Logo

5. Hukuk Dairesi2022/16484 E. 2023/5275 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırılan taşınmazın bedelinin tespiti ve bu bedelin davalıya ödenmesi ile taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kamulaştırılan taşınmazın bedeline gelir metodu esas alınarak değer biçilmesi, tespit edilen bedelin bloke ettirilmeden davalıya ödenmesi gerektiği ve kararın usul ve kanuna uygun olduğu gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; ... ili, ... ilçesi, ... köyü 954 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın müvekkili idare adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğunu, aksi kabul edildiği takdirde kapitalizasyon faizinin %3, objektif değer artışının %700 oranında alınması gerektiğini, 2942 sayılı Kanun'da belirtilen esaslar dahilinde dava konusu taşınmazın gerçek değerinin belirlenmesini ve yargılama sonucunda tespit edilecek bedele kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faiz oranının uygulanmasını talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalıya ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas bilirkişi raporunda dava konusu taşınmaza birim fiyat takdir ederken verim miktarlarının ve ürün satış fiyatlarının yüksek, üretim masraflarını ise düşük aldığını, taşınmaz için tespit edilen kapitalizasyon faiz oranının düşük olduğunu, yöre gerçeklerini yansıtmadığını, alınması gereken kapitalizasyon faiz oranının en az %8-9 olması gerektiğini, taşınmaz üzerindeki muhdesat bedellerinin fahiş hesaplandığını ileri sürmüştür.

2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğunu, taşınmazın yakınından geçen Acıdere Deresinden sulanmakta olduğunu, ayrıca keşif tutanağında taşınmazın müvekkile ait 941 parsel sayılı taşınmazdaki kuyudan damlama sulama sistemi ile sulandığının mahkeme gözlemi ile tespit edildiğini, bu nedenle taşınmazın sulu tarım arazisi olarak kabul edilmesini, taşınmazın bulunduğu bölgede zeytin ürününün veriminin resmi verilerden düşük belirlenmesinin hatalı olduğunu, kamulaştırma bedelinin çok düşük belirlenmesine yol açtığını, kapitalizasyon faiz oranının en az %4, objektif değer artış oranının ise en az %500 oranında olması gerektiğini, üretim masrafının brüt gelirin 1/3’ü oranını aşmamasını, yasal faiz işletilmesi nedeniyle enflasyon karşısında değer kaybı oluştuğunu ve bu sebeple kamu alacakları için öngörülen en yüksek oranda faize hükmedilmesini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ... Belediye Başkanlığının yazısında dava konusu taşınmazın 1/1000 ölçekli planının bulunmadığı tarla vasıflı olduğunun bildirilmesi, dosyaya eklenen fotoğraflar, bilirkişi raporlarına eklenen uydu fotoğrafları, Dairece parsel sorgulama ekranından yapılan tespitler nazara alındığında taşınmazın arazi vasfında olduğu kanaatine varılmakla bilirkişi heyetinin dava konusu taşınmazı arazi vasfında kabulü ile kamulaştırma bedelinin net gelir esasına göre tespitinde usulsüzlük bulunmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunda taşınmazın kuru tarım arazisi olarak değerlendirilerek kapitalizasyon faizinin %5 oranında, objektif değer artışının %15 oranında uygulanarak metrekare birim bedelinin belirlenmesinin uygun olduğu belirtilmiş, ancak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi ve karar kesinleştiğinde ödenmek üzere üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılmasına karar verilen bedelin derhal ödenmesi gerektiği gerekçesi ile taraf vekillerince yapılan istinaf başvurusunun davacı idare yönünden esastan reddine, davalı yönünden kabulü ile düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu maliki arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Kapama zeytin bahçesi niteliğindeki Mersin ili, Tarsus ilçesi, Kızılçukur köyü 954 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca gelir metodu esas alınarak değer biçilmesi ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine karar verilmesi yerindedir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, davalıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.