Logo

5. Hukuk Dairesi2022/15864 E. 2023/2621 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından, davalı idarenin kamulaştırmasız el atması sebebiyle taşınmaz bedelinin tahsili istenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı idare tarafından kamulaştırma işleminin usulüne uygun olarak yapılmadığı ve bedelin ödendiğinin ispatlanamaması, ayrıca taşınmaza net gelir yöntemine göre değer biçilmesinde bir isabetsizlik bulunmaması gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 9. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; İstanbul ili, ... ilçesi, ... köyü 308 parsel sayılı taşınmaza fiilen el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya idarî yargıda bakılması gerektiğini, idarî başvuru yolunun da tüketilmediğini, bu nedenle usul yönünden reddedilmesi gerektiğini, dava konusu taşınmazda usulüne uygun şekilde kamulaştırmanın yapıldığını, hak düşürücü sürenin geçtiğini, tebligatların araştırılması için Eyüp 1. Noterliğine müzekkere yazılarak davacılara çekilen tebligatların tarihinin sorulmasını, bankalara yatırılan kamulaştırma bedellerinin hak sahiplerince çekilip çekilmediğinin sorulmasını, taşınmazın tescil ve intikal durumunun tapudan sorulmasını, davanın reddi ile her türlü yargılama gideri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve el atma tazminatının tespiti ile davalı idareden tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde; davanın yasal süresinde açılmadığını, idarî başvuru yolunun tüketilmediğini, dava konusu taşınmazın mutlak koruma alanında bulunması nedeniyle DSİ açısından davanın husumet yönünden de reddinin gerektiğini, idarece kamulaştırma işlemlerinin usulüne uygun olarak yürütüldüğünü, bu nedenle 30 günlük hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle davanın reddinin gerektiğini, hükme esas alınan raporda, dava konusu taşınmazın toprak yapısı ve ekolojisi dikkate alınarak sulamaya gerek duyulmadan kuru şartlarda bir yıl buğday bir yıl kavun münavebesi ile net gelir yöntemine göre arazi değeri hesaplandığını, taşınmazın bulunduğu yerde herhangi bir sulama tesisi bulunmadığından, kuru şartlarda kavun yetiştiriciliğinden ekonomik anlamda verim elde edilemediğini, bir dekardan 3500 kg kavun, 450 kg buğday alınmasının mümkün olmadığını, giderlerin de düşük alındığını net gelirin yüksek hesaplandığını, %3 oranında kapitalizasyon faiz oranının hatalı olduğunu, %30 oranındaki objektif değer artış oranının yüksek olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arazi niteliğindeki taşınmaza mahallinde yapılan keşif sonucu net gelir yöntemine göre değer biçilmesinin 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) değerlendirmeye ilişkin hükümlerine aykırılık teşkil etmediği, Beşiktaş 3. Noterliğinin 07.06.2018 tarihli cevabi yazısı, ... Bankası İstanbul Şubesinin 19.02.2018 tarihli cevabi yazısı, Ziraat Bankası Kadıköy Şubesinin 06.01.2020 tarihli cevabi yazısı kapsamına göre; davalı idarenin Ömerli Barajı İnşaatı nedeniyle dava konusu taşınmazı 1973 yılında kamulaştırdığı, kamulaştırma bedelinin ... Bankası İstanbul Şubesine bloke edildiği, davacılar yahut murislerine kamulaştırma işleminin tebliğ edildiğinin ve ödeme yapıldığının kanıtlanamadığı anlaşıldığından davalı vekilinin hak düşürücü süre içerisinde dava açılmadığına ilişkin istinaf nedenine itibar edilmediği, gerekçesiyle davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasında kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

4. 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. 2942 sayılı Kanun’un 25 inci maddesi uyarınca hakların kullanılması ve borçların yerine getirilmesi bakımından kamulaştırma işlemi, mal sahibi açısından, usulüne uygun olarak yapılan tebligatla başlar. Dosyaya sunulan kamulaştırma evraklarına göre usule uygun yapılmış bir tebligat olmadığı gibi kamulaştırma bedelinin ödendiğine dair belge sunulamadığından kesinleşmiş bir kamulaştırmadan bahsedilemeyeceğinden, dosyanın esasına girilerek karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

3. Dava konusu İstanbul ili, ... ilçesi, ... köyü 308 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca net gelir yöntemine göre değer biçilmesinde ve taşınmazın fiilen el atılan kısmının bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.