Logo

5. Hukuk Dairesi2022/15733 E. 2023/5793 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydının mükerrerlik nedeniyle iptali sonucu oluşan zararın tazmini istemine ilişkin davada, mahkemenin belirlediği tazminat miktarının doğru olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mükerrerlik nedeniyle tapu kaydı iptal edilen arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmediği gözetilerek mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu kaydının hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada yapılan verilen kararın temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; tapuda davacılar adına kayıtlı ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 281 parsel sayılı taşınmaz 82000 m² yüzölçümü ile kayıtlı olup taşınmazın 21700 m²lik kısmının ... Mahallesi 390 parsel sayılı taşınmazla mükerrerlik oluşturduğu gerekçesiyle tapu kaydının terkin edildiğini, bu nedenle uğranılan zararın tazminini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat talep etme şartlarının oluşmadığından reddine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 20.01.2016 tarihli ve 2015/42 Esas, 2016/20 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucu; dava konusu taşınmaz üzerindeki mükerrerlik şerhinin kaldırılma imkanının ortadan kalktığı Gölbaşı Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.03.2011 tarihli ve 2009/518 Esas, 2011/217 Karar sayılı ilâmının kesinleştiği tarih olan 19.04.2012 tarihinin değerlendirme tarihi olarak alınıp taşınmaz vasfının açık ve denetime elverişli şekilde tespit edilmesi, arsa olarak tespit edilmesi durumunda emsal karşılaştırması yapılarak, arazi olarak tespit edilmesi durumunda ise gelir yöntemine göre değerinin tespit edilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi usul ve Kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; ilama tahsis şerhinin yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, zira tashihin ancak hesap hataları, maddi hatalar ve açık hataların düzeltilmesi için öngörüldüğünü, mahkeme tahsis talebini, hükümde açıkça hata yapıldığından bahisle kabul etmiş ise de, yapılan değerlendirmenin hukuka aykırı olduğunu, emsal taşınmazların uygun olmadığını, dava konusu taşınmaz için belirlenen rayiç değerin gerçek değerin oldukça üstünde olduğunu ileri sürerek kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4-383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

6. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosyanın incelenmesinden; davacıların pay sahibi olduğu ve 1954 yılında yapılan tapulama ile oluşan ... Mahallesi, 281 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesine 17.10.2008 tarihinde 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22 nci maddesi uyarınca mükerrer olduğuna dair şerh konulduğu, pay sahipleri tarafından Tapu Sicil Müdürlüğüne izafeten Hazineye husumet yöneltilmek suretiyle şerhin iptalinin istendiği, Gölbaşı Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.03.2011 tarih ve 2009/518 Esas, 2011/217 Karar sayılı ilâmıyla davacıların kullanımında olan ... Mahallesi, 281 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespiti daha önce kesinleşen ... Mahallesi, 390 parsel sayılı taşınmazla mükerrer olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, hükmün Yargıtay denetiminden geçerek 19.04.2012 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 23.01.2015 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.

3. Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre, ... Mahallesi, 281 parselde kayıtlı iken ... Mahallesi, 390 parsel sayılı taşınmazla mükerrer olduğu gerekçesiyle tapu kaydı iptal edilen arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

4. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

05.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.