"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun ile değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazların davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun davalı yönünden esastan reddine, davacı idare yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 440 ada 212, 214 ve 218 parsel sayılı taşınmazların kamulaştırma bedellerinin tespiti, tapu kayıtlarının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kıymet takdir raporunda yapılan değerlendirmeler sonucu müvekkilinin taşınmazlarının değerlerinin çok düşük kaldığını, taşınmazların ilçe merkezine yakın olup gelişme alanı içerisinde olduğunu, tarım arazisi olduğunu ve sulu tarımın her kolunun yapılabileceği ve her türlü kültür bitkisinin yetişebileceğini, gerekli sulama sahasına sahip olan taşınmazların değerlerinin altında kamulaştırılacağını, taşınmazların köy merkezine ve alım merkezlerine yakın olmasının değerlerini artırdığını, elde edilen ürünlerin pazarlamasını kolaylaştırdığını ve giderleri azalttığını, parselde sulu tarım yapılabileceğinden maddiyat bakımından değerli ürünlerin yetiştirilmekte olduğunu ve yetiştirilen ürünlerden maksimum gelir elde edildiğini, açıklanan nedenlerle kıymet takdir kurulu tarafından tespit edilen değerin günün koşullarına uygun olarak artırılarak hak ve hakkaniyete uygun bir değer tespit edilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne taşınmazların tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; alınan bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya elverişli olmadığını, dava konusu parsel için daha önceden açılan ve depo bedeli yatırılmadığından reddedilen ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/251 Esas sayılı dosyasında 10.09.2018 tarihli bilirkişi raporunda 440 ada 94 parsel üzerindeki iki katlı kargir taş binanın oturum alanının 58,80 m² (58,80 m² x 2 = 117,60 m²), zemin katının dış cephesinin sıvasız olduğu, garaj ve depo olarak kullanıldığı, diğer katın sıvalı ve boyalı olduğu, ayrıca 14 m² teras bulunduğunun fotoğraflarıyla da belgelendiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise binanın oturum alanının (172 m²/2=86 m²) olarak değerlendirildiğini, 10.09.2018 tarihli bilirkişi raporunun idarece yapılan tespitlerle de örtüştüğünü, dolayısıyla kamulaştırma tarihinden sonra dava konusu parselin kamulaştırılacağını bilmesine rağmen davalı tarafın müştemilatta yaptığı değişiklerin kesinlikle kabul edilemeyeceğini, bilirkişi raporunun yeniden değerlendirilmesi gerektiğini, kısmi kamulaştırma sonucu arta kalan alanlarda değer kaybı olduğunu kabul etmemekle birlikte, yapılan değer kaybı hesaplamasında maddi hata yapıldığını, bilirkişilerin arta kalan alana göre hesaplama yapmaları gerekirken, kamulaştırılan alanı da hesaplamaya dahil ederek, bedeli ödenip kamulaştırılan alana da ayrıca değer kaybı verdiklerini, böylece kamulaştırılan kısımlar için idarece hem kamulaştırma bedeli hem de değer kaybı ödemesi yapılarak mükerrer ödemeye sebep olunduğunu, net gelir hesabına göre arazi metrekare bedeli belirlenirken münavebe ürünleri ve dekar başına sebze üretim miktarları çok fazla alındığından arazi metrekare bedelinin de bu oranla arttığını, ayrıca elde edilen ürünlerin fiyatlarının pazar fiyatı baz alınması nedeni ile hesaplanan yıllık gelirlerin çok yüksek bulunduğunu, yıllık getireceği net gelirin hesabında alınan ürün bedellerinin pazar fiyatı değil üretici fiyatlarının baz alınması gerektiğini, ağaç bedellerinin çok fahiş hesap edildiğini, kapitalizasyon faiz oranının düşük alındığını, idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür.
2. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; taşınmaz içerisinde bulunan yapılarda yıpranma oranı fazla hesap edildiği gibi değer düşüklüğünün de eksik hesaplandığını, ayrıca anayola bitişik vaziyette bulunan taşınmazlara objektif değer artışı uygulanması gerektiğini, yapılan değerlendirmeler sonucu davalıya ait arsanın değerinin çok düşük kaldığını, bilirkişi raporlarında ara ziraatın gözardı edildiğini, taşınmazların değer tespitinde bu hususun değerlendirilmesinin zorunlu olduğunu, taşınmazlar üzerinde bulunan meyve ağaçlarının yaşına, adetine göre yapılan hesaplamaların hatalı olduğunu ve üretim masraflarının gerçek değerin çok üzerinde gösterildiğini, bilirkişilerin uyguladıkları münavebede verimleri düşük, maliyetleri yüksek gösterdiklerini, ortalama verim verilerini uygulamadıklarını, kapitalizasyon faiz oranlarının fazla belirlendiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile sulu tarım arazisi olup kapama meyve bahçesi niteliğindeki dava konusu taşınmazlara %4 kapitalizasyon faizi uygulanmak suretiyle, 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri esas alınarak değer biçilmesinin, kamulaştırılan taşınmazların tapusunun iptali ile davacı idare adına tesciline ve yazılı gerekçe ile davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin yerinde olduğu; ancak dava konusu taşınmazların kamulaştırmadan arta kalan kısımlara ilişkin değer azalışı hesaplamasında maddi hata yapıldığı gerekçesiyle yeniden hesaplama yapılarak bedel yönünden hüküm düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.
2.Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; değer kaybı oranının düşük belirlendiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2.2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci ve 12 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Dava konusu taşınmazların arta kalan kısımlarının geometrik durumu, yüzölçümü nazara alındığında arta kalan kısımlarda değer azalışı oluşacağının kabulü ile oranı uygundur.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, davalıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.