"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
KARAR : Yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 16. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında, hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,
Miktar veya her paydaş değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Davacılara ödenmesine karar verilen ecrimisil bedeli Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL'nin altında kaldığı anlaşılmakla, ecrimisil yönünden davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı idare vekilinin kamulaştırmasız el atılan taşınmaza ilişkin tazminat davasına yönelik gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; İzmir ili, ... ilçesi, 1. ... Mahallesi 598 ada 25 parsel sayılı taşınmaza fiilen el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ile ecrimisil talep etmiştir .
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmaza 1983 tarihinden önce el atıldığını, davalının uzlaşma görüşmelerine katılmadığını, imar uygulaması yapıldığında el atılan kısmın % 40 oranındaki düzenleme ortaklık payı içerisinde kaldığının görüleceğini, taşınmazda yapılaşmanın tamamlanmış olduğunu bedelde indirim yapılması ve takyidatların bedele yansıtılması gerektiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kamulaştırmasız el atma tazminat istemi yönünden kabulüne, ecrimisil istemi yönünden kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle: kararın tescil-terkin hükmü içermediğini, 1983 yılı öncesinde el atılmış olduğundan maktu harç ve maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, düzenleme ortaklık payı kesintisinin % 45 olması gerektiğini, 72,50 m²lik kısmın yapı adasında kaldığını, tazminat kararı verilemeyeceğini, terkin edilemeyeceğini, bedelin fahiş olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taşınmazın 1/1000 ölçekli uygulama imar planı kapsamında bitişik nizam 8 katlı ticaret+konut alanında kaldığını, arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi ve dava tarihi itibarıyla yasal oran olan %40 oranında düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılmasının yöntem olarak doğru olduğunu, dava konusu taşınmazın emlak vergisine esas m² birim değerinin 10.528,00 TL, emsal taşınmazın ise 2.420,00 TL olarak bildirildiği belirlenmiş olup, hükme esas alınan bilirkişi raporunda yapılan kıyaslamanın uygun olduğunu, her ne kadar, dava konusu taşınmazın değerinden yapılaşma tamamlandığı için %10 oranında indirim yapılması doğru değil ise de; istinafa gelen taraf aleyhine değerlendirme yapılmadığını, taşınmazın 288 m²lik kısmın davacı payına isabet eden kısmının bedeline hükmedildiği halde, el atılan kısımdaki davacı payının tapu kaydının iptali ile davalı idare lehine yol olarak terkini hakkında hüküm kurulmaması ve ipoteğin bedele yansıtılmasına karar verilmemesi yerinde olmadığından davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin, birinci fıkrasının üçüncü alt bendi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde belirttiği hususları tekrar etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4.2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde ve taşınmaza yol ve kaldırım yapılması suretiyle el atıldığından davacı payına düşen bedelin davalı idareden tahsiline, değerlendirme tarihi dava tarihi olduğundan dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Dava tarihi nazara alındığında dava konusu taşınmazın m² birim değerinden % 40 oranında düzenleme ortaklık payının düşülmesi doğrudur.
4. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; hüküm altına alınan bedel üzerinden nispi harca ve davacı yararına nispi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olduğu gibi, kaldırım ve yol olarak fiilen el atılmış olan fen bilirkişisi raporunda A2 harfi ile gösterilen 72,50 m²lik kısma ilişkin olarak davacının payı oranında tazminata hükmolunarak, bu kısmın da davacının payı oranında terkinine karar verilmesi yerindedir.
5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Davalı İdare Vekilinin Ecrimisil Talebine İlişkin Temyizi Yönünden;
Davalı idare vekilinin temyiz dilekçesinin miktar yönünden kesinlik sınırı altında kalması nedeniyle REDDİNE,
B. Davalı İdare Vekilinin Kamulaştırmasız El Atılan Taşınmaz Bedelinin Tahsili Talebine İlişkin Temyizi yönünden;
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı idareden aşağıda yazılı kalan harcın alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.