"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 423 ada 3 (yeni 2753 Ada 3) parsel sayılı 1200 m²lik arsadan 1985 yılında yapılan imar çalışmaları sırasında düzenleme ortaklık payı adı altında ciddi bir kesinti yapıldığını, müvekkilerin belediyeden bedelini ödemek suretiyle düzenleme ortaklık payı olarak kesilen yeri geri aldığını, satın alım ile birlikte 1200 m²ye tamamlanan arsa üzerine 1980 yılında 3 katlı betonarme bina bulunurken sürecin ilerlemesi, gayrimenkul fiyatlarının artması ile müteahhitle anlaşılıp Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesiyle birlikte yeni bir bina yapılma kararı alındığını ve davalı belediyeye başvuruda bulunulduğunu, fakat inşaat ruhsatı alabilmek için 398,89 m² parka bedelsiz terk, 174,97 m² yola bedelsiz terk, kalan 626,14m² içerisinden ise yine yola ek ve kaldırım adı altında kesinti yapılma zorunluluğu getirildiğini, düzenleme ortaklık payı kesintisi ile alınan 257 m²lik yerin bu defa bedelsiz terk adı altında müvekkillerinden tekrar alındığını, müvekkilerin iki defa parasını ödeyerek aldıkları taşınmazları bu defa bedelsiz terk etmek zorunda bırakıldıklarını bildirerek düzenleme ortaklık payı kesintisi ile bedelsiz terke zorlanan arsa m²si üzerindeki zararların tazmini açısından fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla hukuken, kayden ve fiilen el atılan kısmın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idareden alınması talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Plan ve Proje Müdürlüğünden gelen yazı cevabına göre dava konusu parselin bulunduğu alanda Bakırköy Belediyesince 2981/3290 sayılı Kanuna istinaden imar uygulaması yapıldığını, 09.03.1989 tarihli ve 2887 yevmiye numarası ile uygulamanın tescil edildiğini, ...'nun tam hissesinin uygulamaya girdiğini, 277.00 m² düzenleme ortaklık payı kesildikten sonra 943,00 m² yer alması gerekirken zemin, plan, fiili durum nedeniyle 1200 m² alanlı tam hissesinin ilgili adına tescil edildiğinin bildirildiğini, imar uygulamasında herhangi bir düzenleme ortaklık payı kesintisinin yapılmadığını, bunun yerine imar uygulaması yapılmak suretiyle taşınmazdan yola terk işlemi gerçekleştiğinden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; daha önce aynı şekilde verilen kararın Dairece kaldırıldığını, davanın kamulaştırmasız el atma niteliğinde bulunduğunu ve adli yargının görevi kapsamında kaldığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile görev uyuşmazlığını inceleyen Uyuşmazlık Mahkemesinin 01.03.2021 tarihli ve 2020/593 Esas, 2021/81 Karar sayılı kararı ile davaya bakmaya idari yargının görevli olduğuna ve adli yargının görevlilik kararının kaldırılmasına karar verildiği ve adli ve idari yargı birimleri arasında, bu davaya özgü olarak çıkartılan olumlu görev uyuşmazlığını inceleyen Uyuşmazlık Mahkemesi kararı, tarafları ve mahkemeyi bağlayıcı nitelikte olduğundan artık anılan karar doğrultusunda değerlendirme yapılması gerekeceğinden bu kararın dışına çıkılarak adli yargının görevli olduğuna karar verilemeyeceğinden Mahkeme kararının usul ve Kanuna uygun olduğu anlaşıldığından, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazdan yapı izni karşılığında ikinci kez kesilen düzenleme ortaklık payı nedeniyle açılan iş bu davada kamulaştırmasız el atma olgusu gerçekleştiğinden adli yargının görevli olduğunu, emsal yargı kararlarının da bu yönde olduğunu ileri sürerek temyiz isteminde bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluşu ve İşleyişi Hakkında Kanun'nun 02.07.2018 tarihli 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 183 ncü maddesi ile değişik 29 uncu maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosya içinde, eldeki uyuşmazlığa ilişkin olarak Uyuşmazlık Mahkemesinin 28.02.2022 tarihli ve 2021/697 Esas, 2022/123 Karar sayılı kararı ile idari yargının görevli olduğuna dair kesin olarak verilen kararı bulunduğundan, davanın yargı yolu nedeniyle reddine karar verilmesi doğrudur.
3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve Kanun'a uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.