Logo

5. Hukuk Dairesi2022/15062 E. 2023/2987 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydına kıyı kenar çizgisi şerhi konulan taşınmazın, şerhden sonra satın alınması nedeniyle uğranılan zararın, tapu sicilinden kaynaklanan bir zarar olup olmadığı ve Devletin tazminat sorumluluğunun bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, tapu kaydındaki kıyı kenar çizgisi şerhini görme imkanına sahip olduğu halde taşınmazı satın alması nedeniyle, 4721 sayılı TMK'nın 2. maddesi uyarınca dürüstlük kuralına aykırı davrandığı ve uğradığı zarar ile tapu sicili arasında illiyet bağı bulunmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

KARAR : Yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki çekişmeli taşınmazın kıyı kenar tahdidi içinde kalması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırarak, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Sakarya ili, ... ilçesi, ... Mahallesindeki 675,00 m² yüzölçümlü 137 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tapusuna davalı Hazine tarafından konulan şerh nedeniyle mülkiyet hakkının tecavüze uğradığından bahisle dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca davalı Hazineden tazminat talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; 3621 sayılı Kıyı Kanunu’na (3621 sayılı Kanun) göre kıyıların devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğunu, kıyı kenar çizgisinin tespitinin bu Kanun'un 9 uncu maddesi hükümlerine göre yapıldığını ve sonrasında taşınmazın kıyı kenarda kaldığından bahisle tapu kaydının iptali ile sicilden terkinini istemeye yetkili taraf Hazinenin bizzat kendisinin olduğunu, dava konusu parselin kıyı kenar çizgisinde kalmadığını, davacının idare ile uzlaşmaya ilişkin başvuruda bulunmadığını, davanın usulden reddini, taşınmaza ilişkin istenen tazminatın taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde kalması nedeniyle tapu kaydının iptali kararının kesinleştiği tarihte başlayacağını, davacı tarafın tazminat talep edebilmesi için tapu kaydının iptal edilmesi gerektiğini, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptal edilmediği, tapu kaydının halen davacı adına kayıtlı olduğu, hal böyle iken davacının mal varlığında herhangi bir azalma olmadığı ve bu nedenle zarar meydana gelmediğinden davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde; davacı tarafından dava konusu taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı bilerek alındığını ve akabinde dava açıldığını, taşınmazdaki şerhi bilen davacı yönünden kötü niyetli olduklarının kabul edilmesi gerektiğini, 3621 sayılı Kanun'a göre kıyıların devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğunu, bu Kanun'un 9 uncu maddesi hükümlerince taşınmazın kıyı kenarda kaldığından bahisle tapu kaydının iptali ile sicilden terkinini istemeye yetkili tarafın Hazinenin bizzat kendisi olduğunu ve davacının tapu iptali ile tescil talepleri yönünden davacı olamayacağını, davacı tarafın tazminat talep edebilmesi için tapu kaydının iptal edilmesi gerektiğini, tapusu iptal edildikten sonra taşınmaz sahibinin tazminat davası açabileceğini, bilirkişi raporuna itirazlarında emsal alınan Aşağıincilli mahallesi 473 ada 42 parsel sayılı taşınmazın kullanıldığını, ... ilçesinde yapılan tüm keşiflerde aynı emsal kullanılmasının taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, belirlenen değerin kıyıda kalan imarsız taşınmazlar için son derece yüksek ve fahiş olduğunu, bilirkişi raporunun eksik olduğunu belirterek usul ve yasaya aykırı İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın ... adına kayıtlı iken tapu kaydına 24.02.2020 tarihinde kıyı kenar çizgisinde kaldığına dair şerh düşüldüğü; davacının taşınmazı 09.07.2021 tarihinde 14190 yevmiye sayılı işlem ile üzerindeki şerhin getirdiği yükümlülük ile birlikte satın aldığı anlaşılmıştır buna göre Devlet tapu sicil kaydındaki şerhin tesisini sağlayarak kaydın bu hali ile değerlendirilmesi gerektiği hususunu aleniyete intikal ettirmiştir. 4721 sayılı Kanun’un 1020 nci maddesinin "Tapu sicili herkese açıktır. İlgisini inanılır kılan herkes, tapu kütüğündeki ilgili sayfanın ve belgelerin tapu memuru önünde kendisine gösterilmesini veya bunların örneklerinin verilmesini isteyebilir. Kimse tapu sicilindeki bir kaydı bilmediğini ileri süremez." hükmü nazara alındığında tapunun beyanlar hanesine şerh işlendikten sonra bu şerhi tapuda görmesine rağmen taşınmazı devralan davacının iyi niyetli olduğundan ve 4721 sayılı Kanun’un 2 nci maddesi uyarınca dürüst davrandığından söz edilemez. Hal böyle olunca, davacının tapusunun iptali sebebiyle bir zararının oluştuğu kabul edilse bile bu zararın tapu sicil kayıtlarının doğru tutulmamasından kaynaklandığı söylenemeyeceği gibi zarar ile tapu işlemleri arasında nedensellik bağının varlığından da bahsetmek mümkün olmayacağından bu parsel yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verildiğinden davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin iki numaralı alt bendi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde; müvekillinin mülkiyet hakkının kısıtlandığını, tapu kaydında bulunan şerhten haberi olmadığını olsa dahi devletin kusursuz sorumluğuna gidilebileceğinden dava konusu taşınmazın değerinin dava tarihine göre hesaplanarak davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; davacı vekilinin ileri sürdüğü temyiz sebeplerinin reddiyle, idare lehine dava değeri üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın düzeltilerek onanmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’nun “Sorumluluk” karar başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.”

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.''

5. 4721 sayılı Kanun'nun "Tapu sicilinin açıklığı” karar başlıklı 1020 inci maddesi şöyledir:

“Tapu sicili herkese açıktır. İlgisini inanılır kılan herkes, tapu kütüğündeki ilgili sayfanın ve belgelerin tapu memuru önünde kendisine gösterilmesini veya bunların örneklerinin verilmesini isteyebilir.”

6. 4721 sayılı Kanun'nun "Dürüst Davranma" karar başlıklı 2 inci maddesi şöyledir:

"Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz."

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu Sakarya ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 137 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydına 24.02.2020 tarihinde kıyı kenar çizgisinin kıyı tarafında kaldığına dair şerh düşüldüğü; davacının taşınmazı 09.07.2021 tarihinde 14190 yevmiye sayılı işlem ile üzerindeki şerhin getirdiği yükümlülük ile birlikte satın aldığı anlaşılmıştır.

3. Buna göre Devlet tapu sicil kaydındaki şerhin tesisini sağlayarak kaydın bu hali ile değerlendirilmesi gerektiği hususunu aleniyete intikal ettirmiştir. 4721 sayılı Kanun’un 1020 nci maddesinin "Tapu sicili herkese açıktır. İlgisini inanılır kılan herkes, tapu kütüğündeki ilgili sayfanın ve belgelerin tapu memuru önünde kendisine gösterilmesini veya bunların örneklerinin verilmesini isteyebilir. Kimse tapu sicilindeki bir kaydı bilmediğini ileri süremez.'' hükmü nazara alındığında tapunun beyanlar hanesine şerh işlendikten sonra bu şerhi tapuda görmesine rağmen taşınmazı devir alan davacının iyi niyetli olduğundan ve 4721 sayılı Kanun’un 2 nci maddesi uyarınca dürüst davrandığından söz edilemez. Hal böyle olunca, davacının tapusunun kıyı kenar çizgisi içinde kalması sebebiyle bir zararının oluştuğu kabul edilse bile bu zararın tapu sicil kayıtlarının doğru tutulmamasından kaynaklandığı söylenemeyeceği gibi zarar ile tapu işlemleri arasında nedensellik bağının varlığından da bahsetmek mümkün olmayacağından davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

4. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin “Maddi tazminat istemli davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur.” cümlesini ihtiva eden 13 üncü maddesinin dördüncü bendi gereğince davalı idare yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmesi doğrudur.

5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine, davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

27.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.