"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1654 Esas, 2022/1631 Karar
KARAR : Yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 16. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/149 Esas, 2021/438 Karar
Taraflar arasındaki imar uygulaması nedeniyle yerinde korunamayan yapı ve ağaç bedellerinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.
Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 03.10.2023 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davacı vekili Avukat ... ile davalı idare vekili Avukat ... gelmişlerdir.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Ankara ili, Yenimahalle ilçesi, ... Mahallesi ... ada 1 (eski ... ada 1) No.lu imar parseli üzerinde bulunan davacıya ait yapının tapu belgesini, 2981 sayılı Kanun kapsamında gerekli yükümlülükleri yerine getirerek aldığı, müvekkile ait yapının üzerinde bulunduğu 61379 ada 1 No.lu parselin, Yenimahalle Belediye Başkanlığının 07.09.2005 tarihli ve 541 sayılı kararı ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığının 16.09.2005 tarihli ve 2508 sayılı kararı ile yapılan imar planı değişikliği ile “Şentepe Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Projesi” kapsamında "Resmi Hizmet Alanı" olarak ayrıldığı ve 22.06.2006 tarihinde Hazine adına tescil edildiği, söz konusu imar değişikliği sonucunda müvekkile ait yapının, resmî hizmet alanı olarak ayrılan 61379 ada 1 parsel üzerinde kaldığı, müvekkili ile aynı durumda olan komşu parsellerdeki bir çok yapının kamulaştırma bedelleri ödenerek yıkıldığı, ancak müvekkile ait yapının yıkılmadığı ve imar planının kesinleştiği 2006 yılından bu yana halen müvekkile herhangi bir yapı bedeli, enkaz bedeli, ağaç bedellerinin ödenmediği, söz konusu yapı ve müştemilatının her zaman idare tarafından yıkılabileceği hususu göz önüne alındığında, müvekkilinin ileriye yönelik inşaat yapma, rayiç değer üzerinden satma, kiralama, yararlı değişiklikler yapma vb. kullanma haklarının kısıtlanmış olduğu ve mülkiyet hakkından kaynaklanan tasarruf yetkisinin engellendiği, Yargıtay yerleşik içtihatlarında, fiilen el koyma olmasa bile, mülkiyet hakkının hukuksal nedenlere dayanılmadan, hukuki işlemlerle kısıtlandığı durumları, kamulaştırmasız el atma olarak nitelendirildiği bu nedenle kamulaştırmasız el atmaya dayanan tazminat alacağının el atma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle iş bu davanın hak düşürücü ve zamanaşımı süreleri yönünden resen incelenerek, süresinden sonra açıldığının saptanması halinde süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesinin talep edildiği, dava konusu edilen 61379 ada 1 No.lu parselinde yer aldığı 84250 No.lu ... imar plan notlarında “mülkiyet sahipleri üzerinde kayıtlı gecekondular yıkılmadan yapı ruhsatı verilemez” denildiği, ...’a ait taşınmazın imarın 61379 ada 1 parsel üzerindeki “Resmi Kurum Alanı” üzerinde kaldığı, ilgili parselasyon planı ile hissesinin 61376 ada 4 nolu imar parselinde hisselendirildiği ve bu parsel için 16.07.2010 tarih, 564 sayı ile inşaat ruhsatı alındığının tespit edildiği, plan notları gereğince inşaat yapı ruhsatı alınırken gecekondunun alandan kaldırılması gerektiğinin bilindiği, zira 61379 ada 1 parselin Yenimahalle Belediye Meclisinin 11.03.2005 tarihli, 168 sayılı kararı ile uygun görülerek Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin 15.07.2005 tarihli ve 1957 sayılı kararıyla onaylanan 1/1000 ölçekli imar planı ve 84250 No.lu parselasyon planı kapsamında 61379 ada 1 parselin E:0.80, Hmax: Serbest yapılaşma koşullarıyla Resmî Kurum Alanı (Karakol-İtfaiye Alanı) kullanımında kaldığı, 61379 ada 1 nolu parselin tamamının Maliye Hâzinesine ait olduğu, 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu’nun (5216 sayılı Kanun) 7 nci maddesinin (u) bendi gereğince parselin kullanım amacı dikkate alındığında kamulaştırılması ile yetkinin Maliye Hâzinesi ve Büyükşehir Belediyesine ait olduğu, ayrıca ...’ın 12.07.2020 tarihinde vermiş olduğu taahhütnamesinde, “halen oturmakta olduğum Ankara 61376 ada 4 parseldeki arsamla ilgili gecekondularımı/yapıyı/daireyi 30.08.2010 günü hiçbir şarta ihtara ve ihbara gerek kalmaksızın tahliye edeceğimi, boşaltacağımı, boş ve enkazı tarafımdan alınmış olarak Yenimahalle Belediye Başkanlığına teslim edeceğimi, bu tarihe kadar tahliye etmediğimde tahliye ve teslim edinceye kadar her gün için Yenimahalle Belediye Başkanlığına 100,00 TL ödemeyi, kendi hür irademle kabul ve taahhüt ederim” denildiği, dolayısıyla Resmî Kurum Alanı üzerinde kalan gecekondusuna karşılık konut alanı olan imarın 61376 ada 4 parselden kendisine yer verildiği ve konut parseline ruhsat aldığı halde gecekondusunu alandan kaldırmadığı/kaldırtmadığı için verilmiş olan taahhüt gereği de yasal işlemin yapılacağı, bazı şahısların hisselerini müteahhide verip dairelerini aldıktan sonra sosyal donatı alanları üzerinde kalan gecekondularını 3. şahıslara kiraya vererek haksız rant elde ettikleri, dolayısıyla imar hakkını başka ada parselden alan, plan notları gereğince gecekondusunu yıktırması gereken davacının hala sosyal donatı üzerinde işgalci durumda olduğu için davacıya herhangi bir enkaz bedeli ödenmesinin mümkün olmadığı, açıklanan ve resen ortaya çıkacak nedenlerle, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne yapı, enkaz ve ağaç bedellerinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın kabulünü usul ve kanuna aykırı olduğunu, fiilen el atmanın olmadığını, davanın idari yargıda görülmesi gerektiğini, yapı ve ağaçların bulunduğu Resmî Kurum Karakol İtfaiye Alanı kullanımlı 61379 ada 1 parselin tamamının Maliye Hazinesi adına kayıtlı olduğunu, parselin kamulaştırmasına ilişkin yetkinin kendilerine ait olmadığını, davacının parselasyon planı ile 61378 ada 4 parsele hisselendirildiğini, söz konusu parsel için inşaat ruhsatı aldığını, yapı ruhsatı verilmesi için başvurucunun gecekondusunu yıkması gerektiğini, ancak davacının yıkımı gerçekleştirmeden yapı ruhsatı aldığını, gecekondunun hâlen kullanıldığını, mülkiyet hakkının kısıtlanmadığını, hem yapı hem de enkaz bedeline hükmedilemeyeceğini bedelin yüksek tespit edildiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu edilen yapının bulunduğu 382,00 m² yüzölçümündeki 41345 ada 10 No.lu eski imar parselinin tamamının davacıya ait olduğu, 4. Etap Şentepe Avcılar Kaletepe Kentsel Dönüşüm ve İyileştirme Projesi kapsamında düzenlenen ... No.lu parselasyon planı uygulaması ile davacıya ait 382,00 m² hissenin bu kez ... ada 4 No.lu parsele şuyulandırıldığı ve dava konusu yapının aynı plan kapsamında tamamı Maliye Hazinesi adına tescil edilen 61379 ada 1 nolu imar parseli üzerinde kaldığı, bu parselin imar planında Resmî Kurum-Karakol İtfaiye alanı olarak düzenlendiği, davacının imar ile kendisine verilen parsele ilişkin olarak yapı inşaat ruhsatı aldığı, davaya konu yapının yıkılmadığı hâlen kullanımda olduğu ve 3194 sayılı İmar Kanun'nun (3194 sayılı Kanun) 18 inci maddesinin (10) No.lu bendi uyarınca imar düzenlemesi sırasında kamu hizmeti için ayrılan yerlere rastlayan yapılar Belediye veya Valilike kamulaştırılmadıkça yıkılamaz hükmü de gözetilerek, gecekondunun bulunduğu bölgede elektrik ve su gibi altyapı hizmetlerinin kaldırılmadığı, bölgede kentsel dönüşüm amacına uygun olarak fiili el atmanın başlamadığı, dava konusu taşınmazın tahliye edilmediği ve yıktırılmadığı anlaşıldığından davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğinden bahisle davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararın kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurarak davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının eski 41345 ada 10 parsel sayılı taşınmazın 55/382 payının 1993 tarihinde Yenimahalle Belediye Başkanlığından satın alma yolu ile edinildiği ve davacının öteden beri malik olduğu 327/382 payı ile birleştirilerek taşınmazın tamamının adına tescil edildiğini, yapılan tescille arsa üzerindeki tüm eklenti, müştemilat ve ağaçların mülkiyetinin davacının mülkiyetine geçtiğini, müvekkiline başka arsa üzerinde hisse verilmesi ve bu arsa üzerine yapılaşma olması yapı, enkaz ve ağaç bedellerinin istenmesine engel olamayacağını, 3194 sayılı Kanun’un 18 inci maddesinin 10.07.2019 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7181 sayılı Tapu Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 9 uncu maddesi ile değişik on dokuncu fıkrasına göre; "kamu hizmetlerine ayrılan yerlere rastlayan alanlardaki ağaçlar, yapılar Belediye veya Valilikçe bedeli/enkaz bedeli ödenerek sökülür ve yıkılır." denildiği, imar değişikliği sonucunda müvekkile ait yapının, "resmi hizmet alanı" olarak ayrılan 61379 ada 1 parsel üzerinde kaldığı, müvekkili ile aynı durumda olan komşu parsellerdeki bir çok yapının kamulaştırma bedelleri ödenerek yıkıldığı, ancak müvekkile ait yapının yıkılmadığı ve imar planının kesinleştiği 2006 yılından bu yana hâlen müvekkile herhangi bir yapı bedeli, enkaz bedeli, ağaç ve muhdesat bedellerinin ödenmediği, müvekkilinin mülkiyet hakkının süresiz ve belirsiz olarak hukuka aykırı biçimde sınırlandırılmış olduğu, mülkiyet hakkının kullanımına engel olunduğunu, Yargıtay Yerleşik İçtihatlarında, fiilen el koyma olmasa bile, mülkiyet hakkının hukuksal nedenlere dayanılmadan, hukukî işlemlerle kısıtlandığı durumları, kamulaştırmasız el atma olarak nitelendirildiğini, aynı durumda bulunan komşu parsellerde yer alan taşınmaz maliklerinin açtıkları yapı ve enkaz bedelinin tahsili davalarının kabulüne ilişkin kararların Yargıtay denetiminden de geçtiği gözönünde bulundurularak davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, imar uygulaması nedeniyle yerinde korunamayan yapı, ağaç ve enkaz bedellerinin tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas. 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulu yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayriımenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi."
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas. 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulu yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulüniin bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın ınevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kantınu'nun 66 ıncı maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ..." karar verilmiştir.
4. 3194 sayılı Kanun'un 18 inci maddesinin on dokuzuncu fıkrası.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihaî kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aleyhine temyiz olunan davalı idare yararına 21.09.2023 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 17.100,00 TL vekâlet ücretinin temyiz eden davacıdan alınmasına,
Davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.