"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... köyü 91, 126 ve 179 parsel sayılı taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazların davacı idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; kıymet takdir komisyonunca takdir edilen değerin çok düşük olduğunu, taşınmazların arsa nitelikleri bulunan taşınmazlar olduğunu, işçiliğinin aile fertleri tarafından yapıldığını, sulamasının kendi olanakları ile yapıldığını, taşınmazların kent imar planı içinde olmasından dolayı taşınmaz fiyatlarının hızla yükseldiğini savunmuş ve anılan hususlar göz önüne alınarak kamulaştırma bedelinin tespitinin gerektiğini ileri sürmüştür.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 01.04.2015 tarihli ve 2013/813 Esas, 2015/127 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin 01.04.2015 tarihli ve 2013/813 Esas, 2015/127 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 18.09.2017 tarihli ve 2017/7780 Esas, 2017/19054 Karar sayılı ilâmı ile bozulmasına karar verilmiştir.
3. Dairenin bozma kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
4. Dairemizin 12.12.2018 tarihli ve 2018/547 Esas, 2018/24584 Karar sayılı ilâmı ile karar düzeltme taleplerinin kabulü ile taşınmazların sulu tarım arazisi niteliği, konumu ve yüzölçümü dikkate alındığında değeri belirlenirken kapitalizasyon faiz oranının %4 uygulanması gerekirken, bu oranın %5 kabulü ile az bedel tespiti, dava konusu taşınmazların özelliklerine göre 179 parsel No.lu taşınmaza %20; 91 ve 126 parsel No.lu taşınmazlara %30 oranında objektif değer artışı uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi, faiz başlangıç tarihi 26.04.2014 olması gerekirken, faizin 20.04.2014 tarihinden başlatılması, dava konusu taşınmazların tapu kaydında bulunan İkinci Derece Kara Askeri Yasak Bölge şerhi nedeniyle değer düşüklüğü uygulanmak suretiyle eksik bedel tespiti, 28.04.2018 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 7139 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi gereğince davacı idare harçtan muaf olduğu hâlde aleyhine harca hükmedilmesi doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; net gelir hesaplaması yapılırken verimin yüksek, masrafların düşük belirlendiğini, kapitalizasyon faiz oranı ve objektif değer artışının subjektif olarak tespit edildiğini, idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
2. Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; Anayasa Mahkemesi kararı gereği kamulaştırma bedelinin derhâl ödenmesi gerektiğini, dava konusu taşınmazların arsa olarak değerlendirilmesi gerektiğini, ilçe tarım verilerinin doğru uygulanmadığını, kapitalizasyon faiz oranı ve objektif değer artışının daha yüksek uygulanması gerektiğini, faiz bitiş tarihinin kesinleşme tarihi olması gerektiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı idare vekilinin tüm, davalılar vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3. Anayasa Mahkemesinin 27.11.2020 tarihli ve 31317 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 16.07.2020 tarihli ve 2018/104 Esas, 2020/39 Karar sayılı kararı ile 7139 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrasının dördüncü cümlesinin; “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit edilen bedelden az olması durumunda hâkim tarafından tespit edilen bedel, fazla olması durumunda idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedel, peşin ve nakit olarak hak sahibi adına, kalanı ise bedele ilişkin kararın kesinleşmesine kadar üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılmak ve kesinleşen karara göre hak sahibine verilmek üzere” bölümü ile yedinci cümlesinde yer alan “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedelden fazla olması halinde fazla olan tutarın bloke edildiğine” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu ve iptal edildiği nazara alınarak kamulaştırma bedelinin derhal ödenmesi ve Dairemiz karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesi gerektiğinden yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Kanun'un 438 inci maddesi uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı idare vekilinin tüm, davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davalılar vekilinin Mahkeme kararına yönelik temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının hüküm fıkrasının;
a) (3) numaralı bendinin ikinci paragrafında yer alan ''ise davalılar adına üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılması ve kararın kesinleşmesinin ardından'' ibaresinin çıkarılmasına, yerine '' üçer aylık vadeli hesapta biriken neması ile birlikte derhâl" ibaresinin yazılmasına,
b) (3) numaralı bendinin üçüncü paragrafında yer alan ''son karar tarihi olan 21.10.2020 tarihine kadar kadar yasal faiz işletilmesine," ibaresinin çıkartılmasına, yerine "Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin ilam tarihi olan "08.06.2023 tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile ödenmesine'' ibaresinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davalılara iadesine,
08.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.