"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince dahili davalı Hazine yönünden davanın reddine, davalılar ... ve ... yönünden ise pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddi ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davalı ... yönünden açılan davanın reddine, davalı ... ve dahili davalı Hazine yönünden ise pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıdan ... ili, ... ilçesi, ... Köyü, 694 ada 7 parselde kayıtlı 360 m² miktarındaki taşınmazı 17.500,00.-TL satış bedeli vermek suretiyle 27.09.2011 tarihinde tapuda satın aldığını, müvekkilinin taşınmazı tapuya güven ilkesi gereği taşınmazla ilgili herhangi bir takyidat ve satışa engel bir durum olmadığı için almakta sakınca görmediğini, ... Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan son imar uygulaması ile düzenlenen 1/5000'lik imar çalışması esnasında dava konusu taşınmazın orman sınırları içerisinde olduğu tespit edilerek imar alanı dışına çıkarılarak mezkur taşınmazın orman olduğu tespit edildiğini, dava konusu taşınmazın davalı ... Belediyesince taşınmazın olduğu mahalde yapılan imar uygulaması sonucu imar alanı kapsamına dahil edildiğini ve parselizasyon yapıldığını, yani davalı ... Belediyesinin imar uygulaması yapma imkanı olmayan yere imar izni vererek dava konusu işlemin meydana gelmesine sebebiyet verdiğini, dava konusu taşınmazın bu hali ile orman olup, satışı mümkün olmayan bir yerin davalı tarafından müvekkile satışının yapıldığını, müvekkilinin bu satış nedeniyle çok ciddi bir zarara uğradığını, davalının sebepsiz zenginleştiğini, tüm bu nedenlerle; dava konusu taşınmazın rayiç bedelinin veya müvekkilinin ödendiği paranın günümüz koşullarına uyarlanarak tespit edilecek miktarın müvekkiline ödenmesine, olmadığı takdirde müvekkilinin ödemiş olduğu paranın ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Dahili davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın, yersiz ve hukuki dayanaktan yoksun olduğundan reddi gerektiğini, müvekkil kurum tamamen hukuka ve usule uygun olarak satış işlemini, gerçekleştirdiğini, dilekçe ekinde de sunulan davacı ... Hoşça ve davalı ... arasında tapu müdürlüğünde düzenlenen 9718 yevmiye numaralı ve 27.09.2011 tarihli resmi senet suretinde de görüleceği üzere; davaya konu taşınmazın arsa vasfında tapuda kayıtlı olduğunu, müvekkil kurumun vasıf değişikliğine ilişkin herhangi bir mahkeme kararı olmadan tapuda vasfa ilişkin bir işlem yapamadığını, davacı yan resmi senedin akitten önceki kısmına, dava konusu taşınmazı tüm hukuki vecibeleri ile kabul ettiğini şerh düştüğünü, sonradan meydana gelen imar uygulamaları değişikliğinden müvekkil kurumun herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, Belediyenin davaya konu taşınmazın bulunduğu yere ilişkin imar işlemlerinin yapılış tarihi 09.07.2014 olduğunu, tapuda satış işleminin yapılış tarihi ise 27.09.2011 olduğunu, satış tarihi üzerinden yaklaşık 3 yıl gibi uzun bir süre geçtikten sonra yapılan imar değişiklikleri yapıldığını, bu hususunda davacının kötüniyetli olduğunu ortaya koyduğunu, tüm bu nedenlerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, müvekkil ... Belediyesinin taraf olmadığı bir ticari ilişkide müvekkili kurumu da sorumlu tuttuğunu, davacının açmış olduğu davada husumet itirazında bulunduklarını, ... Büyükşehir Belediyesi'nin hazırlamış olduğu 1/5000'lik imar planının henüz tamamlanmayıp, askıya dahi çıkmadığını, davacının varsayımlar üzerinde durduğunu, kaldı ki tapu kayıtlarında arsa görünüp daha sonrasında orman görünmesinde müvekkil kurumun bir kusurunun bulunmadığını, bunun tamamıyla Tapu Müdürlüğünü ilgilendirdiğini, kaldı ki 1/5000'lik imar planının ise ... Büyükşehir Belediyesi tarafından hazırlandığını, bir dava açılacak ise ... Büyükşehir Belediyesine karşı planın iptali yoluna gidilecek şekilde İdare Mahkemesine dava açılması gerektiğini, yine davacının açmış olduğu davasında süreyi kaçırdığını, zaman aşımı itirazında bulunduklarını, davacının iddialarının kabulü halinde ise burada sebepsiz zenginleşenin davalı ... olduğunu, müvekkili kurumun bir kusurunun bulunmadığını, tüm bu nedenlerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
3.Davalı ... cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın hukuktan mesnetsiz ve yersiz olduğunu, adına kayıtlı olan dava konusu taşınmazı davacının alıcı sıfatıyla gelip, pazarlık yaparak bu yeri satın aldığını, satış bedelini alarak taşınmazı tapuda devrettiğini, halen de dava konusu taşınmazın davacının elinde ve zilyetliğinde olduğunu, kesinleşmiş tapu kaydı üzerinde bir niza vara bu durumun kendisini ilgilendirmediğini, Belediye ile Orman İdaresi arasında olan bir husus olduğunu, bu nedenlerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın dahili davalı Hazine yönünden davanın reddine, ... ve ... yönünden ise pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın davalı ... Belediyesi tarafından yapılan imar uygulaması sonucu imar alanı kapsamına dahil edildiğini ve parselizasyon yapıldığını, yani belediye tarafından imar uygulaması yapma imkanı olmayan yere imar izni vererek dava konusu işlemin meydana gelmesine sebebiyet verdiğini, dava konusu taşınmazın bu hali ile orman olduğunu ve satışı mümkün olmayan bir yerin davalı tarafından müvekkiline satışının yapıldığını, satışın bu hali ile kesin olarak yokluk ifade ettiğini, sonucunda müvekkilinin bu satış nedeniyle zarara uğradığını ve davalıların ise sebepsiz zenginleştiğini, ayrıca yerel mahkemece alınan bilirkişi raporunun çelişkili bir rapor olduğunu, yapılan keşif sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğunun kesin olarak tespit edildiğini, ancak halen güncel tapu kaydında arsa olarak göründüğünü, yerel mahkemece dava konusu taşınmazın imar durumu ile ilgili olarak ... Büyükşehir Belediyesinin yaptığı son imar düzenlemesini getirterek taşınmazın hukuki durumunun belirlemesi gerekirken, davalı ... Belediyesinin savunması yetindiğini, eksik ve hatalı inceleme sonucunda hüküm kurulduğunu ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının davaya konu ... ili, ... ilçesi, Hacıimirzalı Mahallesi, 694 ada 7 parsel sayılı taşınmazı davalılardan ...'den 27.09.2011 tarih ve 9718 yevmiye nolu satış ile satın aldığı, ... Büyükşehir Belediyesince yapılan 1/5000 lik imar çalışması esasında davaya konu taşınmazın orman sınırları içerisinde kaldığının tespit edilerek imar dışına çıkarıldığı ve orman olarak tespit edildiğinden satış sözleşmesinin feshi ile satış bedelinin iadesine ilişkin eldeki davanın açıldığı sabit olduğu, davaya konu taşınmaz dava tarihi itibarıyla davacının adına kayıtlı olduğundan davalı Hazinenin sorumluluğu bulunmadığı, ... Belediyesinin taşınmazın bulunduğu yerde yaptığı imar uygulamasından dolayı sorumlu tutulamayacağından ... Belediyesi ve dahili davalı Hazine yönünden pasif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine , eski kayıt maliki davalı ... davaya konu taşınmazı tapu siciline dayanarak davacıya sattığını bu nedenle sebepsiz zenginleşme koşulları oluşmadığından ... aleyhine açılan davanın esastan reddine karar verilmesi gerektiğinden hükmün kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4721 sayılı Kanun'un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesi.
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.
4. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.
5. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Dosyanın incelemesinde; davacının davaya konu ... ili, ... ilçesi, Hacımirzalı Mahallesi, 694 ada 7 parsel sayılı taşınmazı davalılardan ...'den 27.09.2011 tarih ve 9718 yevmiye nolu satış ile satın aldığı, ... Büyükşehir Belediyesince yapılan 1/5000 lik imar çalışması esasında davaya konu taşınmazın orman sınırları içerisinde kaldığının tespit edilerek imar dışına çıkarıldığı ve orman olarak tespit edildiğinden satış sözleşmesinin feshi ile satış bedelinin iadesine ilişkin eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
3. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesine göre tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan Devlet sorumlu ise de somut olayda 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesinde belirtilen koşullar oluşmadığından davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.