"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsiline ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davalı ... hakkında açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı ... hakkında açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 3257 ada 50, 51 ve 52 parsel sayılı taşınmazların hissedarı olduğunu, taşınmazlara ... tarafından kamulaştırma yapılmaksızın yol yapılmak suretiyle fiilen, ... tarafından imar planında sosyal tesis, yol ve park alanında planlanması suretiyle hukuken el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmazlar bedelinin davalı idarelerden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazlara fiilen el atmanın bulunmadığını, taşınmazların imar planında tali yol, yaya yolu ve park olarak planlanması sorumluluğunun ... Belediyesine ait olduğunu ileri sürmüştür.
2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların imar planında ana arter niteliğindeki yolda ve 30.000 m²den büyük park alanında kaldığını, bu alanların bakım ve sorumluluğunun ... Büyükşehir Belediye Başkanlığına ait olduğunu, müvekkili idare yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
III. MAHKEME KARARI
... 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 28.10.2014 tarihli ve 2012/9 Esas, 2014/328 Karar sayılı kararı ile davalı ... hakkında açılan davanın usulden reddine, davalı ... hakkında açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 28.10.2014 tarihli ve 2012/9 Esas, 2014/328 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesinin 24.12.2015 tarihli ve 2015/3376 Esas, 2015/19152 Karar sayılı kararı ile bilirkişi kurulunca dava konusu taşınmazlara komşu olan 3257 ada 43 parsel sayılı taşınmazın ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/1371 Esas, 2011/485 Karar sayılı dosyasında yapılan yargılaması sonucunda taşınmazın dava tarihi olan 31.12.2010 itibarıyla metrekaresinin 1.200,00 TL/ m² olarak tespit edildiği, tespit edilen bedelin eldeki dosyanın dava tarihine endekslenerek dava konusu taşınmazın metrekare fiyatının bulunduğu, taşınmazın bedelinin bu şekilde belirlenmesinin yasanın öngördüğü “emsal satış” fiyatı anlamında kabul edilemeyeceği ve 04.11.1983 tarihinden sonra el atılan taşınmazlar yönünden, kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan davalarda, mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekâlet ücretinin nispi olarak uygulanması gerektiği gerekçeleri ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı ... hakkında açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı ... hakkında açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazlarda müvekkiline ait 1.378,38 m²lik hisseye yönelik 07.07.2014 tarihli bilirkişi raporunda hesaplanan bedel üzerinden harcın tamamlandığını, ancak yargılama aşamasında davalı ... tarafından 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18 inci maddesi gereğince imar uygulaması yapıldığını, müvekkiline ait taşınmazlardan ikinci kez düzenleme ortaklık payı kesildiğini, ayrıca imar uygulaması sonucu müvekkilinin özel sosyal tesis alanı olarak ayrılan 3198 ada 3 parsel sayılı taşınmazda hissedar haline getirildiğini, imar planında özel sosyal tesis alanı olarak planlanan taşınmazın kamulaştırmaya konu olamayacağını, bu nedenle bu alana ve düzenleme ortaklık payı olarak kesilen kısımlara ilişkin davanın konusuz kalması gerektiğini, sonuç olarak uygulamaya girmeyen ve imarda yol ve park olarak tahsis edilen 168,10 m²lik kısmın bedeli olan 235.333,44 TL bedelin davalılar tarafından müştereken ve müteselsilen ödenmesini, ayrıca özel sosyal tesis alanı ve düzenleme ortaklık payı olarak ayrıldığı için konusuz kalan 1.210,28 m²lik kısma ilişkin 1.707.600,54 TL üzerinden hesaplanacak yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalı idarelerden alınması gerektiğini ileri sürerek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; ana artere cepheli olan taşınmazlardaki tüm fiili ve hukuki el atmalardan Büyükşehir Belediyesi sorumlu olduğu halde, müvekkili idareye husumet yöneltilmesinin doğru olmadığını, bu yönüyle davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini, 3257 ada 50, 51 ve 52 parsel sayılı taşınmazların dava tarihi olan 06.01.2012 tarihi itibarıyla kadastro parseli olduğunu, buna karşılık emsal taşınmazın imar parseli olduğunu, belediye yazılarında ve önceki bilirkişi raporlarında belirtildiği halde, hükme esas alınan raporda düzenleme ortaklık payı kesilmediğini, dava konusu 3257 ada 50, 51 ve 52 parsel sayılı taşınmazlardan fiili el atma bulunmayan 50 ve 51 parsel sayılı taşınmazlarla ilgili olarak proje bütünlüğü söz konusu olamayacağını, bu parseller yönünden davanın reddedilmesini, taşınmaz için belirlenen bedelin yüksek olduğunu, yakın konumda bulunan taşınmazlarla ilgili davalarda çok daha düşük bedellerin tespit edildiğini, emsal taşınmazların ile dava konusu taşınmazların konum ve özelliklerinin farklı olup, emsal olarak alınmasının mümkün olmadığını ileri sürerek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu maliki ile davalı idareler arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ile bedelinin tahsili hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesi.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı ve davalı ... vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine, aşağıda yazılı kalan harcın davalı ... Başkanlığından alınmasına,
27.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.