Logo

5. Hukuk Dairesi2022/1652 E. 2022/12099 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın tapudan yol olarak terkini istemine ilişkin davada, yerel mahkemenin bedeli doğru hesaplayıp hesaplamadığı ve terkin talebini hükme bağlayıp bağlamadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Emsal satışların değerinin hatalı hesaplanması, arta kalan kısımda değer kaybının yeterince denetlenmemesi, terkin yerine tescil hükmü kurulması, faizin yanlış tarihten işletilmesi ve idare lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gibi hususlar gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı idare ve davalılardan ... vd. vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

- K A R A R -

Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın tapudan yol olarak terkini istemine ilişkindir.

Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı idare ve davalılardan ... vd. vekillerince temyiz edilmiştir.

Bilirkişi incelemesi yaptırılmış ise de, alınan rapor hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki;

1-Dava konusu ... İlçesi, ... Mahallesi, 99 ada 22 parsel sayılı taşınmaz arsa niteliğindedir. Kamulaştırma Kanunu'nun kıymet takdir esaslarını belirten 11. maddesinin 1. fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca arsaların değerinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur. Bu itibarla, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerekir.

Hükme esas alınan bilirkişi raporunda değerlendirmeye esas alınan emsal taşınmazın 21.10.2013 tarihinde ½ hissesi 72.000 TL bedelle satıldığı halde, tamamının 72.000 TL bedelle satıldığı kabul edilerek m² birim değerinin belirlenmiş olması nedeniyle bu rapora göre hüküm kurulması mümkün değildir.

Bu durumda; taraflara dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve değerlendirme tarihinden önce yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, dava konusu taşınmazın, değerlendirme tarihi itibarıyla, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve belediye, adliye, hükümet konağı, okul, hastane gibi yerlere olan mesafesini de gösterir krokisi fen bilirkişisine işaretlettirilip, dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu ile mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,

2) Dava konusu taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan 261,42 m²'lik bölümüne imar durumuna göre yapılaşma izni verilip verilmeyeceği, verilmiş ise önceki durumuna göre kısıtlama getirilip getirilmediği hususları ilgili Belediye Başkanlığı İmar Müdürlüğünden araştırılarak kısıtlama getirildiğinin bildirilmesi halinde kullanım amacı, yüzölçümü, geometrik şekli ve kamulaştırmanın amacı nazara alınarak arta kalan kısımda belirlenen orandan daha fazla değer kaybı gerekip gerekmediği denetlenmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,

3)Kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkini talep edildiğinden, TMK'nın 999. maddesi gereğince terkinine karar verilmesi gerekirken tescil hükmü kurulması,

4)6459 sayılı Yasa'nın 6. maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 10. maddesi ile eklenen hüküm uyarınca dava dört ay içinde sonuçlandırılmadığından ve bedel ikinci kararla davacı idare tarafından bloke edildiğinden tespit edilen kamulaştırma bedeline dört ayın bitimi tarihi olan 08.11.2015 tarihinden itibaren ikinci karar tarihine kadar faiz yürütülmesi gerekirken, ilk karar tarihine kadar faiz işletilmesi,

Doğru olmadığı gibi;

5) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 gün ve 30791 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alındığında davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğinin gözetilmemesi,

Doğru görülmemiştir.

Davacı idare ve davalılardan ... vd. vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, 15/09/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.