"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1578 Esas, 2022/2288 Karar
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu kaydının Mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin maliki olduğu Yalova ili, Çınarcık ilçesi, ... parsel (yeni 625 ada 3 parsel) sayılı taşınmazın tapu kaydının Hazine tarafından açılan tapu iptal ve tescil davası sonucunda iptal edildiğini ve taşınmazın orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiğini, bu durumun mülkiyet hakkını ihlal ettiğini belirterek müvekkilinin uğradığı zararın tazminini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmaz maliki tarafından orman kadastrosuna itiraz edilmediğini, bu nedenle davacılara ait tapu kaydının hukuki değerini yitirdiğini belirterek davanın yasal ön başvuru şartları yerine getirilmediğini, husumet ve zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne ve tespit edilen bedelin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 21.09.2020 tarihli ve 2020/438 Esas, 2020/1621 Karar sayılı kararı ile İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünden 2009 yılı resmi üretim cetveli celbedilerek mahallinde yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporu ile kaldırma nedenlerinin karşılanmış olmasına, tapu iptal kararının kesinleşme tarihi 2009 yılı itibarıyla vasfı arazi olarak belirlenen taşınmazın değerinin resmi veriler ışığında net gelir yöntemiyle belirlenmiş olmasına göre mahkemece delillerin takdirinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından davalı Hazine vekilinin istinaf itirazları yerinde değil ise de, dava konusu taşınmazın yenileme çalışmaları sonucu belirlenen 6.493,69 m² yüzölçüm miktarı esas alınarak hesaplama yapılmasının hatalı olduğu, dava konusu taşınmaz tapu iptal tarihi itibari ile 6.900,00 m² olduğundan bu miktara göre hesaplama yapılması gerekirken küçülen yüzölçüm miktarı üzerinden hesaplama yapılmasının doğru olmadığı, dava konusu taşınmazın 2009 yılındaki m² birim fiyatı 28,26 TL uygun olduğundan taşınmazın eski yüzölçüm miktarı üzerinden resen yeniden hesaplama yapılarak taşınmazın değeri 194.994,00 TL olarak belirlenmek suretiyle davacı vekilinin istinaf itirazlarının kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin 21.09.2020 tarihli ve 2020/438 Esas, 2020/1621 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairemizce yapılan inceleme sonucu; davacının temyizinin kabulü ile Yalova 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/241 Esas, 2019/593 Karar sayılı dosyasında dava konusu taşınmazın bitişik parseli olan Çınarcık Mahallesi 4977 parsel sayılı taşınmaza aynı değerlendirme tarihi itibarıyla arazi olarak iki yılda üç ürün (1. yıl bezelye ve bamya, 2. yıl ıspanak) münavebesi esas alınarak tespit edilen m² birim bedeline % 100 objektif değer artış oranı uygulanmak suretiyle 90,82 TL olarak belirlendiği ve bu bedelin Dairemizce de uygun bulunduğu gözetilerek karar verilmesi gerekirken gerekçesi açıklanmadan 28,26 TL/m² birim fiyatı belirleyen bilirkişi raporunun hükme esas alınması nedeniyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin 28.09.2022 tarihli ve 2022/1578 Esas, 2022/2288 Karar sayılı kararı ile bozma ilâmına uyularak davanın kısmen kabulüne, 626.658,00 TL'nin tapunun iptaline ilişkin davanın kesinleşme tarihi olan 23.06.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine ve davacı lehine 48.382,90 TL, davalı Hazine lehine 20.497,48 TL vekâlet ücreti verilmesine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B.Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; objektif değer artış oranı düşük belirlendiğinden tespit edilen bedelin düşük olduğunu, davacı lehine karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 86.932,38 TL vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; verimler yüksek alınarak belirlenen bedelin yüksek olduğunu, objektif değer artışı ve kapitalizasyon faizinin hatalı uygulandığını ve orman olarak tapusu iptal edilen 6.900,00 m² alanın yenileme çalışmaları sonucu 6.493,69 m²ye düştüğü dikkate alınarak yeni alan üzerinden tazminat bedeli hesaplanması gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C.Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
2.İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2.4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi.
3.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.
4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.
5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
6. 2022 tarihli Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’nun 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu Yalova ili, Çınarcık ilçesi, Çınarcık Mahallesi, 4976 parsel sayılı 6.900,00 m² yüzölçümlü taşınmazın 09.10.2001 tarihinde satış yoluyla davacıya devredildiği, Orman Genel Müdürlüğü tarafından açılan dava sonucunda Yalova 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2008/130 Esas ve 2008/372 Karar sayılı ilamı ile taşınmazın tamamının tapusunun iptaline orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiği, kararın temyiz incelemesinden geçerek 23.06.2009 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 09.06.2015 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
3. Arazi niteliğindeki dava konusu taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
4. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
5. Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi olan 28.09.2022 tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı lehine 86.932,38 TL ve davalı Hazine lehine 27.001,30 TL vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken, önceki tarifeye göre vekâlet ücreti belirlenmesi bozmayı gerektirmiştir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2.Taraf vekillerinin temyiz itirazının kısmen kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının;
b) Davacı lehine hükmedilen vekâlet ücretine ilişkin 4 üncü bendindeki “48.382,90” sayısının çıkarılmasına, yerine “86.932,38” sayısının yazılması,
b) Davalı Hazine lehine hükmedilen vekâlet ücretine ilişkin 5 inci bendindeki “20.497,48” sayısının çıkarılmasına, yerine “27.001,30” sayısının yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Davacıdan peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.