Logo

5. Hukuk Dairesi2022/15651 E. 2023/5614 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı idare tarafından kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin davacılar tarafından tahsili istemidir.

Gerekçe ve Sonuç: Usulüne uygun ve kesinleşmiş kamulaştırma işleminin varlığı ve davacıların bedel talep etme hakkının bulunduğu gözetilerek, yerel mahkemenin kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedeline hükmettiği karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi, 20 ada 51, 53, 54, ve 55 parsel sayılı taşınmazda davacıların hisseli malik olduklarını, kamulaştırmasız el atmadan doğan zararın tahsili ile belirsiz alacak davasında fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000 TL'lik kamulaştırmasız el atma bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. MAHKEME KARARI

... Asliye Hukuk Mahkemesince 14.01.2015 tarihli ve 2013/114 Esas, 2015/14 Karar sayılı kararıyla; davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A.Bozma Kararı

1. ... Asliye Hukuk Mahkemesince 14.01.2015 tarihli ve 2013/114 Esas, 2015/14 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 5. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda, dava konusu taşınmazların geldisi olan ... İlçesi ... Mahallesinde bulunan 51, 53, 54 ve 55 parsel sayılı taşınmazlarda küçük sanayi sitesi kurulması amacıyla ... Belediyesince 24.07.1986 tarihinde kamu yararı kararı alındığı, tapu maliklerinden muris ...'nun mirasçılarından bir kısmı tarafından da tezyid-i bedel davaları açıldığı anlaşıldığı, bu durumda, kamulaştırma işlemine binaen dava konusu taşınmazın davacı idare adına tescil edildiği ve bu nedenle taşınmaza el atıldığı sabit olduğundan davacıların dava konusu taşınmazlara yönelik el atmanın önlenmesine ilişkin taleplerinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği ancak; dava konusu taşınmazlara yönelik kamulaştırma işlemlerinin davacılar veya murislerine 2942 sayılı Kanun'un 13 üncü maddesi gereğince noter vasıtasıyla usulüne uygun tebliğ edilip edilmediği, kamulaştırma bedellerinin ödenip ödenmediği, tezyid-i bedel davası açan kişiler arasında davacılar veya murislerinin bulunup bulunmadığı, dolayısıyla geçerli ve kesinleşmiş bir kamulaştırma olup olmadığı hususları araştırılıp, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği düşünülmeden, eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığından kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Birinci Karar

... Asliye Hukuk Mahkemesince 22.04.2021 tarihli ve 2016/116 Esas, 2021/118 Karar sayılı kararıyla; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

... Asliye Hukuk Mahkemesince 22.04.2021 tarihli ve 2016/116 Esas, 2021/118 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; kesinleşmiş mahkeme kararlarıyla sabit olan kamulaştırmanın hukuken geçersiz olduğu yönündeki kabulün hatalı olduğunu, davanın niteliği itibarıyla adli yargı görev alanına girmeyip idari yargının görev konusu olduğunu, iş bu davanın mahiyeti gereği zamanaşımı hususu gerçekleşmiş olup davanın öncelikle zamanaşımı veya hak düşürücü süreden reddi gerektiğini, ayrıca davacıların açmış olduğu tapu iptali ve el atmanın önlenmesine yönelik davaların usulüne uygun kamulaştırma işleminin kesinleşmesi nedeniyle mahkemece reddedildiğini, bu davaların reddi ile hesaplanması gereken davalı yararına vekâlet ücreti yerel mahkeme nezdinde eksik değerlendirilmiş olup el atmanın önlenmesine ve tapu iptaline yönelik red kararı sonucu, taşınmazların tüm değeri üzerinden hesaplanacak nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, dava konusu parseller idare tarafından kamulaştırılmış olup kamulaştırma evrakları ve kesinleşmiş mahkeme kararlarının da dosyada olduğunu, dava konusu parsellere ilişkin kamulaştırma bedellerinin malikler adına bloke edildiğini, kendilerine noter tebligatlarının çıkarıldığını ve usulüne uygun kamulaştırma işlemlerini yerine getirildiğini, usulüne uygun yapılmış ve kesinleşmiş olan kamulaştırma işlemi sonucu, muris tapu malikinin (davacılar kök murisi, ...) hakkı bedele dönüşmüş olup, ... ... Bankasının 08.08.1990 tarihli ve 243 numaralı yazısına istinaden, dava konusu 51 ve 53 parseller için muris ... adına kamulaştırma işlemi dolayısıyla diğer tapu maliklerine ödenen bedeller hesap dökümünde hisselerine düşen pay şeklinde adlarına bloke edildiğini, davanın reddedilmesi gerektiğini belirterek kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, tapu maliki davacılar ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davalı idareden aşağıda yazılı kalan harcın alınmasına,

01.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.