"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen 4650 sayılı Kanun’la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı idare vekili, davalı ... vekili, dahili davalı ... vekili, dahili davalı ..., dahili davalı ..., dahili davalı ... ve dahili davalı ... tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 363 ada 28 sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; 2942 sayılı Kanun'da belirtilen esaslar dahilinde dava konusu taşınmazın gerçek değerinin belirlenmesini talep etmiştir.
2. Diğer davalılar cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemenin 02.09.2021 tarihli ve 2020/238 Esas, 2021/471 Karar sayılı kararı ile davanın bedel depo edilmediğinden usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 30.12.2021 tarihli ve 2021/2625 Esas, 2021/2470 Karar sayılı kararı ile tespit edilen kamulaştırma bedelinin bankaya yatırılması yönünde iki kez süre verildiği, 22.06.2021 tarihli celsede bedelin yatırılması için 15 günlük süre verildiği gerekli ihtaratın yapıldığı, takip eden 13.07.2021 tarihli celsede verilen sürenin de ihtaratlı olduğu ve 15 günden az olmadığı, her iki ihtarın da davacı idare vekiline usulüne uygun yapıldığı anlaşıldığından, davanın usulden reddine ilişkin kararın hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; İlk Derece Mahkemesince tespit edilen kamulaştırma bedelinin bloke edilmesi için davacı idare vekiline 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca usulüne uygun olarak verilen yasal süreler içerisinde bedel depo edilmediğinden davanın reddine karar verilmiş ise de, dosyaya sunulan 25.02.2022 tarihli banka dekontuna göre davacı idarenin istinaf karar tarihinden sonra depo kararını yerine getirdiği anlaşıldığından, usul ekonomisi gözetilerek, davalı tarafın da beyanı alınmak suretiyle sonucuna göre işin esasına girilip karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili, davalı ... vekili, dahili davalı ... vekili, dahili davalı ..., dahili davalı ..., dahili davalı ... ve dahili davalı ... temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare temyiz dilekçesinde özetle; emsal alınan taşınmazın davaya konu taşınmaz için uygun olmadığını, bedelin fahiş olduğunu, müvekkil idare lehine tescil hükmü kurulması gerektiğini ileri sürerek kararının bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; kamulaştırma dışında kalan kısma değer azalışı verilmesi gerektiğini, bedelin düşük olduğunu, faiz hükmünün hatalı belirlendiğini, müvekkil lehine vekâlet ücreti takdir edilmesi gerektiğini ileri sürerek kararının bozulmasını talep etmiştir.
3. Dahili davalı ... vekili, dahili davalı ..., dahili davalı ..., dahili davalı ..., dahili davalı ... temyiz dilekçelerinde özetle; kamulaştırma bedelinin bloke edilmemesi nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru olduğu hâlde karar tarihinden sonra bedelin bloke edildiğinden bahisle bozma kararı verilmesi kanunda olmayan bir yolun yargı eliyle ihdası sonucunu doğurduğunu, bu durumun mülkiyet hakkı ihlaline neden olduğunu, dava konusu taşınmaz için belirlenen bedelin düşük olduğunu ileri sürerek kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuşlardır.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı idare vekili, davalı ... vekili, dahili davalı ... vekili, dahili davalı ..., dahili davalı ..., dahili davalı ..., dahili davalı ...'ın aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine karar verilmesi yöntem itibarıyla yerindedir.
3. Buna karşın, 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) maddesine göre arsa niteliğindeki taşınmazlara değer biçilirken dava konusu taşınmaz ile emsalin zaruret olmadıkça yakın bölgelerde ve benzer yüzölçümlü olması ve değerlendirme tarihine yakın satışların emsal alınması gerekir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu yönteme uyulmadan dava konusu taşınmaza farklı mahalleden, yüzölçümü büyük ve 19.09.2012 tarihinde satışı yapılan bir taşınmaz emsal alınmak suretiyle bedel belirlendiğinden rapor inandırıcı görülmemiştir.
3. Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkân tanınması, lüzumu hâlinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibarıyla, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı idare vekili, davalı ... vekili, dahili davalı ... vekili, dahili davalı ..., dahili davalı ..., dahili davalı ... ve dahili davalı ...'ın temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harçlarının istek hâlinde davalılara iadesine,
01.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.