"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; Kesinlik süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Maliye Hazinesinin dava konusu taşınmazların kıyı kenar çizgisinde kaldığı gerekçesi ile davacı adına olan tapu kaydının iptalini ve taşınmazların tescil harici bırakılması talebinde bulunduğunu, müvekkiline ait dava konusu taşınmazların tapu kaydı iptal edildiğinden, uğranılan zararın, bu tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazların niteliklerinin sonradan değişmesi nedeni ile ortaya çıkacak zararlardan devletin sorumlu olmadığını, taşınmazların niteliğinin sicilin tutulması nedeniyle değil mahkeme hükmü gereği değiştiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 16.03.2020 tarihli ve 2019/241 Esas, 2020/380 Karar sayılı ilamı ile davanın kabulüne taşınmaz bedelinin tapu iptal ve tescil kararının kesinleştiği tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 27.05.2021 tarihli ve 2021/345 Esas, 2021/1223 Karar sayılı ilamı ile İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı, davalı Hazine vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin 27.05.2021 tarihli ve 2021/345 Esas, 2021/1223 Karar sayılı ilamına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; dava konusu 103 ve 341 parsel sayılı taşınmazlarıın konumu ve bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özellikleri ile aynı bölgeden intikal eden ve Dairemizin 2021/1874 Esas, 2022/4783 Karar, 2020/9035 Esas, 2022/1760 Karar sayılı dava dosyalarında, aynı değerlendirme tarihleri itibari ile aynı mahallede bulunan ve dava konusu taşınmaza komşu olup benzer özellikteki taşınmazlara %20 oranında objektif değer artışı uygulandığı dikkate alındığında, tespit edilen metrekare birim fiyatına %20 oranında objektif değer artırıcı unsur uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi ve davacı ... mirasçılarının ad ve soyadlarının karar başlığında gösterilmemesi hatalı olduğundan ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davalı Hazine lehine hükmedilen vekalet ücreti reddedilen miktarı geçemeyeceğinden bahisle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin 21.09.2022 tarihli ve 2022/1785 Esas, 2022/2151 Karar sayılı ilamı ile arazi niteliğindeki taşınmazlara net gelir metodu yoluyla değer tespit edilerek belirlenen bedelin değerlendirme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsiline karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; bilirkişi raporunun ve objektif unsurun hatalı olduğunu, ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
1. 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu'nun (6100 Sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri
2. 4721 sayılı Kanun'un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesi.
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.
4. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.
5. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 103.935.341 parsel sayılı sırasıyla 661,00 m², 2.797,00 m² ve 2.359,00 m² yüzölçümlü, arazi vasıflı taşınmazların Hazine tarafından açılan davalar sonucunda ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/258 Esas, 2014/291 Karar ve 2014/184 Esas, 2014/427 Karar ve ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/383 Esas, 2014/544 Karar sayılı ilamları ile kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan kısımlarının tapusunun iptali ile tescil harici bırakılmasına karar verildiği, kararların taraflarca temyiz edilmeyerek 16.12.2014, 02.11.2015 ve 01.03.2016 tarihlerinde kesinleştiği, eldeki davanın 20.12.2016 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
3. Arazi niteliğindeki taşınmazlara net gelir metodu esas alınarak değer biçilmesine ve taşınmazların gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 inci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesi yerindedir.
4. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı Hazine vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
5. Kök muris ... mirasçıları davalılar ..., ..., ..., ...'ın ad ve soyadının karar başlığında gösterilmemesi bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı Hazine vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı davalı Hazine vekilinin temyiz itirazının kısmen kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi ilamının karar başlığının davalılar bölümüne “..., ..., ..., ...” ad ve soyadının yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.