"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki taşınmazın tapu kaydının mahkeme kararı ile iptalinden kaynaklanan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin asıl ve birleştirilen davalarda yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince asıl dava ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine, yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava ve birleştirilen dava dilekçesinde özetle; dava dışı ...'nın dava konusu Mersin ili, Erdemli ilçesi, Üçtepe köyü sınırların içerisinde bulunan 103 ada 521 parsel sayılı taşınmazı zilyetlikle edindiğini, davacıların murisi olan ...'ün taşınmazı 13.02.2009 tarihinde tapu sicil kaydına güvenerek dava dışı ...'dan satın aldığını, taşınmazın zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığı gerekçesiyle tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edildiğini belirterek uğranılan zararın 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu edilen taşınmazın Hazinenin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olduğunu ve taşınmazın zilyetlikle kazanım koşullarının sağlanmadığını, taşınmaza ilişkin tapu kaydının hukuki bir dayanağının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl ve birleştirilen davanın kabulüne ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca davalı Hazineden tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dışı ...'ya husumetin yöneltilmesi gerektiğini, raporun eksik incelemeye dayalı olarak tesis edildiğini, bedelin fahiş belirlendiğini, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı Hazineye husumetin yöneltilmesinin yerinde olduğu, İlk Derece Mahkemesince taşınmazın değeri 256.338,00 TL olarak belirlenmiş olup bu miktar üzerinden davanın kabulüne karar verildiği, davanın kabulüne ilişkin verilen ilk karara karşı davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunda bulunduğu, davacılar vekili tarafından herhangi bir istinaf başvurusu yapılmadığı, davalı Hazine vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine taşınmazın gerçek değerinin tespiti bakımından alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığı kabul edilerek yeniden rapor alınması hususunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin altıncı alt bendi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verildiği, kaldırma kararı sonrası taşınmazın değerinin 396.349,00TL olduğunun tespiti yapıldığı, ilk davada kabul edilen değer ile yeniden alınan bilirkişi raporu ile oluşan fark nedeni ile 168.850,64TL miktarın davalı Hazineden tahsili için Erdemli 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/37 Esas, sayılı dosyasında ek dava açıldığı, söz konusu davanın iş bu dosya ile birleştirilmesine karar verildiği, davacılar vekilinin İlk Derece Mahkemesinin ilk kararına yönelik olarak herhangi bir istinaf başvurusunun olmadığı, İlk Derece Mahkemesi kararının davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusu üzerine davalı Hazine lehine olarak kaldırılmış olması dikkate alındığında, miktar itibarıyla artık davalı Hazine lehine usulî kazanılmış hak oluştuğunun kabulü gerektiği, kaldırma kararından sonra taşınmazın değerinin daha yüksek olduğu belirlenmiş ise de davacıların ek dava ile ya da ıslah ile daha yüksek bedel olan 396.349,00 TL'yi talep etme hakkı bulunmadığı, bu nedenle davacı tarafından açılan ek davanın tümü ile reddine karar verilmesi gerektiği, Dairemizin ilk kaldırma kararı öncesinde davacıya ait olan taşınmaz üzerinde bulunan seranın sökülme imkanı olup olmadığı, davacılara iade edilebilecek bir değer olup olmadığının belirlenmesi için yeniden hesap raporu alındığı, ilgili raporda taşınmaz üzerinde bulunan seranın değerinin 45.983,67TL olduğunun belirlendiği, seranın sökülmesi ve davacıya iade edilecek kısmının indirilmesi neticesinde davacıların uğrayacağı zararın ise 27.590,13 TL olarak belirlendiği, davaya konu taşınmazın değerine ilişkin olarak mahkemesince verilen ilk karar ve davalı lehine oluşan usulî kazanılmış hak dikkate alınarak asıl dava yönünden toplam 180.950,07 TL maddi tazminatın davalı Hazineden tahsiline karar verilmesi gerektiği belirtilerek davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; asıl davada ikinci kez ıslah yapılamayacağı gerekçesiyle ek davanın açıldığını, her ne kadar asıl davada istinaf başvurusunda bulunulmamış olsa da davalı Hazine lehine usulî kazanılmış hak oluştuğu gerekçesiyle ek davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, asıl ve birleştirilen davanın kabulü gerektiğini ileri sürmüştür.
2. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş, raporun eksik incelemeye dayalı olarak tesis edildiğini, bedelin fahiş belirlendiğini, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4-383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.
4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.
5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu Mersin ili, Erdemli ilçesi, Üçtepe köyü sınırları içerisinde bulunan kain 103 ada 521 parsel sayılı taşınmazın Orman Genel Müdürlüğü tarafından açılan dava sonucunda Erdemli 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/204 Esas, 2014/499 Karar sayılı kararı ile zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verildiği, kararın temyiz incelemesinden geçerek 11.04.2016 tarihinde onanarak kesinleştiği, eldeki davanın 25.07.2016 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşılmaktadır.
3. Dava konusu taşınmaza net geliri esas alınarak değer biçilmesi ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesi yerindedir.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.