"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
KARAR : Yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Balıkesir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Balıkesir ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 4936 ada 1 parsel (yeni ... Mahallesi 9240 ada 1 parsel) sayılı taşınmaza kamulaştırma yapılmaksızın park yapılmak suretiyle fiilen el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; uzlaşma dava şartının yerine getirilmediğini, davanın husumetten reddi gerektiğini, idari yargının görevli olduğunu, dava dilekçesinde nispi vekâlet ücreti talep edilmesinin kabul edilemeyeceğini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne 179.959,39 TL el atma tazminatının davalı idareden tahsil edilerek davacıya ödenmesine ve dava konusu taşınmazın davacıların payı oranında tapu kaydının iptali ile davalı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın tamamına dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerekirken bir kısmına ıslah tarihinden yasal faiz işletilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın 1988 tarihli uygulama imar planına göre oyun alanında kaldığını, 2014-2019 yıllarını kapsayan imar-istimlak programına alındığını, dava konusu taşınmazın ağaçlandırılan kısmının Balıkesir Lisesi Hatıra Ormanı olduğunu, çocuk oyun alanının ise mülga Balıkesir Belediyesi tarafından 2011-2012 yılları arasında yapıldığını, ... Belediyesi tarafından yapılan hukuki ya da fiili el atma olmadığını, uzlaşma dava şartının yerine getirilmediğini, husumetin Büyükşehir Belediyesine yöneltilmesi gerektiğini, soyut tespitlerle belirlenen bedelin yüksek olduğunu, emsalin uygun olmadığını, nispi vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmaz 1/1000 ölçekli uygulamalı imar planında oyun alanında kalmakta olup, dosyada mevcut komisyon kararları gereğince 20 dönümün altında olması sebebiyle husumetin ilçe belediyesine ait olduğu, arsa niteliğindeki taşınmaza mahallinde yapılan keşif sonucu emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi yöntem itibarıyla doğru ise de hükmedilen bedelin tamamına dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken aksi yönde kurulan hüküm hatalı olduğu gibi, İlk Derece Mahkemesince ilk verilen karara karşı davacı taraf istinaf yoluna başvurmadığından davalının usuli kazanılmış hakkı dikkate alınarak 178.880,00 TL üzerinden hüküm kurulması gerektiğinden taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin üç numaralı alt bendi uyarınca yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş, ayrıca Bölge Adliye Mahkemesi tarafından ıslah talebinin dikkate alınmamasının hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu malikleri ile davalı idare arasında kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Davacının maliki olduğu arsa niteliğindeki taşınmaza davalı idare tarafından park yapılmak suretiyle fiilen el atıldığı anlaşılmakla, 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi yöntem itibarıyla doğru olduğu gibi, dava konusu taşınmazın bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesinde de bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre, davalı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
4. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; somut emsal alınan ... Mahallesi 9222 ada 1 parsel (eski ... Mahallesi 4714 ada 1 parsel) sayılı taşınmaz ile dava konusu taşınmazın 2015 yılında Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından resen belirlenen emlak vergisine esas olan m² değerleri ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Müdürlüğünden getirtilip; dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibarıyla, hükme esas alınan bilirkişi raporunda somut emsal kabul edilen taşınmazın ise bilirkişilerce değerlendirmeye esas alınan satış tarihi itibarıyla fiili imar uygulaması sonucu oluşan imar parselleri mi, yoksa imar planına dahil olmakla birlikte olduğu gibi bırakılan kadastro parselleri mi oldukları ilgili Belediye İmar Müdürlüğü ile Tapu Müdürlüğünden ayrı ayrı sorulup alınacak cevaplara göre bilirkişi kurulu raporu denetlenmeden ve dava konusu taşınmazın emsal taşınmaza 480 metre mesafe bulunduğu belirtildiği halde dava konusu taşınmazın emsal taşınmazdan 2 kat daha değerli kabul edilmesine ilişkin yetersiz ve eksik inceleme ile karar verildiği anlaşılmıştır.
5. Bu durumda; dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibarıyla, emsal taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığının ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ilgili kurumlardan getirtilerek rapor denetlendikten ve dava konusu taşınmazın 480 metre mesafedeki emsal taşınmazdan 2 kat daha değerli kabul edilme nedenlerine ilişkin ek rapor alındıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi; emsal taşınmazın uygun olmadığının anlaşılması halinde ise taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi,dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesinin kararının BOZULMASINA,
Davalı idareden peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine
Dosyanın 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
29.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.