Logo

5. Hukuk Dairesi2022/15018 E. 2023/1904 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların iddia ve savunmaları, deliller, uygulanabilir hukuk kuralları, hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

KARAR : Esastan ret/Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun ile değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun davacı idare yönünden esastan reddine, davalı yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; Konya ili, ... ilçesi, ... Kasabası, ... Mahalle 279 ada 4 parselde kayıtlı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile davacı DSİ Genel Müdürlüğü adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kıymet takdiri raporunda yapılan değerlendirmeler sonucu müvekkilinin taşınmazının değerinin çok düşük kaldığını, taşınmazın ilçe merkezine yakın olup gelişme alanı içerisinde olduğunu, tarım arazisi olduğunu ve sulu tarımın her kolunun yapılabileceği ve her türlü kültür bitkisinin yetişebileceğini, gerekli sulama sahasına sahip olan taşınmazın değerinin altında kamulaştırılacağını, taşınmazın köy merkezine ve alım merkezlerine yakın olmasının değerini artırdığını, elde edilen ürünlerin pazarlamasını kolaylaştırdığını ve giderleri azalttığını, parselde sulu tarım yapılabileceğinden maddiyat bakımından değerli ürünlerin yetiştirilmekte olduğunu ve yetiştirilen ürünlerden maksimum gelir elde edildiğini, açıklanan nedenlerle kıymet takdir kurulu tarafından tespit edilen değerin günün koşullarına uygun olarak artırılarak hak ve hakkaniyete uygun bir değer tespit edilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma bedelinin tespiti ile tapu kayıtlarının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; meyve bahçelerinde kıymet takdiri değerlemesi yapılırken tek yıllık tarımsal ürünlerde (münavebe bitkileri) kullanılan hesaplama yönteminin kullanıldığını, dolayısıyla meyve bahçesi hesabı yapılırken periyodik gelirlerin kapitalizasyonu kriteri yöntemi kullanılarak meyve bahçesi bilanço hesabının yapılması gerektiğini ancak bilirkişi raporlarında bu yöntemin uygulanmadığını, hatalı hesaplama yapıldığını, raporda tarımsal kıymet takdir kriterlerine uyulmadığını, ürün net gelirinin hesabında üretime ilişkin sabit giderlerin dikkate alınmamasının da hatalı olduğunu, raporda ürün net gelirinden tüm masrafların çıkarılmadan hesaplama yapıldığını, bunun da net gelirin olması gerekenden daha yüksek çıkmasına neden olduğunu, standartları Türkiye ortalamalarına göre düşük ve ulaşımı zor olan bu yörede sulu tarlada kapitalizasyon oranının % 5'ten %4'e; kuru tarlada %6'dan %5'e indirilmesinin yanlış olduğunu, buradaki taşınmazların, kent merkezlerinde bulunmadığını ayrıca sulu tarla bedellerinin idarenin belirlediği fiyatlara göre üç kat yüksek hesaplandığını, bu durumun parsel sahibinin sebepsiz zenginleşmesine sebep olacağını ileri sürmüştür.

2.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın 22.11.2021 tarihinde karara çıkmış olduğunu, 2022 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 20.11.2021 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlandığını, bu sebeple maktu vekâlet ücretinin 5.100,00 TL olarak belirlenmesi gerektiğini, kararı bu yönden de istinaf ettiklerini, eldeki davanın 2020 yılının Ekim ayında açılmış olduğunu, keşfin 2021 yılında yapıldığını, dava konusu parselde bulunan evin yapı maliyet bedelinin 2021 yılına göre hesaplanması gerektiğini, dava konusu parsel üzerinde bulunan evin 8-12 yaş aralığında olduğunu, yıpranma oranının hatalı hesaplandığını, taşınmazda bulunan duvar bedelinin de hatalı ve eksik tespit edildiğini, her ne kadar inşaat seviyesi % 85 olarak hesap edilmiş ise de bu hususun kabulünün mümkün olmadığını, sadece son iki katın sıvasız olmasının inşaat seviyesini etkilemeyeceğini, inşaat seviyesinin en az % 95 olarak kabul edilmesini talep ettiklerini, son katın dış cephe sıvasından başka hiçbir eksiği bulunmamakta olup salt bu sebeple %15 inşaat seviyesi düşüklüğü uygulanmasının usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, davalıya ait taşınmazın arsa kısmına yapılan hesaplamanın kabulünün mümkün olmadığını, emsalinden bile daha değerli olan bir arsayı oranlayarak neredeyse beşte bir bedel tespit edilmesinin kabul edilebilir nitelikte olmadığını, bütün kriterlerde de davalıya ait taşınmaza oldukça düşük değerler verildiğini, taşınmazın değerinin yeniden değerlendirilerek objektif değer artışı uygulanmasını talep ettiklerini, ağaç bedellerinin de hatalı hesaplanmış olduğunu, çoğu ağaca fidan bedeli belirlendiğini, metrekaresine 70 TL gibi düşük bir bedeli kabul etmediklerini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arsa niteliğindeki taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi maddesi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak; taşınmaz üzerindeki ağaçlara maktuen, üzerinde bulunan yapıya ise resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek değer biçilmesine ve tespit edilen bedellerin bloke ettirilerek davalıya ödenmesine ilişkin İlk Derece Mahkemesinden verilen karara karşı yapılan istinaf başvurusunun davacı idare yönünden esastan reddine; davalı yönünden kabulü ile vekâlet ücreti ve faize ilişkin olarak hüküm düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.

2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci ve 12 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davalıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 01.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.