"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki orman şerhinin kaldırılması, olmadığı takdirde taşınmazın orman tahdidi içinde bırakılması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin asıl dava ile tapu iptali tescil istemine ilişkin birleştirilen davalarda yapılan yargılama sonunda asıl davanın davalı ... yönünden davanın husumetten reddine, davalı ... yönünden ise kabulüne; birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı vekili asıl davanın dava dilekçesinde özetle; ... ili, ... ilçesi, ... Köyü, 6838 parsel numaralı taşınmazın 1/2 hissesinin müşterek maliki olduğunu, ... tarafından taşınmaz kaydına orman şerhi tesis edildiğini, tapu kaydında bulunan şerh ve Orman Genel Müdürlüğünün tasarrufu nedeniyle davacının mülkiyet hakkının kısıtlandığını, davacının zarara uğratıldığını belirterek öncelikle orman şerhinin kaldırılmasına, bu mümkün görülmez ise şimdilik 15.000,00 TL tutarında tazminatın davalı ... Hazinesinden tahsil edilerek tapuda 1/2 hisse oranında malik olan davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Birleştirilen dosya davacısı Orman İşletme Müdürlüğü vekili dava dilekçesinde; davaya konu ... ve ... adına kayıtlı, 10.760 m² yüzölçümlü 6838 parsel sayılı taşınmazın orman sınırları içerisinde kaldığını belirterek davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın orman vasfında olması sebebiyle tapusunun iptal edilerek Devlet Ormanı vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tescil edilmesi gerektiğini, idareleri tarafından teknik inceleme komisyonunun incelemelerini ve dava açma hazırlık sürecini bitirmesine müteakip davacı ... varsa dava dışı diğer tapu malikleri aleyhine tapu iptal ve tescil davası ikame edileceğini, açılan davanın mahkeme ve esas bilgilerini dosyaya bildireceklerini ve işbu davanın sonucunun beklenmesi gerektiğini, zararlarının tazmini için Hazine aleyhine dava açabileceklerini, orman yönetimi aleyhine açılan davanın husumetten reddi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı ... Hazinesi vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle süresinde açılmayan davanın reddi gerektiğini, ayrıca davacının tazminat davası açmasında hukuki yararı olmadığını, zira tapunun halen davacılarda olduğunu ve bir zararın mevcut olmadığını, Hazineye husumet yöneltilemeyeceğini, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptal edilerek Hazine adına tescili talebinin Orman Genel Müdürlüğünce yapıldığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
3.Birleştirilen ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/69 Esas, 2020/318 Karar sayılı dosyasında davalı-asıl dosyada davacı ... vekili cevap dilekçesinde; taşınmazın 1/2 hissesinin maliki olduğunu, taşınmaz kaydına davacı idare tarafından 15.01.2019 tarihinde orman şerhi işlendiğini, bu nedenle davanın süresinde açılmadığını, zamanaşımı itirazında bulunduklarını, dava konusu taşınmazın tarım arazisi vasfında olduğunu, ... tarafından taşınmaz üzerinde uzun yıllar boyunca tarımsal faaliyetlerde bulunulduğunu, keşif ve bilirkişi incelemesi ile de görüleceği üzere taşınmazın orman vasfında bulunmadığını, iş bu davanın açılmasına davalının kendi hal ve davranışları ile sebebiyet vermediğini belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl davada; davalı ... idaresi yönünden pasif husumet eksikliği nedeniyle usulden reddine, davalı ... yönünden davacı tarafın ilk talebi olan orman şerhi ve diğer takyidatların kaldırılmasına dair talebin taşınmazın vasfı nedeniyle yerinde olmadığından reddine, terditli tazminat talebinin kabulü ile 185.932,80TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle beraber davalı Hazineden alınıp davacıya verilmesine, birleştirilen ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/69 Esas sayılı dosyası bakımından; davanın kabulü ile ... ili, ... ilçesi, ... Köyü, 6838 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın süresinde açılmadığını, asıl ve birleştirilen dava yönünden davanın Maliye Hazinesi açısından husumet yokluğu nedeniyle reddi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, mülkiyet hakkının zarara uğradığından söz edilebilmesi için tapu kaydının iptali sonucunda doğan bir zararın olması gerektiğini, ancak somut olayda böyle bir zararın olmadığını, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki alanın satışının mümkün olmadığını, evveliyatı orman olan taşınmazlar için tazminat ödeneceğine dair herhangi bir hüküm bulunmadığından bilirkişi raporuna itiraz ettiklerini, tazminat ödenmesini kabul etmemekle birlikte bilirkişi raporuna itirazları giderilmeden karar verildiğini, tespit edilen bedelin fahiş olduğunu, gerçek bedeli yansıtmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arazi niteliğindeki taşınmazın net gelir yöntemine göre değerinin belirlenmesinde hükme esas alınan bilirkişi raporunda taşınmazın bulunduğu bölgedeki coğrafi durum ve toprak yapısı itibarıyla kapitalizasyon faiz oranının %4 oranında alınması, taşınmazların konumu ile taşınmazı o bölgedeki diğer taşınmazlardan ayıran özelliklerde gözetilmek suretiyle objektif değer artış oranının %60 uygulanması sonucu m² birim fiyatlarının 2020 yılı için 34,56 TL olarak hesaplanmış olmasında hukuka aykırılık bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesinin kararı hem maddi olay, hem de hukuka uygunluk yönünden istinaf sebepleri ile sınırlı incelenmiş olup, esası etkileyen bir usul hatası bulunmadığı, vakıa tespitlerinin tam ve doğru olarak yapıldığı, maddi hukuk normlarının doğru olarak uygulandığı, delillerin değerlendirilmesinde de usule aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl dosya davalısı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4721 sayılı Kanun'un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.”
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 - 383 Esas, 2009/517 karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.
4. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması Esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.
5. 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde Esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... köyü, 6838 parsel sayılı 10.760 m² yüzölçümlü, tarla vasıflı taşınmazın 04.03.2010 tarihinde satış ve intikal sonucu 1/2 payının davacı adına tescil edildiği, kesinleşen orman kadastrosu nedeniyle tapuya 15.01.2019 tarihinde orman şerhi konulduğu, bu şerh nedeniyle mülkiyet hakkı kısıtlandığından 4721 sayılı Kanun'nun 1007 nci maddesi gereği tazminat hakkı doğduğunun kabulü doğrudur.
3. Dava konusu taşınmazın hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre arazi niteliğinde kabulü ile net gelir metoduna göre değer biçilmesine ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline tapu kayıtlarının iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi yerindedir.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Asıl dosya davalısı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.