"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsiline ve ecrimisile ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı idareler vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ... ili, ... ilçesi, ... köyü 121 ada 7 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, taşınmaza kamulaştırma yapılmaksızın askeri güvenlik gerekçesiyle tel örgü çekilmek suretiyle fiilen el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedeli ile ecrimisilin davalı idarelerden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; geriye dönük olarak 5 yıl için ecrimisil isteminde bulunulabileceğini, dava tarihinden geriye dönük 5 yılı aşan ecrimisil talebi için zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davacı vekili tarafından açılan davada haksız el atma tarihinin belirtilmemiş olduğunu, ayrıca ecrimisil talebinin hangi yıllara ilişkin olduğunu, hangi yıl için ne kadar ecrimisil talep edildiğinin de belirtilmediğini, talep kısmının açıklanması gerektiğini, davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 16.12.2014 tarihli ve 2013/58 Esas, 2014/518 Karar sayılı kararı ile dava devam ederken mahkemeye sunulan ve taraflarca imzalanan 04.09.2014 tarihli tutanaktan davalı kurumun tecavüze son verdiği ve davacının taşınmazından davalı kurumun çekildiği anlaşıldığından davanın tazminat talebi yönünden reddine, ecrimisil talebi yönünden kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 07.12.2015 tarihli ve 2015/11024 Esas, 2015/23267 Karar sayılı kararı ile 02.11.2011 tarihinde yürürlüğe giren 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 1 inci, 2 nci ve 6 ncı maddelerine göre ekinde bulunan cetvelin 36 ncı sırasında bulunan Jandarma Genel Komutanlığının kendisini temsil yetkisi bulunduğunun açıkça belirtildiği dikkate alınarak adı geçen davaya dahil edilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği gerekçesi ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne ve el atma tazminatı ile ecrimisilin davalı ... Bakanlığından tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idareler vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı idare ... ve Hazine vekili Av. ... temyiz dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olmadığını, tapuya tescile dair kısmın Hazine adına tapuya tesciline şeklinde düzeltilmesi gerektiğini, Hazine lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı idare ... ve ... vekili Av. ... temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede konuşlu Yağcılar Karakolunun halihazırda anılan taşınmaza herhangi bir işgali bulunmadığını, bölgenin güvenlik ve emniyetinin sağlanması için 1993 yılında oluşturulan mayınlı sahanın 997.81 m²lik alanının dava konusu taşınmaz üzerinde kaldığını, söz konusu mayınlı arazinin temizlenmesi hususu konusunda artık müvekkil kuruma bir sorumluluk yüklenemeyeceğinden bu hususla ilgili sorumluluk da Milli Savunma Bakanlığına ait olduğunu, masrafların düşük alındığını, kapitalizasyon faiz oranın %6'dan daha yüksek belirlenmesi gerektiğini, %30 oranında objektif değer artışı uygulanmasının mümkün olmadığını, sonradan ekilen fıstık ağaçlarının taşınmaz bedeline eklenmesinin kabul edilemeyeceğini, araziden gelir elde edildiğine dair somut bir durum mevcut olmadığı halde araziden ecrimisil anlamında mahrum kalınan bir zararın da mevcut olmayacağını, hükümdeki tapuya tescile dair kısmın Hazine adına tapuya tesciline şeklinde düzeltilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu maliki ile davalı idareler arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ile bedelinin ve ecrimisilin tahsili hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ile 439 uncu maddeler
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına...” karar verilmiştir.
3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı idareler vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Dava konusu taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmemiştir.
3. Davalı ... hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine kararı verilmesi ve davalı idare lehine maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi bozmayı gerektirir.
4. Hazine'nin taraf olmadığı halde davalı olarak gösterilmiş olması doğru değildir.
Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 438 inci maddesinin yedinci fıkrası hükmü uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı idareler vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davalı idare vekillerinin Mahkeme kararına yönelik temyiz itirazının kısmen kabulü ile Mahkeme karar başlığının davalı bölümünde yer olan 2 Nolu bendin çıkartılmasına, Mahkeme kararının hüküm fıkrasının (3) numaralı bendinde yer alan "... " kelimelerinin çıkartılarak yerine "Hazine" kelimesinin yazılması, (7) numaralı bendinde yer alan " kabul- ret oranına göre 21,64 TL'sinin" ve "bakiyesinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına," ibarelerinin çıkartılması, (10) numaralı bendinde yer alan " İç İşleri Bakanlığı ve dahili davalı" kelimelerinin çıkartılması, ayrı birer bent olarak "Davalı ... yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine"ve "Davalı ... vekil ile temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00 TL maktu vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine," cümlelerinin yazılması ve karar başlığından davalı olarak gösterilen Hazine'nin çıkartılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Davalı idareler harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına,
21.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.