"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 1168 ada 140 parsel (37 No.lu bağımsız bölüm) sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kamulaştırma işleminin usule uygun yapılmadığını, Belediyece takdir edilen bedelin gerçek değerinin çok altında olduğunu, dükkân ve arsanın inşaat kalitesi, bağımsız bölümün iç düzeni, cephesi, bulunduğu yerin ticarethane olarak kullanılacak olması dikkate alınmadan yapılan kıymet takdirini kabul etmediklerini, ayrıca arsa ve üzerindeki bina ve başkaca muhdesatları değerlerinin ayrı ayrı hesaplanmadan kurum tarafından sadece arsa değerinin dikkate alındığını, üzerindeki binanın değerinin göz önünde bulundurulmadığını, kıymet takdirinde emsal araştırmasına gidilmediğini, tamamlanmış ve iskân edilmiş yapılarda uygulanması gereken 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun (634 sayılı Kanun) 46 ncı maddesi son fıkrası ve 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi ve (h) bendi gereğince ve bedel tespitinde etkili olacak diğer ölçülerde dikkate alınarak kamulaştırma karşılığının yasal biçimde belirlenmesinin göz önünde bulundurulmadığını, dava konusu dükkânın iş yeri olarak kullanıbilecek vasıfta ve kira geliri elde etmeye müsait olduğunu, zemin katta olması nedeniyle kat farkından kaynaklanan değer artışına sahip olduğunu, dolayısıyla düşük bedelle kamulaştırılması hâlinde müvekkilin mağduriyetine sebep olacağını, ayrıca yasal süre içerisinde de kamulaştırma kararına karşı idarî yargıda dava açma haklarını saklı tuttuklarını, bu nedenlerle davanın usulden ve esastan reddilmesini, Mahkemenin aksi kanaatte olması hâlinde yasal nedenler gözetilerek kamulaştırma bedelinin tespiti ile yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 28.03.2013 tarihli ve 2012/328 Esas, 201/510 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 28.03.2013 tarihli ve 2012/328 Esas, 2013/510 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucu; dava konusu taşınmaz, üzerinde kat irtifakı kurulan tamamlanmış ve iskân edilmiş bir yapının bağımsız bölümüdür. Tamamlanmış ve iskân edilmiş yapılarda da uygulanması gereken 634 sayılı Kanun'un 46 ncı maddesine göre belirlenmesi gerektiği, taşınmazın arsa ile ana yapının (ortak yerleri içerir biçimde) değerleri hesaplandıktan sonra, arsa payına düşen miktarına göre bağımsız bölümün karşılığı bedel tespit edilip bağımsız bölümün yapısında değeri etkileyecek özellik ve nitelikte diğer bağımsız bölümlerden farklı ilâveler varsa, bunların da göz önünde tutulması gerekeceği, arsa olarak zemin bedelinin emsal kıyaslaması yapılarak belirlenmesi gerektiği, kabule göre, tespit edilen kamulaştırma bedeline uygulanan faizin mahkemenin karar tarihine kadar olacağının hükümde gösterilmesi, gerektiğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 13.12.2018 tarihli ve 2014/740 Esas, 2018/700 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin 13.12.2018 tarihli ve 2014/740 Esas, 2018/700 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; aynı değerlendirme tarihi itibarıyla dava konusu 1168 ada 140 parsel sayılı taşınmazın metrekaresine Ereğli 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/756 Esas, 2017/505 Karar ve 2015/167 Esas, 2017/355 Karar sayılı dosyasında 6.000,00 TL/m² değer biçildiği ve bu değerin Dairemizin denetiminden geçerek uygun görüldüğü gözetildiğinde 4.000,00 TL/m² değer belirleyen raporun inandırıcı bulunmadığı, bilirkişi kurulundan aynı taşınmaza aynı değerlendirme tarihi itibarıyla belirlenen değerden ayrılma nedenleri konusunda ek rapor alınarak sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.
3. Dairemizin 23.10.2019 tarihli ve 2019/3989 Esas, 2019/16940 Karar sayılı bozma ilâmına karşı süresi içinde davacı idare vekili tashihi karar isteminde bulunmuştur.
4. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; yapılan incelemede, dava konusu taşınmaz üzerindeki yapının bedelinin hesaplanmasında 14.12.1995 tarihli eski yapı ruhsatnamesinde belirtilen toplam inşaat alanının esas alındığı bu defa yapılan incelemede anlaşıldığından, dava konusu taşınmazda davalı ile aynı arsa payı oranına sahip diğer paydaşlara ilişkin Dairemiz denetiminden geçen kararlarda 15.08.2013 tarihli yenilenen yapı ruhsatnamesine göre yapılan hesaplamada davalı ile aynı arsa payı oranına sahip diğer paydaşlar için yapı bedeli olarak 1.839,86 TL bedel biçildiği ve bu bedelin Dairemizce uygun bulunduğu da dikkate alınmak suretiyle bilirkişi heyetinden bu hususta ek rapor alınmadan eksik incelemeyle hüküm kurulduğu da anlaşıldığından bu husus da dikkate alınarak kararın bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; bilirkişi raporlarına itirazları değerlendirilmeden, raporlar arasındaki çelişkiler giderilmeden bedel belirlendiğini, husumetin Konya Büyükşehir Belediye Başkanlığına yöneltilmesi gerektiğini, usulî kazanılmış hakkın dikkate alınmadığını, emsal kıyaslamasının hatalı olduğunu, metrekare bedelinin daha düşük belirlenmesi gerektiğini, dava konusu taşınmazın konumu ve yola uzaklığı dikkate alındığında bedelin daha düşük belirlenmesi gerektiğini, idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ve resen belirlenecek nedenlerle kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; bilirkişi raporlarının eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak arsa birim değerinin ve yapı bedelinin eksik belirlendiğini, yapı sınıfının hatalı belirlendiğini, davacıya düşen alanın hatalı hesaplandığını, dava konusu taşınmazın konumu ve özellikleri dikkate alındığında metrekare bedelinin düşük belirlendiğini ileri sürerek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesi ile 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun'un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına usulî kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının Hazineye irat kaydedilmesine,
29.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.