"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 631 parsel sayılı taşınmaza davacı idare tarafından kamulaştırmasız el atılarak fiilen yol ve tretuvar geçirildiğini belirterek dava tarihi itibarıyla fiilen el atılan dava konusu taşınmazın bedelinin tespiti ile yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı idare üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, uzlaşma usulünün uygulanmasının dava şartı olduğunu, Mahkemece bu hususun araştırılması gerektiğini, taşınmaza değer biçilirken taşınmazın el koyma tarihindeki niteliği ve durumunun dikkate alınması gerektiğini, dava konusu taşınmazın imar uygulaması görüp görmediğini, görmüş ise düzenleme ortaklık payı kesilip kesilmediğinin ilçe belediyesinden sorulmasını, davacı tarafın fiili veya hukukî el atma tarihinden itibaren en yüksek faiz talebinin de yerinde olmadığını, işbu davada dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebileceğini, davacı taraf dilekçesinde yalnızca bedel talebinde bulunduğunu, tescil talebinde bulunmadığını, el atılan kısmın idareye devrine rıza göstermeden sadece bedelin tahsili istemiyle açılan davanın dinlenmesinin mümkün olmadığını, davacı tarafın talebini ıslah etmesini, etmediği takdirde davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, tapu kayıtlarında davacının hissesi üzerinde takyidatlar var ise takyidatların bedele yansıtılmasını ve tespit edilecek değerden düşürülmesi gerektiğini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne, taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bedeline hükmedilen davacı payının tapusunun iptali ile davalı idare adına tescili ile yol olarak terkinine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemenin 14.09.2020 tarihli ek rapor doğrultusunda 3.200,00 TL/m² birim fiyat üzerinden karar verilmesi gerektiğini, İlk Derece Mahkemesince yeniden keşif yapılmasının ve düşük bedele göre hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, hükme esas alınan raporun usulüne uygun olmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve 14.09.2020 tarihli ek rapor doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; emsalin uygun olmadığını, emsal karşılaştırmasının usulüne uygun yapılmadığını, dava konusu taşınmazın dava tarihi itibarıyla emlak vergisine esas rayiç değeri 647,92 TL/m² iken, bilirkişi heyetince 2.900,00 TL/m² fiyat belirlendiğini, bunu kabul etmediklerini, fahiş bedel belirlendiğini, dava konusu taşınmaza yakın parsellere ilişkin açılan davalarda daha düşük bedeller belirlendiğini, taşınmazın metrekare birim fiyatının dava tarihi itibarıyla en fazla 1.847,85 TL olabileceğini, kamulaştırma bedeline işleyecek faizin başlangıç tarihinin hatalı belirlendiğini ve Mahkemece el atma tarihinin belirlenmediğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğu kabul edilerek emsal karşılaştırılması yoluyla değerinin tespit edilmesinin ve belirlenen bedellerin davalı idareden tahsiline karar verilmesinin doğru olduğunu, bu hususta davalı idare vekillerinin istinaf sebebi olarak ileri sürdüğü hususların yerinde görülmediğini, Mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunu, kaldırma kararı doğrultusunda eksikliklerin giderildiğini, el atma tarihinin 1983 öncesi olduğuna dair dosyada delil bulunmadığından 1983 sonrası kabul edilmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebeplerle temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebeplerle temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki; ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 631 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak adil ve hakkaniyete uygun olarak tespit edilen bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile idare adına tesciline karar verilmesi yerindedir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı kalan harcın davalı idareden alınmasına, davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.