"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/87 Esas, 2022/117 Karar
KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın davalılar Milli Eğitim Bakanlığı ve İç İşleri Bakanlığı yönünden husumetten reddine, davalı ... yönünden usulden reddine, davalı ... yönünden kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı ... vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu ... ilçesi, ... mevkii 1290 parsel sayılı taşınmazda davacının murisi Türtüncü ... ve Tütüncü ... oğlu ...’in paydaş olduğunu, taşınmazın Büyükçekmece Belediyesi tarafından Çatalca Asliye Hukuk Mahkemesinin 1987/95 Esasında açılan dava ile tapusunun iptal edilerek idare adına tescil edildiğini, taşınmazın kamulaştırılığına dair tarafına herhangi bir tebligat yapılmadığı gibi bedel de ödenmediğini, tazminat bedelinden hâli hazırda kullanan idarelerin sorumlu olduğunu, kamulaştırmasız el atma bedelinin tespiti ile davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde özetle; kamulaştırmasız el atma davasını ancak malik olan kişi açabilecekken tapuda malik olarak kayıtlı görülmeyen davacıların davasının reddi gerektiğini, dava konusu yerde okul, Atatürk Kültür Merkezi ve Kûba Camii ve otoparkı bulunduğunu, İdarenin herhangi bir el atması olmadığını, ilçe belediyesinin sorumlu olduğunu, davanın aktif ve pasif husumet yokluğundan usulden reddine, davanın usulden reddedilmeyecekse esastan reddine, esastan inceleme yapılması durumunda yöntemince araştırma yapılması gerektiğini, davanın kabulü halinde el atılan kısmın müvekkili idare adına tapu kaydına tesciline, belirlenecek tazminat bedelinin davacının tapu kaydındaki haciz, ipotek, vakıf icaresi vb. tüm takyidatları ve şerhleri de kapsayacak şekilde bedele yansıtılmasına ve tüm takyidatların kaldırılarak terkin ve tescil işlemi yapılmasına, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu parselin kesinleşen mahkeme kararı ile müvekkili adına tapuda tescil edildiğini, kesinleşen mahkeme kararının yapılan yargılamasında 16.03.1987 tarihli adres araştırması müzekkeresi ile mahkemenin davacıların kök murislerinin de içinde bulunduğu hissedarların tebligata elverişli adreslerinin araştırmasını yaptığını, mahkeme karar ve evraklarının Tebligat Kanunu'na uygun halde tebliğ edildiğini, davanın reddine, kök murisin dava konusu taşınmazda hissedar olduğunun ispatı yönünde davacı tarafa dava açması için kesin süre verilmesine, aksi halde davanın usulden reddine, kök muris ile veraset ilamındaki kişinin aynı kişi olup olmadığına dair davacı tarafın ispat yükümlülüğü altında olması sebebiyle sayın mahkemenin belirleyeceği süre içerisinde bunu ispat etmesine, tapu sicil müdürlüğünden davacılar yönünden veraset intikal işlemlerinin ne zaman yapıldığının araştırılmasına, yasal süresinde ikame edilmeyen davanın süre aşımı yönünden, dava açma ehliyeti yönünden şartları mevcut olmayan davacıların davasının usulden reddine, haksız açılan davanın reddi ile yargılama giderleriyle vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
3.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; yetkisizlik, görevsizlik, zamanaşımı, dava şartı yokluğu ve davanın kabule şayan olmadığı hususlarında ilk itirazlarının bulunduğunu, davanın husumet yönünden reddini talep ettiklerini, davacıların davayı açma sıfatları bulunmadığını, dava konusu yere kamulaştırmasız el atılmadığını, fiilen kullanıldığını beyanla davanın usul ve esas açısından reddine, davanın kabulüne karar verilmesi halinde tapu kaydında bulunan haciz, ipotek vs. tüm takyidatların ve şerhlerin kamulaştırmasız el atma bedeline yansıtılmasına ve tüm takyidatların kaldırılarak tescil işlemi yapılmasına, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
4. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın müvekkili idareye herhangi bir başvurusu bulunmadığını, dava şartı eksikliğinden davanın reddi gerektiğini, davanın alacağının zamanaşımına uğradığını, davanın öncelikle dava şartı eksikliğinden devamında esastan reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 24.05.2016 tarihli ve 2015/578 Esas, 2016/292 Karar sayılı kararı ile davanın ... ve Milli Eğitim Bakanlığı yönünden kabulüne, İçişleri Bakanlığı yönünden kısmen kabulüne, İstanbul Büyükşehr Belediye Başkanlığı yönünden usulden reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin 24.05.2016 tarihli ve 2015/578 Esas, 2016/292 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde ..., Milli Eğitim Bakanlığı ve İçişleri Bakalığı vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 18.03.2019 tarihli ve 2017/22404 Esas, 2019/4770 Karar sayılı kararı ile davalı ... yönünden temyiz dilekçesinin süre nedeniyle reddine; Milli Eğitim Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı vekillerinin temyiz talebi yönünden yapılan incelemede ise 502 ada 3 ve 501 ada 17 parsellerin 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 16ncı maddesi uyarınca Büyükçekmece Belediyesi adına tescil edilmesinden sonra Maliye Hazinesine trampa yolu ile devredildiği ve bu devir işlemine istinaden taşınmazların Milli Eğitim Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı tarafından tasarruf edildiği gözetilerek, 502 ada 3 parselin 519,08 metrekarelik kısmı ile 501 ada 17 parsel ilgili olarak ... hakkında açılan davanın kabulüne, diğer davalılar hakkında açılan davaların ise husumet yönünden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi, dava konusu taşınmaz malikleri ...: Tütüncü .... ve Tütüncü ... Ağa ile davacılar murisi Tütüncü ... oğlu ... ve Tütüncü ...'in aynı kişi olup olmadığı anlaşılmadığından bu husustaki bilgi ve belgeler (nüfus kaydı, veraset ilamı, tapuda isim düzeltim kararı v.b.) taraflardan istenip temin edilmeden, eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmeyerek mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararı ile davanın davalı ... Belediyesi yönünden kabulüne; davalılardan Milli Eğitim Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı yönünden husumet yönünden, davalılardan ... yönünden ise pasif dava ehliyeti bulunmadığından davanın usulden reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın eski maliklerine ödeme yapıldığını, ödeme yapılanlar listesinde taşınmazın eski malikinin adının da bulunduğunu, 2942 sayılı Kanun'un ek madde 3'e göre değerlendirme yapılması gerektiğini, emsal karşılaştırmasının usulüne uygun yapılmadığını ileri sürerek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu malikleri ile davalı idareler arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesi.
2. 2942 sayılı Kanun'un ek madde 3, geçici 15 ve 17 nci maddeleri.
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
4. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsili hakkında, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da hadisede Borçlar Kanunu'nun 66 ncı maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
5.Anayasa Mahkemesinin 04.05.2023 tarihli ve 2019/93 Esas, 2023/87 Karar sayılı kararı.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı ... vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davacıların murisinin hissedarı olduğu 1290 parsel sayılı taşınmazın, okul ve açık pazar alanı olarak 1985 yılında davalılardan ... tarafından kamulaştırıldığı, davacı murisine usulüne uygun tebligat yapılmadığı gibi bedel de ödenmediği, söz konusu taşınmazın Çatalca 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 27.04.1988 tarihli ve 1987/95 Esas, 1988/323 Karar sayılı kararı ile 6830 sayılı Kanun'un 16 ncı maddesi uyarınca ... adına tapuya tesciline karar verildiği ve 02.05.1989 tarihinde de taşınmazın hükmen belediye adına tescil edildiği anlaşılmıştır.
3. 2942 sayılı Kanun'un ek madde 3'ün Resmî Gazete’de yayımlanarak 24.12.2019 tarihinde yürürlüğe girdiği, ek madde 3'ün derdest davalara uygulanacağına ilişkin geçici 15 inci maddesinin ise Anayasa Mahkemesinin 04.05.2023 tarihli ve 2019/93 Esas, 2023/87 Karar sayılı kararı ile iptal edildiği ve iptal kararının 28.07.2023 tarihinde yürürlüğe girdiği gözetildiğinde ve “Her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçelerini içeren 28.11.1956 tarihli ve15/15 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu kararı ve “Her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukukî duruma göre karara bağlanır.” genel hukukî prensibini hâvi Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017/3-990 Esas, 2017/954 Karar sayılı kararı gereğince eldeki davada 2942 sayılı Kanun'un ek madde 3'ü uygulanamaz.
4. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı ... vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA,
Davalı ...'ndan aşağıda yazılı kalan harcın alınmasına,21.09.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
2019 yılında 7201 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’na (2942 sayılı Kanun) eklenen Ek Madde 3’ün birinci fıkrasının 1 inci ve 2 nci cümleleri mülga 6830 sayılı Kanun ve 2942 sayılı Kanun’un mülga 16 ncı ve 17 nci maddelerine göre usulüne uygun kamulaştırılıp, idareler adına tescil edilen ancak bedelleri eski malikleri adına bankaya yatırıldığı halde hak sahiplerine ödenmeyen taşınmazların kamulaştırma bedellerinin belirlenmesi yöntemini düzenlemektedir. 7201 sayılı Kanun’un 7 nci maddesi ile getirilen 2942 sayılı Kanun’un Geçici 15 inci maddesinin 2 nci fıkrası ise Ek Madde 3 ün birinci fıkrasının 1 inci ve 2 nci cümle hükümlerinin derdest davalarda da uygulanmasını öngörmektedir. Bu düzenleme Dairemizin de kabulünde olduğu üzere; hukuka uygun geçerli bir kamulaştırma bulunmadan ve mülga 16 ncı ve 17 nci maddelerde belirtilen şartlar yerine getirilmeden tescil kararı verilmiş taşınmazlara ilişkin olarak açılan kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı davaları kapsamamaktadır (Yargıtay 5. Hukuk Dairesi, 16.01.2020 tarihli ve 2019/7050 Esas, 2020/577 Karar sayılı kararı) .
Yukarıda anılan Dairemiz kararından sonra bu tür kamulaştırmasız el atma sayılabilecek halleri de kapsamak üzere TBMM tarafından 2942 sayılı Kanun’un Ek 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına 2021 yılında 7327 sayılı Kanun’un 20 nci maddesi ile eklenen, 3 üncü cümle ile usulsüz kamulaştırma işlemlerine rağmen idare adına tescil edilen taşınmazların değerinin tespitinde de 1 inci ve 2 nci cümlelerde belirtilen usulün uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Bununla birlikte 2942 sayılı Kanun’un Geçici Madde 17 hükmü de 7327 sayılı Kanun’un 22 nci maddesiyle ihdas edilmiş olup 2942 sayılı Kanun’un Ek Madde 3 hükmünün usulsüz kamulaştırmalarda bedel tespiti yöntemini düzenleyen birinci fıkrasının 3 üncü cümlesinin derdest davalarda da uygulanmasını hüküm altına almaktadır.
Bir şeyin bütünü ifade edildiğinde, bütünü ile birlikte onun parçalarının da tek tek sayılması gerekmez. Eğer 2942 sayılı Kanun’un Ek 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının 1 inci ve 2 nci cümleleri mülga 16 ncı ve 17 nci maddelere göre yapılan bütün tescil hallerini kapsıyor olsaydı, aynı maddeye 3 üncü cümle eklenmez ve 2942 sayılı Kanun’un geçici 17 nci maddesi ihdas edilmezdi.
2942 sayılı Kanun’un geçici 15 inci ve geçici 17 nci maddelerinin her ikisinin de özel hüküm olduğu; Geçici Madde 17 nin sonraki hüküm olduğu da nazardan uzak tutulmamalıdır.
Somut olayımızda nazara alınacak hükümlerden;
2942 sayılı Kanun’un geçici 15 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “…ek 3 üncü madde hükmü uygulanarak…” ibaresi Anayasa Mahkemesinin 04.05.2023 tarihli ve 2019/93 Esas, 2023/87 Karar sayılı kararıyla iptal edilmek suretiyle, 2942 sayılı Kanun’un ek 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının 1 inci ve 2 nci cümle hükümlerinin derdest davalarda uygulanamayacağı öngörülmüş ise de; bahse konu iptal kararından etkilenebilecek derdest davalar, mülga 16 ve 17 nci maddelere göre usulünce kamulaştırılıp da bedeli malikleri adına bankaya yatırılmış olduğu halde hak sahiplerine ödenmeyen bedellere ilişkin olanlardır.
Bu yöntemin usulsüz kamulaştırmada bedel tespitine ilişkin derdest davalarda uygulanmasını engelleyecek bir iptal kararı ise söz konusu değildir. Zira “… dava tarihi itibarıyla…” ibaresi hariç 2942 sayılı Kanun’un Ek Madde 3 hükmünün kalan kısmı yönünden bir iptal durumu söz konusu olmayıp Ek 3 üncü madde hükmü değer tespiti yöntemi yönünden halen yürürlüktedir. 2942 sayılı Kanun’un Geçici Madde 17 hükmü yönünden de herhangi bir iptal durumu söz konusu olmayıp bu madde hükmü de halen yürürlüktedir.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde somut olaya baktığımızda davanın konusunun usulsüz kamulaştırmada bedel tespitine ilişkin olduğu ve bu davada da 2942 sayılı Kanun’un geçici 17 nci maddesi, aynı Kanun’un ek 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının 3 üncü cümlesi ile bu cümlenin atfıyla aynı fıkranın 1 inci ve 2 nci cümle hükümlerinin uygulanması gerektiği düşünülmektedir.
Hâl böyle iken eldeki davada uygulanmasına yer olmayan, 2942 sayılı Kanunun geçici 15 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “...ek 3 üncü madde hükmü uygulanarak…” ibaresinin, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi gerekçe gösterilerek onama cihetine gidilmesi hukuka uygun görülmediğinden sayın çoğunluğun görüşüne iştirak edilmemiştir. 21.09.2023