Logo

5. Hukuk Dairesi2022/15937 E. 2023/7924 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydının iptali nedeniyle Hazine'ye karşı açılan tazminat davasında, davanın belirsiz alacak davası olarak nitelendirilmesine rağmen ıslahla artırılan kısım için zamanaşımı uygulanıp uygulanmayacağı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: 4721 sayılı Kanun'un 1007. maddesi gereğince açılan tazminat davalarının belirsiz alacak davası niteliğinde olduğu ve zamanaşımının dava açılan kısım için değil tüm alacak için kesileceği, belirsiz alacağın bilirkişi raporu ile belirlenmesi aşamasındaki artırımın ıslah değil iddianın genişletilmesi niteliğinde olduğu ve bu nedenle artırılan kısım için zamanaşımı uygulanamayacağı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2003 Esas 2022/1616 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Sason Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/627 Esas, 2021/840 Karar

Taraflar arasındaki, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı ... Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazminine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.

Davacılar vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 26.09.2023 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davacılar vekili ... ile davalı Hazine vekili Avukat ... ... gelmişlerdir.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların 1943'te Hazine adına kaydedildiğini, 1944’te Sason Belediyesine, 1962'de davacıların murisine satıldığını, murisin taşınmazın bir kısmının harici olarak ...’a sattığını, 2003 te kadastro çalışmaları esnasında 238 ada 1 parsel sayılı taşınmazın muris adına, 239 ada 3,4 ve 5 parsellerin ise ... adına tespit ve tescil edildiğini, 14.06.1962 tarihli ve 6 sıra numaralı tapu kaydının 238 ada 1 parsel ile 239 ada 3, 4, 5 parselleri kapsadığının tespiti ile şimdilik 10.000,00 TL'nin ödenmesi talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; orman vasıflı 238 ada 1 parsel ve 239 ada 3, 4, 5 parsel sayılı taşınmazlar için talep edilen bahsi geçen 100.000 TL'lik tazminatın haksız talep edildiğini, dava konusu taşınmazların 03.11.2004 tarihinde hükmen Hazine adına tescil edildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne, 10.000,00 TL tazminatın 03.11.2004 tarihinden itibaren faiziyle 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca davalı Hazineden tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın belirsiz alacak davası olduğunu, sadece 238 ada 1 parsel yönünden karar verilmesi ve ıslah edilen bölümün zamanaşımına uğradığının kabulü ile hüküm kurulmasının hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

2. Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın arsa olarak vasıflandırılmasının hatalı olduğunu, faizin dava tarihinden işletilmesi gerektiğini, reddedilen kısım yönünden Hazine lehine nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arsa niteliğindeki taşınmazın kadastro tespitine itiraz üzerine kadastro mahkemesince itirazın kabulü ile kadastro tespit tutanağının iptal edilerek orman vasfı ile Hazine adına tescili nedeniyle davacı tarafça 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesine dayalı olarak açılan davada Mahkemece dava konusu edilen 238 ada 1 parsel yönünden Kadastro Mahkemesi kararının kesinleşme tarihinin 03.11.2014 tarihi olduğu, davanın 13.10.2014 tarihinde açıldığı, dolayısıyla 10 yıllık zamanaşımı süresi içinde açılmış olmakla beraber zamanaşımı süresinin 03.11.2015 tarihinde dolacağı bu halde zamanaşımı süresi geçtikten sonra yapılan 09.06.2016 tarihli ıslah edilen miktara yönelik zamanaşına uğradığı değerlendirilmesi yapılmak suretiyle ve faiz tarihinin tapunun elden çıktığı Kadastro Mahkemesinin kesinleşme tarihi olan 03.11.2014 tarihinden başlatılmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş, ayrıca vekâlet ücretine yönelik istinaf itirazı yönünden yapılan incelemede is karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı lehine verilecek vekâlet ücreti davacı lehine verilecek vekâlet ücretini geçemeyeceğinden, davalı lehine maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi doğru görülerek istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4-383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan ... duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel ... sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Davacıların dayanağı tarihsiz 3676 metrekare yüzölçümü cilt 1, sayfa 147 ve 108 sıra numaralı tapunun Hazine adına kayırlı iken 14.06.1960 tarihli ve cilt 5, sayfa 70 ve 38 sıra numaralı tapu ile Sason Belediyesine satılşmış, 14.06.1962 tarihli ve 6 sıra No.lu tapu kaydı ile de davacıların kök murisi olan ... ...'ın belediyeden ihale yoluyla satın aldığı anlaşılmıştır. 2003 yılında yapılan kadastro çalışmaları esnasında 238 ada 1 parsel dayanak tapu kaydı nedeniyle ve 3672 metrekare olarak muris adına, 239 ada 3, 4 ve 5 parseller ise senetsizden ... adına tespit ve tescil edilmiş, Sason Kadastro Mahkemesinin 2003/74 Esas, 2004/32 Kararı ile 238 ada 1 parselin Sason Kadastro Mahkemesinin 2003/14 Esas ve 2004/27 Kararı ile, 239 ada 3 parselin Sason Kadastro Mahkemesinin 2003/36 Esas, 2004/55 Kararı ile, 239 ada 4 parselin, Sason Kadastro Mahkemesinin 2003/37 Esas, 2004/36 Kararı ile 239 ada 5 parselin Sason Kadastro Mahkemesinin 2003/37 Esas, 2004/36 Karar sayılı ilâmı ile orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verilmiştir.

3. Arsa niteliğindeki 238 ada 1 parsel sayılı taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesine ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

4. Dava konusu edilen Batman ili, Sason ilçesi, ... bulunan 238 ada 1 parsel ve 239 ada 3, 4 ve 5 parsel sayılı taşınmazların tesis kadastro tutanaklarının incelenmesinde; iddia edildiği gibi 238 ada 1 parsel için davacı tarafın sunduğu 6 sıra, 6 cilt ve 16 sahife No.lu eski tapu kaydının taşınmaza uygulandığı ve eski tapu kaydında olduğu şekilde taşınmazın yüzölçümünün 3676 m² olarak tespit gördüğü, dolayısıyla eski tapu kaydının yüzölçümü itibari ile de dava konusu 238 ada 1 parsel sayılı taşınmazı kapsadığı dava konusu 239 ada 3, 4 ve 5 parsel sayılı taşınmazların ise kadastro tespiti sırasında senetsizden tespit gördüğü anlaşıldığından 238 ada 1 parselin bedeline hükmedilmesi yerindedir.

Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacılar vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

6. 4721 Sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince açılan tazminat davaları, dava açıldığı tarihte tazminat miktarının davacı tarafça tam ve kesin olarak belirlenmesi mümkün olmadığından 6100 sayılı Kanun'un 107 nci maddesi birinci fıkrası uyarınca belirsiz alacak davası niteliğinde olduğundan ve davacılar vekilince de dava dilekçesinde belirsiz alacak davası olarak nitelendirildiğinden zamanaşımı yalnızca dava açılan kısım için değil, tüm alacak için kesilir. 6100 sayılı Kaun'un hükümleri gereğince, davacının iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın, davanın başında belirtmiş olduğu alacak talebini 6100 sayılı Kanun'un 107 nci maddesi birinci fıkrası hükmüne göre bilirkişi raporu ile tam ve kesin olarak belirlendiği anda artırması mümkündür. Bu nedenle yapılacak bu artırım bir ıslah olmadığı gibi, bu artırım nedeniyle zamanaşımının gerçekleştiğinden de söz edilemeyeceği gözetilerek karar verilmesi gerekirken, artırılan bölüm yönünden zamanaşımı süresinin dolduğu kabul edilerek hüküm kurulması bozmayı gerektirir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacılar vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararı kaldırılarak Mahkeme kararının açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,

Duruşmaya gelen davacılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 21.09.2023 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince belirlenen 17.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin aleyhine temyiz olunan davalı Hazineden alınarak davacılar ödenmesine,

Davacılardan peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.