Logo

5. Hukuk Dairesi2022/14998 E. 2023/4032 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydındaki mükerrerlik nedeniyle oluşan eksik alan yüzünden Hazine'ye karşı açılan tazminat davasında, tazminat miktarının belirlenmesi ve davalının sorumluluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, uyuşmazlık konusu taşınmazın değerini belirlerken bozma kararına uygun hareket ettiği, zararın oluştuğu tarihi esas aldığı, tarafların iddia ve savunmaları ile dosyadaki delillerin birlikte değerlendirilmesi sonucu verdiği kararın usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek, temyiz itirazlarının reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasındaki 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesine göre tazminat istemine ilişkin asıl ve birleştirilen davalarda verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın kabulüne, ilk davada saklı tutulan bölümün tahsili istemine ilişkin olarak açılan birleştirilen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; ... ili, ... ilçesi, ... köyü 1374 parsel sayılı taşınmazı 12.02.2006 tarihinde 6.790,69 m² yüzölçümüyle satın aldığını; ancak satın aldıktan sonra tapu kaydının beyanlar hanesine mükerrerlik şerhi konulduğunu ve taşınmazın mükerrer olan kısmının iptal edileceğinin bildirildiğini, Van Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/1054 Esas, 2007/1240 Karar sayılı kararı ile taşınmazın 3.281,31 m²sinin 721 ada 61 parsele kaydedildiğini, 238,66 m²lik kısmının ise yola terki ile düzeltilmesine karar verilmesi nedeniyle müvekkilinin uğradığı zarardan Hazinenin sorumlu olduğunu belirterek tazminat talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; zaman aşım süresinin geçtiğini ve husumetin Tapu Sicil Müdürlüğüne yöneltilmesi gerektiğini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Van 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 28.04.2016 tarihli ve 2013/277 Esas, 2016/482 Karar sayılı kararı ile davanın 3.281,31 m² yönünden kabulüne, 238,66 m² yönünden reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Van 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 28.04.2016 tarihli ve 2013/277 Esas, 2016/482 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 21.06.2018 tarihli ve 2016/11814 Esas, 2018/4695 Karar sayılı kararıyla davacının zararının Van Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/1054 Esas, 2007/1240 Karar sayılı kararının kesinleştiği 31.10.2007 tarihinde oluştuğu, bu tarihin değerlendirme tarihi olarak esas alınması gerektiği ancak taşınmaza dava tarihi itibarıyla değer biçildiği ve davaya konu taşınmazın niteliğinin ve değerinin yöntemine uygun tespitinin yapılmamış olmasının usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesi ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile sayılı kararı ile asıl davanın kabulüne, ilk davada saklı tutulan bölümün tahsili istemine ilişkin olarak açılan birleştirilen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; belirlenen metrekare birim fiyatının taşınmazın konumu dikkate alındığında çok düşük olarak belirlenmiş olduğunu, emsal seçiminin ve incelemesinin hatalı yapıldığını, taşınmazın konumunun oldukça değerli bir bölgede yer aldığını, taşınmazın değeri belirlenirken zararın oluştuğu 2007 yılı verilerine göre değerlendirme yapılmış ise de dava tarihi itibarıyla değerlendirme yapılması gerektiğini ileri sürmüştür.

2. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişsiz ve yetersiz olduğunu, iddia edildiği gibi tapu kaydının tutulmasından kaynaklı yanlışlık (mükerrerlik nedeniyle terkin işlemi) olduğu kabul edilse dahi, işlemden sonra satış gören tapu malikinin iyiniyetinden bahsedilemeyeceğini, davanın bu sebeple de reddi gerektiğini, davacının aktif dava ehliyetinin de bulunmadığını, faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu, davanın husumet ve zamanaşımı yönlerinden de reddinin gerektiğini, sorumluluğun doğması için gerekli olan yasal şartlar oluşmadığını, komşu parsellere dava açma hakkı bulunduğunu ve öncelikle bu yola başvurulması gerektiğini, davacının taşınmazı satın alırken gereken özeni göstermesi ve araştırarak, ölçümünü yaparak satın alması gerekirken hiçbir ölçüm yapmadan satın almasında kendi hatası olduğunu, taşınmaz değerinin bahse konu eksilme işleminin yapıldığı tarih esas alınarak hesaplanması gerektiğini, taşınmazın tarla vasfında olduğunu, bedelin çok yüksek olduğunu, emsal incelemesinin usul ve kanuna aykırı yapıldığını, davacının zararı olmadığını, taşınmazın aynı zamanda Karayolları Genel Müdürlüğünce kamulaştırıldığını, belirlenen bedelden hakkaniyet indirimi yapılması gerektiğini, kişilerin sebepsiz zenginleştiğini, yargılama giderleri ile ilgili oranlamanın yanlış yapıldığını, Hazine aleyhine gereğinden fazla yargılama giderine hükmedildiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri

2. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihaî kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, aşağıda yazılı kalan harcın istek hâlinde davacıya iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

26.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.