"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil istemine ilişkin asıl dava ile ecrimisil istemine ilişkin birleştirilen davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl ve birleştirilen davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacılar ve davalı Hazine vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 380 parsel sayılı taşınmazın, ... Kadastro Mahkemesinin 1973/326 Esas, 1995/32 Karar sayılı kadastro tespitine itiraz davası sonucunda verilen ve kesinleşen karar gereği ...'ın mirasçıları sıfatı ile veraset ilâmındaki hisseleri oranında malik olduklarını, ... Kadastro Mahkemesinin kararı ile 380 No.lu parselin Hazine tarafından Atatürk Üniversitesi lehine kamulaştırıldığından bahisle tescil işleminin yapılamayacağının bildirildiğini; fakat gerçekte Hazine tarafından herhangi bir kamulaştırma işleminin yapılmadığını, taşınmazın 985 m²lik kısmına Fırat Üniversitesi Rektörlüğü tarafından kamulaştırmasız olarak el atıldığını, 3.015 m²lik kısmından ise ... Belediye Başkanlığınca yol geçirildiğinin tespit edildiğini, geriye kalan 3015 m²lik kısmın ise ... Belediyesi tarafından şuyulandırma ve yol çalışmaları sırasında kamulaştırma şerhinden dolayı Hazineye bedeli ödenerek kullanıldığını, gayrimenkulde yapılan şuyulandırma neticesinde ... Belediyesi, yasal olarak el koyabileceği ve düzenleme ortaklık payı olarak adlandırılan %35 kesintiye tekabül eden 1.055 m²lik kısmı düşerek geriye kalan 1.960 m²lik kısmın bedelini de tapuya güven ilkesi çerçevesinde Hazinenin ödeme yaptığını, gerek Hazine tarafından şerh düşülen kamulaştırma nedeniyle gerekse kütüğünün tutulmasından kaynaklanan tüm sorumluluğun Hazineye ait olması nedeniyle ve yine kadastro tespitine itiraz ile davalı görünmesi gereken taşınmazın bedelini belediyeden hukuka aykırı olarak alan Hazinenin 380 No.lu parselin 3.015 m²lik kısmının ölü ... mirasçıları adına veraset ilâmı hisseleri oranında tesciline, davalının haksız ve hukuka aykırı müdahalesinin men'ine, tescil olmadığı takdirde taşınmaza el atılmasına rağmen maliklere herhangi bir bedel ödenmediğinden fazlaya dair haklar saklı kalmak üzere 100.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; ancak 09.12.2013 tarihli ek beyanında ise dava dilekçesinde tapu tescil ve men'i müdahale ile olmadığı takdirde kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat talebinde bulunularak terditli dava açtıklarını, ancak dava dilekçesinde talep ettikleri tapu iptali ve men'i müdahale taleplerinden vazgeçtiklerini, davalarına kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davasına ilişkin olduğunu belirtmiştir.
2. Davacılar vekili birleştirilen dosyanın dava dilekçesinde özetle; ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 380 parsel sayılı taşınmazın 3.015 m²lik kısmının mülkiyeti ölü ... mirasçıları sıfatıyla geçmiş olduğundan ve davalılar tarafından herhangi bir şekilde kamulaştırılmadığından ve bedel ödenmeden el konulduğundan geriye dönük 2008-2009-2010-2011 ve 2012 yıllarına ait ecrimisil bedelinin fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 20.000,00 TL'nin yıl sonundan itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz uygulama imar planında Fırat Üniversitesi alanı içerisinde kalmakta olup idarece herhangi bir şekilde fiilen el atılmadığını, iş bu davada da belediyece imar planında idarî tesis alanı gösterilerek hukuken el atıldığından, fiilen el atma durumu söz konusu olmadığından davanın çözümünde görevli yargı yerinin idarî yargı olup davanın usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesinde bulunan 380 parsel numaralı taşınmaz Atatürk Üniversitesi için 04.03.1954 tarihli ve 421 yevmiye numarası ile istimlak edilerek Hazine adına tescil edildiğini, taşınmaza ait meblağın ... Bankasına yatırıldığını, kamulaştırmadan ve bedel ödenmeden el atma bulunmadığından, müvekkil Hazineden tazminat talep edilmesinin hukuka uygun olmadığını, ayrıca dava dilekçesinde Fırat Üniversitesi Rektörlüğünün el atmış olduğu 985 m²lik kısım için ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/346 Esas sayılı dosyası ile el atmadan dolayı tazminat davası açıldığını ve dava sonucu karar verilerek kesinleştiği belirtilerek, 985 m²lik kısmın bedelinin Fırat Üniversitesi Rektörlüğü tarafından ödendiğinden bahsedildiğini, geriye kalan 3.015,00 m²lik kısmın ... Belediyesi tarafından şuyulandırma ve yol çalışmaları sırasında kamulaştırma şerhinden dolayı Hazineye bedel ödenerek kullanıldığını, gayrimenkulde yapılan şuyulandırma neticesinde ... Belediye Başkanlığının yasal olarak el koyabileceği ve düzenleme ortaklık payı olarak %35 kesintiye tekabül eden 1.055.00 m²lik kısmı düşerek geriye kalan 1.650,00 m²lik kısım içinde tapuya güven ilkesi gereği Hazineye bedel ödediği ifadelerine yer verildiğini, yapılan inceleme neticesinde ... Belediyesi tarafından Hazineye herhangi bir bedel ödenmediğini, Belediyenin şuyulandırma işlemi el atma olarak değerlendirilemeyeceğini, aynı yere ilişkin ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/172 Esas sayılı dosyası ile ecrimisil davası açılmış olup, anılan davanın derdest olduğunu, ayrıca aynı yer ile ilgili olarak daha önce açılmış tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davalar açıldığından, davanın öncelikle kesin hüküm nedeniyle reddinin gerektiğini, davanın süresinde açılıp açılmadığı hususunun araştırılması, husumet ve göreve ilişkin itirazlar göz önünde bulundurularak davanın usulden reddine karar verilmesini, aksi hâlde dilekçe içeriğinin dikkate alınarak haksız ve hukukî dayanaktan yoksun davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece 16.02.2016 tarihli ve 2013/164 Esas, 2016/85 Karar sayılı kararı ile asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda, dava konusu taşınmazın daha önce usulüne uygun olarak kamulaştırıldığından bahisle asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan incelemede 1295 sayılı İstimlak Kararnamesi uyarınca yapılması gereken ilânlara ve bloke edilen kamulaştırma bedelinin davacı tarafa ödendiğine ilişkin dosyada bilgi ve belge bulunmadığı, aynı taşınmaz için ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/346 Esas, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/757 Esas, 2003/758 Esas ve 2003/759 Esas sayılı dosyaları ile Fırat Üniversitesine karşı açılan kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davalarında davanın kabulüne dair verilen kararların Dairemiz denetiminden geçerek kesinleştiği, bu itibarla dava konusu taşınmaza ilişkin olarak usulüne uygun olarak yapılan bir kamulaştırma işlemi bulunmadığı anlaşıldığından, ... Kadastro Mahkemesinin 1973/326 Esas, 1995/32 Karar sayılı kararı ile davacılar adına tesciline karar verilen 4.000 m²lik yerin 3.015 m²sinin imar uygulamasına tabi tutularak yol olarak terkin edilmek ve imar parsellerine hisse olarak dağıtılmak suretiyle arz üzerine yok olduğu ve bu kısmın Hazine adına kayıtlı iken imar uygulaması gördüğü davalılardan Hazinenin sorumlu kabul edilerek asıl ve birleştirilen davada işin esasına girilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar
Mahkemenin 25.09.2018 tarihli ve 2018/254 Esas, 2018/388 Karar sayılı ilâmı ile asıl ve birleştirilen davaların Hazine yönünden kabulüne, ... yönünden reddine, dava konusu taşınmazın bedeli ve ecrimisilin davalı Hazineden tahsiline karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ve davalı Hazine vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairece yapılan inceleme sonucunda; asıl dava yönünden, bilirkişi kurulunca somut emsal alınan taşınmazın, satışına ilişkin akit tablosu Tapu Müdürlüğünden istenilip, dava konusu taşınmaz ile somut emsal taşınmazın 2013 yılında Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından resen belirlenen emlak vergisine esas olan m² değerleri ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Müdürlüğünden getirtilip, dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibarıyla; hükme esas alınan bilirkişi raporunda somut emsal kabul edilen taşınmazın ise bilirkişilerce değerlendirmeye esas alınan satış tarihi itibarıyla fiili imar uygulaması sonucu oluşan imar parselleri mi, yoksa imar planına dahil olmakla birlikte olduğu gibi bırakılan kadastro parselleri mi oldukları ilgili Belediye İmar Müdürlüğü ile Tapu Müdürlüğünden ayrı ayrı sorulup alınacak cevaplara göre bilirkişi kurulu raporu denetlenmeden eksik inceleme ile karar verilmesi, hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda tespit edilen metrekare birim fiyatına göre davacılardan ..., ... ve ...'in hisselerine düşen tazminat miktarı 308.849,06'şar TL'den toplam 926.547,18 TL olduğu hâlde, maddi hata sonucu adı geçen davacıların payına düşen meblağ 348.849,06'şar TL olarak yazılmak suretiyle hesap yapan rapor doğrultusunda yazılı şekilde karar verilmesi, birleştirilen dava yönünden; ecrimisil bedeli tayin edilebilmesi için el atma nedeniyle davacıların bu yeri kullanamamasından dolayı kazanç kaybına uğraması gerekmektedir. Bu itibarla, ecrimisil belirlenirken taşınmazın bulunduğu bölgedeki diğer arsaların dava tarihinden geriye doğru ecrimisil istenen süre içinde kiraya verilip verilmedikleri, veriliyorsa nasıl ve ne şekilde kiralandıklarının taraflardan kanıtları sorulmak suretiyle tespit edilmesi, davacı tarafa emsal kira sözleşmeleri ibraz etmesi için süre verilmesi, emsal kira sözleşmelerinin ibrazı hâlinde ecrimisil bedelinin tespiti için mahallinde bilirkişi kurulu eşliğinde keşif yapılarak alınacak rapor doğrultusunda hüküm kurulması gerekirken, varsayıma dayanarak hesaplama yapan bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması, hükme esas alınan bilirkişi raporu ile toplam 41.700,00 TL olarak hesaplanan ecrimisil bedelinden tüm davacıların hissesine düşen miktar 20.850,00 TL olduğu hâlde, fazla ecrimisile hükmedilmesi hakkında açılan dava husumetten reddedilen ve vekille temsil edilen davalı ... lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde nispi vekâlet ücreti takdir edilmesi doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl ve birleştirilen davanın kısmen kabulüne, el atma tazminatı ve ecrimisilin davalı Hazineden tahsil edilerek davacılara ödenmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ve davalı Hazine vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava değeri dava tarihine göre hesaplandığından tüm bedele dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken ıslah tarihe göre faiz işletilmesinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür.
2. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; taşınmazın değerinin gerçek değerinin çok üzerinde belirlendiğini, davada esaslı kanıtlar toplanmadan karar verildiğinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idareler arasındaki kamulaştırmasız el atılarak taşınmaz bedelinin ve ecrimisil bedelinin tahsili hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 rarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına...” karar verilmiştir.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihaî kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı Hazine vekilinin tüm, davacılar vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3. Hükmedilen bedelin tamamına dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken faiz başlangıç tarihinin dava tarihi ve ıslah tarihi olarak belirlenmesi doğru görülmemiştir.
4. Davada taraf sıfatı bulunmayan kişilerin karar başlığında yer alması bozmayı gerektirir.
Ne var ki; bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 438 inci maddesinin yedinci fıkrası hükmü uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı Hazine vekilinin tüm, davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının hüküm fıkrasının;
a) (A) bendinin 1 numaralı alt bendinin tamamen hükümden çıkartılmasına, yerine ''1.950.629,62 TL kamulaştırmasız el atma tazminatının dava tarihi olan 25.02.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden alınarak davacılara tapu hisseleri oranında ÖDENMESİNE,'' cümlesinin yazılmasına,
b) Gerekçeli karar başlığında davalı olarak yer alan ''..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...'' isimlerinin çıkartılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde asıl ve birleştirilen dava davacılarına iadesine,
08.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.