Logo

5. Hukuk Dairesi2022/15977 E. 2023/4877 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tespiti ve davalı idareden tahsiline ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Emsal taşınmazlar karşılaştırılarak taşınmazın değeri belirlenip, davalı idarenin kamulaştırmasız el atma nedeniyle oluşan tazminatın ödenmesine hükmedilmesi usul ve yasaya uygun bulunarak Bölge Adliye Mahkemesi kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; dava konusu ... ili ... ilçesi, (...) ... köyü, 372 ada 21 parsel sayılı taşınmaza davalı idare tarafından kamulaştırma yapılmadığı halde yol ve kaldırım olarak el atıldığını, bu nedenle taşınmazın el atılan kısmının bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın cami müştemilatı olup yolda kaldığını, el atmanın olmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, bu talebin kabul görmemesi halinde emsal olarak sunulan taşınmazların tapu kayıtlarının temin edilerek keşif yapılmasını, taşınmazın bedelinin tespiti ile tespit edilecek bedelden %40 düzenleme ortaklık payı düşürülmesi gerektiğini, dava konusu taşınmazın ifrazen oluştuğunu, kadastral parsel olduğundan ve parselden 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18 inci madde uygulamasıyla ile düzenleme ortaklık payı kesilmediğinden Sosyal ve Kültürel amaçlı hizmetler için Belediyeye karşılıksız terk edilmesi gereken %40 düzenleme ortaklık payının, tespit edilecek bedelden indirilmesi gerektiğini, evvelce yapılan düzenlemeler dolayısıyla düzenleme ortaklık payı veya bu maksatla başka isimlerle bir pay alınmış olan arazi veya arsaların bu ortaklık payı hesabına katılamayacağını; ancak, taşınmaz sahiplerinin talepleri üzerine, mülga 6785-1605 sayılı İmar Kanun'un 39 unca maddesine göre daha önce ifraz edilerek tescil edilen parsellerden düzenlemeye dahil edilenlerin, ilk parselin ifrazında alınan terk oranını %40’a tamamlayan fark kadar düzenleme ortaklık payı alınabileceğini taşınmazın arta kalan kısmı değer kazanmış olup, kazanılan değerin bedelden düşürülmesi gerekitiğinden öncelikle davanın reddine aksi taktirde talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı davanın kabulüne ve el atma tazminatının tespiti ile davalı idareden tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; tapu maliklerinin taşınmazı camiye tahsis etmiş olup yol olarak el atıldığı iddia edilen kısımların da cami müştemilatı olarak bırakıldığını, davacının kendi rızasıyla burayı cami ve müştemilatı olarak bıraktığını, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 35 inci maddesi gereğince bedel talep etme haklarının olmadığını, camilerin mülkiyetinden sorumlu olan Batman İl Müftülüğünden caminin zemini olan arsanın ve cami yollarının bedelinin ödenip ödenmediğinin ya da davacının rızai tahsislerinin olup olmadığının araştırılması gerektiğini, emsal incelemesinin uygun olmadığını, satış değeri en yüksek olan emsal değerlendirilerek hesaplama yapıldığını, taraflarca sunulan emsallerin dikkate alınmadığını, bedelin çok yüksek olduğunu, emsal taşınmazın daha değerli olduğunu, arta kalan kısımlarda değer artışı meydana geldiğini, düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılması gerektiğini ileri sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğu kabul edilerek, emsal karşılaştırılması yoluyla değerinin tespit edilmesinin ve belirlenen bedellerin davalı idareden tahsiline karar verilmesinin doğru olduğunu, bu hususta davalı idare vekilinin istinaf sebebi olarak ileri sürdüğü hususların yerinde görülmediğini, mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; çelişkili bilirkişi raporuna dayanılarak karar verildiğini dava konusu taşınmazın yol olarak el atılan kısmının ... Caminin çevre yolları olduğunu, yol olarak el atıldığı belirtilen yerlerin caminin müştemilatı olduğunu, Batman İl Müdürlüğünün cami zemini olan arsanın bedelinin ödenip ödenmediğinin yeterince araştırılmadığını, emsal değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, taşınmazın değerinin fahiş belirlendiğini, arta kalan kısımlarda bulunan dükkanlarda değer artışı olduğunun gözetilmesi gerektiğini ileri sürerek temyiz isteminde bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak taşınmazın değerinin biçilmesi hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu ... ili ... ilçesi, ( ...) ... köyü, 372 ada 21 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesine ve alınan rapor uyarınca bedelin davalı idareden tahsiline karar verilmesi yerindedir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı idareden peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.