Logo

5. Hukuk Dairesi2022/16306 E. 2023/5476 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmazın bedelinin tespitine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kamulaştırılan taşınmazın imar parseli niteliğinde olduğu halde bilirkişi raporunda kadastro parseli olarak değerlendirilmesi ve buna bağlı olarak hesaplama yapılması doğru görülmeyerek, taşınmazın gerçek değerinin tespiti için yeniden bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun ise kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde;... İli, ... İlçesi, ... Mahallesi 3743 ada 4 sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın idare adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı taraf cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin bloke ettirilerek davalı tarafa derhal ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline yol olarak terkinine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A.İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri

1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; belirlenen bedelin fahiş olduğunu, Kıymet Takdir Komisyonu raporunda belirlenen m² birim bedelinin makul olduğunu, faize hükmedilmemesi gerektiğini, taleplerinin tescile ilişkin olup terkin talepleri olmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; belirlenen bedelin bölge rayicine göre çok düşük olduğunu, emsal olarak doğru taşınmazın alınmadığını, aşınma payının ve puanlandırmanın gerçeği yansıtmadığını, taşınmazın kıymetli bir konumda olduğunu, faiz hesaplaması yapılmadığını, sundukları emsal ilanlarının dikkate alınmadığını, mülkiyet hakkının kaybedilmesi sebebiyle gerçek değerin belirlenmesi gerektiğini, ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; arsa niteliğindeki ... İli, ... İlçesi, ... Mahallesi 3743 ada 4 parsel sayılı taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak,üzerinde bulunan yapılara ise resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek değer biçilmesinin yerinde olduğu belirtilerek, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı idare vekilinin istinaf talebinin ise kısmen kabulü ile hüküm fıkrasının tescile ilişkin bendi düzeltilmek suretiyle yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf başvuru dilekçesinde belirttiği hususları tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf başvuru dilekçesinde belirttiği hususları tekrarla ve dava konusu taşınmazın 2981 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin (b) bendi uyarınca imar uygulaması sonucu oluştuğunu ve taşınmazın imar parseli niteliğinde olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakameleri Kanun’un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.

3. 2981 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin (b) bendi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arsa niteliğindeki Bursa İli Osmangazi İlçesi Atıcılar Mahallesi 3743 ada 4 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesi yöntem itibari ile doğru olduğu gibi, üzerindeki yapıya aynı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi uyarınca resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek bedel belirlenmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre taraf vekillerinin aşağıdaki paragraflar kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

4.Dava konusu taşınmazın, 2981 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin (b) bendi gereği yapılan imar uygulaması sonucu oluştuğu, bu nedenle imar parseli niteliğinde olduğu anlaşıldığı halde; hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda dava konusu taşınmazın kadastro parseli niteliğinde olduğu kabul edilerek hesaplama yapıldığı anlaşıldığından bilirkişi raporu inandırıcı değildir.

5. Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re'sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibarıyla, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların re'sen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile; temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Taraflardan peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

30.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.