Logo

5. Hukuk Dairesi2022/14983 E. 2023/7937 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydının mahkeme kararıyla iptali nedeniyle oluşan zararın tazmini istemine ilişkin davada zamanaşımı ve husumet itirazlarının değerlendirilmesi.

Gerekçe ve Sonuç: 4721 sayılı Kanun'un 1007. maddesini etkili hale getiren Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 18.11.2009 tarihli kararından sonra davanın makul süre içerisinde açılmamış olması ve davalı Hazine vekilinin süresinde zamanaşımı def'inde bulunması gözetilerek, tazminat istemli davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, davalı ... yönünden ise husumet nedeniyle reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1908 Esas, 2022/2535 Karar

KARAR : Yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : Urla 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/285 Esas, 2022/138 Karar

Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 inci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idareler vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvuru talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın davalı Maliye Hazinesi yönünden zamanaşımı nedeniyle, davalı ... vekili yönünden ise husumet nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar ve davalı Hazine vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.

Davacılar vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 26.09.2023 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davacı vekili Avukat ..., davalı asıllar ... ve ... ile davalı Hazine vekili Avukat ... gelmiş, diğer davalı idare vekili duruşmaya katılmamıştır.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; İzmir ili, ... ilçesi, ... köyünde bulunan 506 (yeni 282 ada 1) parsel nolu taşınmazın 1485 /1760 hissesini davacının 31.01.1979 tarihinde satın aldığını, ancak söz konusu taşınmazın Urla Asliye Hukuk Mahkemesinin 1979/22 Esas ve 1984/27 Karar sayılı ilâmı ile tapu kaydının iptal edilerek Maliye Hazinesi adına tesciline karar verildiğini, müvekkilin murisinin zarara uğradığını, tapu sicilinin tutulmasında devletin sorumluluğu bulunduğundan bahisle belirlenecek tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı ve hak düşürücü süreler nedeniyle esasa girilmeksizin davanınreddi gerektiğini, tazminat talep edilebilmesi için tapu kaydının iptal edilmiş olmasının yeterli olmadığını, aynı zamanda davacıların zararın oluştuğunu da ispat etmesi gerektiğini, tapu kaydının iptal edilmesinin üzerinden 10 yıldan uzun bir süre geçtiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı ... vekili verdiği cevap dilekçesinde özetle; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname ile 17.08.2011 tarihinde 2863 sayılı Kanun'a eklenen ek madde uyarınca doğal sit alanları ile ilgili işlemlerden Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının görevli olduğunu belirterek davanın bakanlıkları yönünden husumet nedeni ile reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idareler vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davalı Maliye Hazinesi vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın yasal süresi içinde açılmadığını ileri sürmüş, aksinin kabulü hâlinde ise fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesinin dikkate alınması gerektiğini ileri sürmüştür.

2. Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın yasal süresi içinde açılmadığını, tapu iptal kararının kesinleşmesinden 35 yıl sonra açıldığını, sorumluluğun Hazineye ait olduğunu, davanın husumet nedeniyle reddi gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacılar murisi ...'in dava konusu 506 parsel sayılı taşınmazda bulunan 1485/1760 payını 14.06.1978 tarihinde satın aldığı, Urla Asliye Hukuk Mahkemesinin 1979/22 Esas, 1984/27 Karar tarihli kararı ile taşınmazda arkeolojik kalıntılar bulunduğu belirlendiğinden, 1710 sayılı Eski Eserler Kanun’un 1 nci maddesi kapsamında arkeolojik sit alanı olduğu saptandığı gerekçesi ile 506 parselde davacılar murisi ...'e ait payın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verildiği, kararın Yargıtay 1. Hukuk Dairesince onandığı, karar düzeltme taleplerinin reddine karar verildiği ve 27.03.1985 tarihinde kesinleştiği, muris payının 27.01.1986 tarihinde tapuda iptal edildiği ve hükmen Hazine adına tescil edildiği anlaşılmış olup davanın açıldığı tarih itibarıyla 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği, davalı Hazine vekilinin süresi içinde zamanaşımı def'inde bulunduğu belirlenmiş olduğundan davanın kabulüne dair İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak, davanın davalı Hazine yönünden zamanaşımından reddine, diğer davalı ... yönünden ise husumet nedeniyle reddine dair yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalı Maliye Hazinesi vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; aynî hakkın zamanaşımına uğramasının mümkün olmadığını, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun (YHGK) 18.11.2009 tarihli kararı itibarıyla davanın 10 yıllık zamanaşımı süresinde açıldığını, bu nedenle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalı Maliye Hazinesi vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükmün vekâlet ücreti yönünden düzeltilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri

2. 4721 sayılı Kanun'un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.

3. YHGK’nın 18.11.2009 tarihli ve 2009/4-383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. Anayasa Mahkemesinin 2014/6673 Başvuru No.lu 25.07.2017 tarihli, 29.09.2017 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan ... kararı.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu İzmir ili, ... ilçesi, ... köyü 506 (yenileme sonrası 282 ada 1) parsel sayılı taşınmaz davacılar murisi adına kayıtlı iken, Maliye Hazinesi tarafından tapu kaydının iptali istemi ile Urla Asliye Hukuk Mahkemesinin 1979/22 Esas, 1984/27 Karar sayılı dosyasında dava açıldığı, yapılan yargılama sonucu dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verildiği, söz konusu kararın 27.03.1985 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 25.04.2019 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.

3. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinden kaynaklanan tazminat davalarında, mülkiyet kaybının kesinleştiği tarihten itibaren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 146 ncı maddesine (eski 125 inci md.) göre 10 yıllık genel zaman aşımı süresi içinde dava açılması gerekmektedir. Diğer yandan Anayasa Mahkemesinin 2014/6673 Başvuru No.lu 25.07.2017 tarihli, 29.09.2017 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan ... kararı ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararı nazara alındığında; Hukuk Genel Kurulu kararı ile 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi ile düzenlenen tazminat için hukuk yolu etkili hale gelmiştir.

4. Buna göre, yukarıda sözü edilen Anayasa Mahkemesinin 2014/6673 Başvuru No.lu, 25.07.2017 tarihli kararı nazara alındığında, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesini etkili hâle getiren Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli kararından sonra davanın makul süre içinde açılması gerekmektedir. Eldeki dava 25.04.2019 tarihinde açılmış olup makul süre içinde açıldığının kabulü mümkün olmadığından ve davalı Hazine vekili süresinde zamanaşımı def'inde bulunduğundan tazminat istemli davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, davalı ... yönünden ise davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi hukuka aykırı bulunmamıştır.

5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar ve davalı Maliye Hazinesi vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,26.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.