Logo

5. Hukuk Dairesi2022/14958 E. 2023/4593 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmaz için belirlenen bedelin davalı idare tarafından ödenip ödenmediği ve davanın reddine ilişkin kararın hukuka uygunluğu uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı idarece kamulaştırma kararı alınmasına ve bedelin bloke edildiğine dair dekont sunulmasına rağmen, bedelin davacı veya mirasçılarına ödendiğinin ispatlanamaması ve kesinleşmiş bir kamulaştırma işleminin tespit edilememesi, davacı yararına bozma ilamı öncesi hükmedilen bedelin ödendiğine dair belgelerle davanın reddinin doğru olmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemli davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmişti.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının hisseli malik olduğu ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 111 ada 146 parsel sayılı taşınmaza Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından kamulaştırmasız el atıldığını, taşınmazın bedelinin tespit edilerek müvekkiline ödenmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 08.11.2013 tarihli ve 2012/49 Esas, 2013/1336 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, taleple bağlı kalınarak 373.370,40 TL bedelin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1.Mahkemenin 08.11.2013 tarihli ve 2012/49 Esas, 2013/1336 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairece yapılan temyiz incelemesi sonucu; hükme esas alınan bilirkişi raporunda emsal olarak alınan 1145 parsel sayılı taşınmazın dava tarihi itibarıyla satış fiyatı belirlenirken satış tarihi ile değerlendirme tarihi arasındaki fiyat endeksinin uygulanmasında hesaplama hatası yapılarak, taşınmazın m² birim fiyatının 63,00 TL/m² yerine daha yüksek bulunması sonucu fazla tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığından bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar

Mahkemenin 02.06.2015 tarihli ve 2014/1214 Esas, 2015/712 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, taleple bağlı kalınarak 373.370,40 TL bedelin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1.Mahkemenin 02.06.2015 tarihli ve 2014/1214 Esas, 2015/712 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece yapılan temyiz incelemesi sonucu; davalı idare tarafından dava konusu taşınmazın 9670 m²sinin kamulaştırılması için 02.01.1975 tarihli ve 1975/3 sayılı kamu yararı kararı alındığı, bu tarihlerde dava konusu taşınmazın malikleri olan (davacının selefi konumundaki) Nihat Sönmez ve Mustafa Kazım Sönmez adına noter tebligatı düzenlediği anlaşıldığından, kamulaştırma işleminin adı geçen bu kişilere tebliğine ilişkin -varsa- tebliğ mazbatalarının onaylı örneği ilgili Noterlik’ten getirtilip, davalı idarenin yaptığı kamulaştırma işlemi nedeniyle davacılar adına bloke edilmiş bir bedel olup olmadığı hususu idareden sorulup varsa ilgili banka şubesi ve bağlı bulunduğu Bölge Müdürlüğünden ödeme evrakları temin edildikten, adı geçen maliklerin tebligat tarihinde sağ olup olmadıkları nüfus kayıtları geitirtilerek tespit edildikten sonra kamulaştırma evrakı usulüne uygun tebliğ edilmiş ise ya da kamulaştırma ödeme ile geçerli hâle gelmiş ise davanın reddine; aksi takdirde 08.09.2017 tarihli ek fen raporu gözetilerek dava konusu taşınmazın ifrazı ile oluşan 111 ada 332 parselin güncel tapusu ilgili Tapu Müdürlüğünden getirtilip, davacının hâlen malik olduğunun tespiti hâlinde fiilen el atılan kısım yönünden davanın kabulüne, fiilen el atmadan arta kalan 7166,57 m² içinse imar planı içerisinde olup olmadığı, imar planı içerisinde ise içinde olduğu imar planının tarihi, ölçeği ve türü araştırılarak el atma sonrasında yapılaşması konusunda bu kısımda bir kısıtlılık oluşup oluşmadığı hususları ilgili Belediye Başkanlığından sorulduktan sonra karar verilmesi gerektiği düşünülmeden; dava konusu taşınmaza fiilen hangi tarihte el atıldığı taraflardan sorularak, el atma tarihine ilişkin tüm belgelerin getirtilmesi sağlanmadan eksik inceleme ile hüküm kurulmasının doğru olmadığından bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Üçüncü Karar

Mahkemenin 29.03.2019 tarihli ve 2018/554 Esas, 2019/553 Karar sayılı kararı ile kamulaştırma bedelinin icra kanalıyla ödendiğinden bahisle davanın reddine karar verilmiştir.

E. Üçüncü Bozma Kararı

1.Mahkemenin 29.03.2019 tarihli ve 2018/554 Esas, 2019/533 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece yapılan temyiz incelemesi sonucu; davalı idare tarafından dava konusu taşınmazın 9670 m²sinin kamulaştırılması için davacının selefi konumunda olan Nihat Sönmez ve Mustafa Kazım Sönmez adına çıkarılan noter tebligatlarının geçersiz olduğu, tebligat geçersiz olsa dahi bankaya bloke edilen kamulaştırma bedelinin tapu maliklerine ödenip ödenmediği araştırılıp, ödeme yapıldığının tespiti halinde tebligatın geçerli hale geleceği gözetilerek davalı idareden kamulaştırma tarihindeki kamulaştırma bedelinin hangi bankaya bloke edildiği sorulup, dosya kapsamındaki Ziraat Bankası ve Vakıfbank yazı cevapları da dikkate alınarak Mustafa Kazım Sönmez mirasçıları ve Nihat Sönmez'e ödeme yapılıp yapılmadığı tespit edilip, ödeme yapılmadığının tespiti halinde usulüne uygun kamulaştırma işlemi bulunmadığı anlaşılacağından dosya kapsamındaki bilirkişi raporları denetlenerek davanın kabulü yönünde karar verilmesi gerektiği düşünülmeden 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (2004 sayılı Kanun) 32 nci vd. maddeleri gereği kesinleşmeyen ilamın icrasının icra dairelerinden istenebileceği, icrada yapılan bu işlemlerin davanın esasına dair olmadığı gözetilmeden bozma ilamı öncesinde hükemedilen bedelin ilâmlı icra ile tahsili sonucunda kamulaştırma işleminin tamamlandığından bahisle davanın reddinin doğru olmadığı belirtilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.

F. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; mahkeme hâkiminin maddi hataya düşerek dava konusu taşınmazın eski parsel numarası 20 parsel yerine eski 146 parsele ilişkin ödemeyi dava konusu taşınmaza ilişkin kabul ederek davayı reddettiğini, 146 parselin kamulaştırma bedeli 11.197 TL iken, 20 parselin kamulaştırma bedelinin 11.604,00 TL olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun( 2942 sayılı Kanun) Ek Madde-1 inci maddesi şöyledir; “Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında, uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde imar programları veya imar uygulamaları yapılır ve bütçe imkânları dâhilinde bu taşınmazlar ilgili idarelerce kamulaştırılır veya her hâlde mülkiyet hakkını kullanmasına engel teşkil edecek kısıtlılığı kaldıracak şekilde imar planı değişikliği yapılır/yaptırılır. (İptal: Anayasa Mahkemesinin 20/12/2018 tarihli ve E.: 2016/181 K.: 2018/111 sayılı Kararı ile)”

3. Değerlendirme

1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosya içindeki bilgi ve belgelere göre, bozma ilamlarımızda müteaddit kere belirtildiği üzere dava konusu taşınmazın 9670 m² kısmının kamulaştırılması için davalı idarece kamulaştırma kararı alındığı, davacının selefi konumundaki murislerine çıkarılan noter tebligatlarının ise geçersiz olduğu, idarenin kamulaştırma bedelininin bloke edildiğine dair dekondu dosyaya sunduğu, ancak ilgili banka şubesinin yazı cevabı dikkate alındığında bu bedelin davacının murislerine, ya da mirasçılarına ödendiğinin ispatlanamadığı bu durumda davacı açısından kesinleşmiş bir kamulaştırma işleminden söz edilemeyeceği anlaşılmıştır.

3.Bu durumda; 2004 sayılı Kanun'un 32 nci vd. maddeleri uyarınca bozma ilamı öncesinde hükemedilen bedelin ilamlı icra ile tahsili belgeleri gözetilerek kamulaştırma işleminin tamamlandığından bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru olmayıp dosya kapsamındaki bilirkişi kurulu raporları denetlenip Dairemizin tüm bozma ilâmlarını karşılar şekilde davanın kabulü yönünde karar verilmesi gerekmektedir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle,

Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan mahkeme kararının BOZULMASINA,

Davacıdan peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine,

09.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.