 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 23.03.2015 tarihli ve 2014/119 Esas, 2015/153 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay (Kapatılan) 20.Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucu; tapu kaydının iptali nedeniyle davacının gerçek zararına ilişkin tazminat miktarının belirlenmesinde değerledirme tarihinin tapu iptal ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarihi olduğu bu tarih itibarıyla tapusu iptal edilen gayrimenkulün niteliğinin ve değerinin belirlenmesi gerektiğinden bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar

Mahkemenin 27.09.2018 tarihli ve 2017/23 Esas, 2018/181 Karar sayılı kararı ile dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

D.İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 27.09.2018 tarihli ve 2017/23 Esas, 2018/181 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece yapılan temyiz incelemesi sonucu; bozma sonrası duruşmalara ... Mal Müdürlüğü görevlilerinin katıldığı ve dava konusu taşınmazlarla ilgili tazminat alacağı için davacı tarafın icra takibi başlattığını, ödeme yapıldığını beyan ettikleri, akabinde dosyaya İcra Dairesinde yapılan ödemenin dekontunun sunulduğu, bunun üzerine mahkemece her ne kadar ödemenin uyuşmazlığı sonlandırdığı düşünülmüş ise de Maliye Bakanlığının 13.01.2012 tarihli ve 56 sayılı onayına göre davada Hazine adına sulh, kabul ve feragat işlemleri yapabilme yetkisi muhakemat müdürlüğüne, müdürlük olmayan yerlerde yetkilendirilen Hazine avukatlığının hukuki görüşü ile ilçelerde mal müdürünün teklifi üzerine kaymakama ait olduğu, bu doğrultuda; dosya kapsamında usulüne göre sunulmuş feragat, sulh, kabul beyanı bulunmadığı gibi, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 32 inci vd. maddeleri gereği kesinleşmeyen ilamın icrasının icra dairelerinden istenebileceği ve icrada yapılan bu işlemlerin davanın esasına dair olmadığı gözetilmeden karar verilmesinin doğru olmadığından bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

E. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; ilk karara istinaden yapılan ödemeler olduğunu, bunlar dikkate alınmadan ve belirlenen bedelden düşülmeden tazminat bedeli belirlenmesinin doğru olmadığını, davacıların Hazineye iade borçlarının olduğunu, davanın şartlarının oluşmadığını, hükme esas alınan raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığını ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, tapu kayıtlarındaki hata nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Kanun 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemi hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) Geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.”

3.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4-383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4.4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5.4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1.Mahkemelerin nihaî kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Dava konusu, ... ili, ... ilçesi, ... köyü 605 parsel sayılı 452.800 m² yüzölçümündeki taşınmazın 1982 yılında yapılan kadastro çalışmalarında 06.10.1969 tarihli, 13 sıra numaralı tapu kaydı uygulanarak tarla cinsi ile Recep Bilginer ve müşterekleri adlarına tespit edildiği, itiraz üzerine kadastro komisyonunca 1595, 1597, 1808, 1832 ve dava dışı parsellere ayrıldığı, 1597 ve 1832 parsel sayılı 1.500 m² yüzölçümlü, 1808 parsel sayılı 1.368 m² yüzölçümlü taşınmazların tarla cinsi ile 13.06.1996 tarihinde satış yoluyla davacıya geçtikleri, Hazine tarafından açılan dava sonucu ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/146 Esas, 2012/179 Karar sayılı ilamıyla 1597, 1808 ve 1832 parsellerin kıyı kenar çizgisi içinde kaldıkları gerekçesiyle tapu kayıtlarının iptaline, sicilden terkinine karar verildiği, kararın temyiz incelemesinden geçerek 16.06.2014 tarihinde kesinleştiği, 1595 parsel sayılı 1.500 m² yüzölçümündeki taşınmazın tarla cinsi ile 13.06.1996 tarihinde satış yoluyla davacıya geçtiği, Hazine tarafından açılan dava sonucu ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/166 Esas, 2012/195 Karar sayılı ilamıyla bu parselin de kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı gerekçesiyle tapu kaydının iptaline, sicilden terkinine karar verildiği, bu kararın temyiz incelemesinden geçerek 20.03.2014 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise 29.04.2014 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.

3.Tapu kaydı mahkeme kararı ile iptal edilen arazi niteliğindeki taşınmazlara gelir metodu esas alınarak biçilmesinde, taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

4.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

09.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.