"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince 08.11.2022 tarihli ek karar ile davacı idare vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar verilmiştir.
Ek karar davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
Dosya içeriğine göre Bölge Adliye Mahkemesince dava miktarı dikkate alınarak davacı idarenin temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar verilmiş ise de 15.04.2022 tarihli ve 31810 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 24.02.2022 tarihli ve 2021/34 Esas, 2022/21 Karar sayılı kararı ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 341 inci maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesinin “kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkin davalar” yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği gözetildiğinde; temyiz yoluna başvurulabilen kararları düzenleyen 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi için de aynı hususun uygulanması gerektiğinden temyiz incelemesine konu edilen kararın miktar itibarıyla kesinlik sınırına bakılmaksızın temyizinin olanaklı bulunduğu kabul edilmelidir.
Bu durumda Bölge Adliye Mahkemesinin 08.11.2022 tarihli ve 2022/2427 Esas, 2022/2513 Karar sayılı ek kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde; ... ili, ... ilçesi, ... köyü, 1397 ada 79 parsel sayılı taşınmazda kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vd. vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davanın reddine karar verilmesini, aksi taktirde mülkiyet ve tasarruf hakkı tamamen kısıtlanmak suretiyle kullanılamaz durumda olan taşınmazın gerçek değerinin ve meydana gelen değer kaybının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ile bu hakkın davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın bedelinin yüksek belirlendiğini, hükme esas verilerin hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinin 2942 sayılı Kanun'un değerlendirmeye ilişkin hükümlerine aykırılık teşkil etmediği, taşınmazın niteliği, tamamının yüzölçümü, geometrik durumu ve enerji nakil hattı güzergahı dikkate alınarak değer düşüklüğü oranı belirtilmek suretiyle irtifak hakkı bedelinin tespit edilmesinde usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı, davanın niteliği gereğince davacı idare lehine vekâlet ücreti takdir edilmemesinin yerinde olduğu, mahkemece iade kararı gereğince işlem yapıldığı anlaşıldığı böylece mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesince kararın kesin olduğu belirtilse de 15.04.2022 tarihli ve 31810 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 24.02.2022 tarihli ve 2021/34 Esas, 2022/21 karar sayılı Kararı ile 6100 sayılı Kanun’un 341 inci maddesinin ikinci fıkrasının "Miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir" hükmü, "kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkin davalar" yönünden iptal edildiğinden ek kararın kaldırılarak temyiz talebimizin kabulü ile inceleme yapılması gerektiğini, dava konusu taşınmazın arazi vasfında olduğunu, irtifak bedeli hesabında değer düşüklüğü oranının yüksek belirlendiğini, emsal karşılaştırmasının uygun olmadığını, ilk karar ile belirlenen bedelden acele kamulaştırma bedelinin mahsubuyla fark 25.634,52 TL depo edildiği halde kararda fark bedelin 24.634,46 TL olarak yazıldığı, bedeldeki hatanın düzeltilmesi ya da 1.000,06 TL nin idareye iade edilmesi gerektiğini, idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu malikleri arasındaki kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Arsa niteliğindeki dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... köyü, 1397 ada 79 parsel sayılı taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesine taşınmazın niteliği, tamamının yüzölçümü, geometrik durumu ve enerji nakil hattı güzergahı dikkate alınarak değer düşüklüğü oranı belirtilmek suretiyle irtifak hakkı karşılığının tespit edilmesi yerindedir.
3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
4. Tespit edilen kamulaştırma bedelinden acele el koyma bedelinin mahsubu ile kalan bedele dava tarihinden dört ay sonrasından ilk karar tarihine kadar faiz işletilmesine karar verilmesi gerekirken infazda tereddüt yaratacak şekilde faize hükmedilmesi bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Bölge Adliye Mahkemesinin 08.11.2022 tarihli ve 2022/2427 Esas, 2022/2513 Karar sayılı ek kararının KALDIRILMASINA,
2. Davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,
3. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, davacı tarafın temyiz itirazının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (3) numaralı bendinin hükümden çıkartılmasına yerine "Tespit edilen kamulaştırma bedelinden acele el koyma bedelinin mahsubu ile kalan 25.634,52 TL bedele dava tarihinden dört ay sonrası olan 30.11.2016 tarihinden ilk karar tarihi olan 07.09.2017 tarihine kadar faiz işletilerek ödemede tekerrür olmamak kaydıyla davalılara ödenmesine" cümlesinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Davacı idareden peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.