Logo

5. Hukuk Dairesi2022/14955 E. 2023/6332 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı idare ile davalı tapu maliki arasında kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın tapudan terkini istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Emsal taşınmazların satış bedellerinin aritmetik ortalaması alınarak değer biçilmesi, kamulaştırılan ve arta kalan alanların yüzölçümünün kesin olarak belirlenmeden değer azalışının değerlendirilmemesi, bilirkişi raporu denetlenmeden eksik incelemeyle hüküm kurulması, ipoteğin hükmedilen bedele yansıtılmaması ve faiz başlangıç tarihinin hatalı gösterilmesi gibi hususlar gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; ... ili, ... ilçesi, ... köyü 260 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkinini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; haksız ve kötüniyet ile açılan davanın reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 21.01.2016 tarihli ve 2011/514 Esas, 2016/60 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak tapudan terkinine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin 21.01.2016 tarihli ve 2011/514 Esas, 2016/60 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda; hükme esas alınan bilirkişi raporunda soyut ifadelerle değer biçilmesi nedeniyle bu rapora göre hüküm kurulması mümkün olmadığından yeniden emsal incelemesi yapılmak suretiyle dava konusu taşınmaza değer biçilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

3. Dairemizin bozma kararına karşı süresi içinde davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

4. Dairemizce davalı vekilinin talebi üzerine yapılan karar düzeltme incelemesi sonucunda; Dairemizin bozma ilamına, dava konusu taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan 327,91m²lik kısmında tek başına yapılaşma imkanının olup olmadığı, kamulaştırma nedeniyle taşınmazın kalan kısmında yapılaşmada kısıtlılık meydana gelip gelmediği ve kısıtlama meydana geldi ise oranının ilgili Belediye İmar Müdürlüğünden sorularak kısıtlılık oluşturmayacağının belirtilmesi halinde yazılı olduğu biçimde, aksi takdirde değer kaybı olacağı gözetilip sonucuna göre karar verilmesi gerektiği ve 7139 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik hükümlerine göre işlem yapılması gerektiği gerekçesiyle karar düzeltme isteminin kabulü ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak tapudan terkinine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; belirlenen bedelin yüksek olduğunu, emsalin uygun olmadığını, dava konusu taşınmaza arsa olarak değer biçilmesinin hatalı olduğunu, emsal olarak incelenen taşınmaz üzerinde bina olup satış bedelinden mahsup edilmediğini, dava konusu taşınmaz ile emsalin emlak rayiç değerleri karşılaştırılmadan ve taşınmazların imar durumlarına ilişkin belgeler getirtilip rapor denetlenmeden eksik incelemeyle karar verildiğini kamulaştırmadan arta kalan kısım için değer artışı hesaplanması gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden belirlenen bedelin düşük olduğunu ileri sürerek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu maliki arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesi.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ile 12 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde yöntem itibarıyla bir isabetsizlik görülmemiş ise de; bilirkişi kurulunca emsal alınan taşınmazların satışına ilişkin akit tablosu Tapu Müdürlüğünden, dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların 2011 yılında, Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından resen belirlenen emlak vergisine esas olan m² değerleri ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Müdürlüğünden getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibarıyla; hükme esas alınan bilirkişi raporunda somut emsal kabul edilen taşınmazların ise bilirkişilerce değerlendirmeye esas alınan satış tarihi itibarıyla fiili imar uygulaması sonucu oluşan imar parselleri mi yoksa imar planına dahil olmakla birlikte olduğu gibi bırakılan kadastro parselleri mi oldukları ilgili Belediye İmar Müdürlüğü ile Tapu Müdürlüğünden ayrı ayrı sorularak, alınacak cevaplara göre bilirkişi kurulu raporu denetlenmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru olmadığı gibi; hükme esas alınan bilirkişi raporunda emsal satış bedellerinin aritmetik ortalaması alınmak suretiyle değer biçilmesi nedeniyle rapor hüküm kurmaya elverişli değildir.

3. Bu durumda; taraflara dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibarıyla, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığının ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak ve karşılaştırma yapılmak suretiyle değerinin belirlenebilmesi için oluşturulacak yeni bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirmiştir.

4. Bozma öncesi hükme esas alınan bilirkişi raporlarında 3.000,00 m² yüzölçümlü dava konusu taşınmazın kamulaştırılan kısmının 2.672,09 m² ve arta kalan kısmının 327,91 m2 olarak belirlendiği, bozma sonrası alınan 18.03.2020 tarihli fen bilirkişi raporunda ise (A) harfi ile gösterilen 1.632,51 m² alanın fiilen yol olarak kullanılan alan ve (B) harfi ile gösterilen 1.286,09 m² ile (C) harfi ile gösterilen alan 81,40 m² alanın yoldan arta kalan alan olduğunun belirlendiği ve fen bilirkişi raporlarının koordinatsız olduğu anlaşıldığından, kamulaştırılan ve arta kalan alanların yüzölçümü kesin olarak belirlenerek arta kalan kısımlar yönünden değer azalışının ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekirken, raporlar arasındaki çelişki giderilmeden ve gerekçesi açıklanmadan yazılı şekilde bozma öncesi rapor hükme esas alınmak suretiyle eksik inceleme ile karar verilmesi yerinde değildir.

5. Dava konusu taşınmazın bedeline hükmedildiği halde, terkin hükmü kurulmaması doğru görülmemiştir.

6. Dava konusu taşınmazın tapu kaydında yer alan ipoteğin hükmedilen bedele yansıtılmasına karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi hatalıdır.

7. Kabule göre de; bozma sonrası artan fark bedel 194.032,61 TL’ye 13.01.2012 tarihinden son karar tarihi olan 09.03.2022 tarihine kadar yasal faiz işletilmesine karar verilmesi gerekirken, faiz başlangıç tarihinin hatalı gösterilmesi ve faiz bitiş tarihinin gösterilmemesi doğru değildir.

8. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ile 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı kararı da göz önüne alınarak davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi yerinde değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davalıya iadesine,

14.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.