Logo

5. Hukuk Dairesi2022/16846 E. 2023/3127 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın tescili davasında, bedelin doğru hesaplanıp hesaplanmadığına ve Bölge Adliye Mahkemesi'nin miktar itibariyle temyiz incelemesini reddeden ek kararının hukuka uygunluğuna ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Anayasa Mahkemesi'nin kamulaştırma bedellerine ilişkin davalarda miktar sınırlaması olmaksızın temyiz yolunun açık olduğuna dair iptal kararı ve dosya kapsamında uygulanan kapitalizasyon faiz oranı ile değer düşüklüğü oranının uygunluğu değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi'nin miktar itibariyle temyizi reddeden ek kararı bozulmuş, esas kararı ise onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

KARAR : Esastan ret/Yeniden esas hakkında verilen karar

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun davalı yönünden esastan reddine, davacı idare yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak hakkında hüküm kurmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince 07.11.2022 tarihli ek karar ile davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar verilmiştir.

Ek karar davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

Dosya içeriğine göre Bölge Adliye Mahkemesince dava miktarı dikkate alınarak temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar verilmiş ise de 15.04.2022 tarihli ve 31810 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 24.02.2022 tarihli ve 2021/34 Esas, 2022/21 Karar sayılı kararı ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 341 inci maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesinin “kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkin davalar” yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği gözetildiğinde; temyiz yoluna başvurulabilen kararları düzenleyen 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi için de aynı hususun uygulanması gerektiğinden 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen miktar itibarıyla kesinlik sınırına bakılmaksızın temyizinin olanaklı bulunduğu kabul edilmelidir.

Bu durumda temyiz dilekçesinin miktardan reddine ilişkin ek kararın hatalı olduğu anlaşılmakla; 07.11.2022 tarihli ek kararın bozularak ortadan kaldırılması gerekir.

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, ek kararların kaldırılmasına karar verildikten sonra; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı idare vekili dava dilekçesinde; Konya ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 275 ada 166 parsel, Konya ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 399 ada 35 parsel sayılı taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazların davacı idare adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; kamulaştırma bedelinin hakkaniyete uygun tespit edilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırılan taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporlarında ... ilçesi ... Mahallesinde kain 186 ada 22 Nolu, içinde iki katlı ev bulunan, dava konusu taşınmazla ilgisi olmayan bir parsel emsal alınarak, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin hatalı ve yanlı olarak yüksek hesaplandığını, meyve bahçelerinde kıymet takdiri değerlemesi yapılırken tek yıllık tarımsal ürünlerde (münavebe bitkileri) kullanılan hesaplama yönteminin kullanıldığını, dolayısıyla meyve bahçesi hesabı yapılırken periyodik gelirlerin kapitalizasyonu kriteri yöntemi kullanılarak meyve bahçesi bilanço hesabının yapılması gerektiğini ancak bilirkişi raporlarında bu yöntemin uygulanmadığını, hatalı hesaplama yapıldığını, raporda tarımsal kıymet takdir kriterlerine uyulmadığını, ürün net gelirinin hesabında üretime ilişkin sabit giderlerin dikkate alınmamasının da hatalı olduğunu, raporda ürün net gelirinden tüm masraflar çıkarılmadan hesaplama yapıldığını, bunun da net gelirin olması gerekenden daha yüksek çıkmasına neden olduğunu, standartları Türkiye ortalamalarına göre düşük ve ulaşımı zor olan bu yörede sulu tarlada kapitalizasyon oranının %5'ten %4'e, kuru tarlada %6'dan % 5'e indirilmesinin yanlış olduğunu, buradaki taşınmazların kent merkezlerinde bulunmadığını ayrıca sulu tarla bedellerinin idarenin belirlediği fiyatlara göre üç kat yüksek hesaplandığını, bu durumun parsel sahibinin sebepsiz zenginleşmesine sebep olacağını ileri sürmüştür.

2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın arsa olarak değerledirilmesini mahkeme aksi kanaatte ise taşınmaza merkeze yakınlığından dolayı değer artışı uygulanmasını ve kamulaştırmadan artan kısma uygulanan değer düşüklüğü oranının da artırılmasına karar verilmesini talep ettiklerini, sulu tarla hesabı yapılan taşınmazda kamulaştırma tarihinden önce ve keşif tarihinde bulunan ağaçlar açısından da kapama bahçe hesabı yapılmasını talep ettiklerini, dava konusu taşınmazların arsa niteliğinde olduğunu, arsa bedelinin ve ağaç bedelinin ayrı hesaplanmasının hukuka uygun olacağını, uydu görüntülerinden de anlaşılacağı üzere dava konusu taşınmazın meskun saha içerisinde olduğunu, dava konusu taşınmaz arsa olarak değerlendirilmese dahi 2942 sayılı Kanun'un kıymet takdir esaslarını düzenleyen 11 inci maddesi uyarınca arazilerde olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelire göre objektif değer artırımı da değerlendirilerek değer biçilmesi gerektiğini, hiçbir gerekçe olmaksızın değer artırımı yapılmadığını, bilirkişilerin uyguladıkları münavebede verimleri düşük, maliyetleri yüksek gösterdiklerini, ortalama verim verilerini uygulamadıklarını, kapitalizasyon oranlarının fazla belirlendiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, sulu tarım arazisi niteliğindeki Konya ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 399 ada 35 parsel sayılı taşınmaz ile kapama kiraz bahçesi nitelindeki Konya ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 275 ada 166 parsel sayılı taşınmazlara % 4 kapitalizasyon faizi uygulanmak suretiyle, 2020 yılı ilgili İlçe Tarım Müdürlüğü verilerine dayanılarak 2942 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri esas alınarak, yasal koşulları oluşmadığından objektif değer artışı uygulanmaksızın değer biçilmesinde ve istinaf sebepleri ve kaldırılarak yeniden hüküm kurma nedenlerine göre, ilk derece mahkemesince kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına hükmedilen vekalet ücretinde isabetsizlik bulunmadığından davalı yönünden istinaf başvurusunun esastan reddine; ancak dava konusu 399 ada 35 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan kısmında meydana gelecek değer azalışının hatalı hesaplanması nedeniyle İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak taşınmazın değer kaybı hesaplanarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kamulaştırmadan arta kalan alanın değer kaybı oranının alınan ek bilirkişi raporunda %43,99 olduğunun belirtilmesine karşın Bölge Adliye Mahkemesince kamulaştırma bedelinin düşürüldüğü; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret tarifesinin uygulanması gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, temel olarak davacı ... ile davalı arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun'un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci ve 12 nci maddeleri

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arazi niteliğindeki taşınmazlara 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir esas alınarak değer biçilmesi yerindedir.

3. Dava konusu taşınmazların belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre uygulanan kapitalizasyon faiz oranı uygun görülmüştür.

4. Dava konusu Konya ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 399 ada 35 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan kısmına ilişkin belirtilen değer düşüklüğü oranı dikkate alınarak arta kalan kısmında meydana gelecek değer azalışının hatalı hesaplanması nedeniyle yeniden yapılan hesaplama neticesinde karar verilmesi uygundur.

5. İstinaf sebepleri ve kaldırılarak yeniden hüküm kurma nedenlerine göre, ilk derece mahkemesince kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına hükmedilen vekalet ücretinde isabetsizlik yoktur.

6. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Bölge Adliye Mahkemesince verilen 07.11.2022 tarihli ek kararın BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. Davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

29.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.