Logo

5. Hukuk Dairesi2022/16853 E. 2023/4349 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı idare tarafından kamulaştırmasız el atılan taşınmaza ilişkin bedelin tespiti ve tahsili istemine yöneliktir.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın bir kısmı için daha önce açılan davada değer azalış bedeline hükmedildiği ve bu bedelin eldeki davada hükmedilen bedelden mahsup edilmesi gerektiği, ayrıca karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre vekâlet ücretine hükmedilmemesi gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 157 ada 31 (eski 3) parsel sayılı taşınmaza davalı idare tarafından kamulaştırma yapılmadığı hâlde dolgu ve inşaat malzemesi dökülerek fiilen el atıldığını bu nedenle taşınmazın bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı idare vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmaza kamulaştırmasız el atmanın söz konusu olmadığını, kamulaştırmasız el atma iddiasına karşılık talep edilen tazminat miktarının çok fahiş olduğunu, hukukî dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderleriyle vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne, taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bedeline hükmedilen davacı payının tapusunun iptali ile davalı idare adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; usul ve Kanuna aykırı bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm kurulduğunu, dava konusu taşınmaza kamulaştırmasız el atılmadığını, taşınmaz için fahiş bedel hesaplandığını, dava konusu taşınmazın belediye imar planında yer aldığını ve kaldırım çalışmalarının ilgili belediyece yapıldığını, ilgili taşınmazın karayolları kamulaştırma planlarına isabet etmediğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğu kabul edilerek, emsal karşılaştırılması yoluyla değerinin tespit edilmesinin, el atmanın sahiplenme kastı ile yapıldığı ve kalıcı nitelikte olduğu, el koyma nedeniyle parselin topoğrafik yapısının bozulduğu, yapılaşmayı kısıtladığı, parsel üzerinde zirai faaliyetlerin yapılmasını engellendiği açıklanarak belirlenen bedelin davalı idareden tahsiline karar verilmesinin doğru olduğunu, bu hususta davalı idare vekillerinin istinaf sebebi olarak ileri sürdüğü hususların yerinde görülmediğini, ancak maddi hata sonucu taşınmazın el atma bedelini 228.477,79 TL olarak hesaplayan rapor doğrultusunda fazla bedele hükmedilmesinin doğru olmadığını belirterek bu hata düzeltilmek suretiyle istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin iki numaralı alt bendi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; karar tarihindeki tarifeye göre vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.

2.Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre taraf vekillerinin aşağıdaki bentler kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3.Dava konusu taşınmazın kök parseli olan 157 ada 3 parsel sayılı taşınmaz için davacı tarafından aynı taleple Karayolları Genel Müdürlüğüne karşı Kamulaştırmasız el atma davası açıldığı, Gercüş Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/8 Esas sayılı dosyasında görülen davada o tarihte fiilen atılan kısmının bedeline hükmedildiği, eldeki davaya konu olan 1.302,79 m²'lik kısım için ise % 39 oranında değer azalışı verildiği bu dosyanın Dairemizin 2015/1285 Esas, 2015/13947 Karar sayılı ilamı ile denetimden geçerek onandığı, anlaşılmıştır. Bu itibarla dava konusu taşınmaz için hükmedilen değer azalış bedelinin eldeki dosyada hükmedilen bedelden mahsup edilmesi gerektiği düşünülmemesi doğru değildir.

4.Bölge Adliye Mahkemesince vekâlet ücretinin karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanmaması bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesinin kararının BOZULMASINA,

Davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.