"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Ankara 20. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf incelemesi üzerine bölge adliye mahkemesinin yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmünün Yargıtayca incelenmesi davalı idare vekilince istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü;
- K A R A R -
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili için açılan ilk davada saklı tutulan bölümün tahsili ve ecrimisil istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince tazminat istemi yönünden davanın kabulüne, ecrimisil istemi yönünden davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen karara karşı, davalı idare vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesince esastan reddine karar verilmiş, iş bu hüküm davalı idare vekilince temyiz edilmiştir.
Karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362/1-a maddesi gereğince, miktarı veya her paydaş için değeri 78.630,00 TL'yi geçmeyen davalara ilişkin olarak Bölge Adliye Mahkemesi kararları kesin olup bu kararlar aleyhine temyiz yoluna başvurulamayacağından, ecrimisile yönelik temyiz talebinin reddine karar verildikten sonra; tazminat talebine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Aşağıda açıklanan gerekçelerle Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan ret kararı kaldırıldıktan sonra, Ankara 20. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/692 Esas, 2020/181 Karar sayılı kararının incelenmesinde;
Dosyada bulunan delil ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre, taraflar arasında görülüp kesinleşen Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/9 Esas, 2015/316 Karar dosyasında belirlenmiş olan m2 birim bedeli esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiş ise de;
1-Dava konusu taşınmazdaki davacı murisine ait payın Ankara 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1984/747 Esas, 1986/403 Kararı ile geçersiz tebligat işlemine rağmen kamulaştırma bedelinin bloke edilmiş olduğu gerekçesiyle Kamulaştırma Kanunu'nun 17. maddesi uyarınca davalı idare adına tescil edildiği anlaşılmıştır.
Dava derdest iken 21.12.2019 tarihinde kabul edilerek 24.12.2019 tarih, 30988 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7201 sayılı Kanun'un 6. ve 7. maddesi ve 09.06.2021 tarihinde kabul edilerek 19.06.2021 tarih, 31516 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7327 sayılı Kanun'un 20. ve 27. maddeleri ile 2942 sayılı Kanun'a eklenen Ek 3, Geçici 15. ve 17. maddeleri ile;
Ek 3 maddeleri ile "Mülga 31/8/1956 tarihli ve 6830 sayılı İstimlâk Kanunu'nun 16. ve 17. maddeleri ile bu Kanun'un mülga 16. ve 17. maddeleri uyarınca kesinleşmiş mahkeme kararlarına istinaden idareler adına tescil edilen taşınmazların eski malikleri adına kamu bankalarına yatırılan ancak hak sahiplerine ödenmediği tespit edilen kamulaştırma bedelleri nedeniyle idareler aleyhine açılacak her türlü davada değer; taşınmazın idare adına tescil edildiği tarih, değerleme tarihi olarak esas alınmak ve o tarihteki nitelikleri gözetilmek suretiyle tespit edilir. Tespit edilen bu bedel, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) tablosundaki aylık değişim oranları esas alınmak suretiyle dava tarihi itibarıyla güncellenir ve ortaya çıkan bedel hak sahibine ödenir. (Ek cümle: 9/6/2021- 7327/20 md.) Bu hüküm, tebliği dâhil eksik veya hatalı kamulaştırma işlemleri bulunmasına rağmen idare adına tescil edilmiş olan taşınmazlar hakkında da uygulanır."
Geçici 15. maddesi ile “Mülga 6830 sayılı Kanun'un 16. ve 17. maddeleri ile bu Kanun'un mülga 16. ve 17. maddeleri uyarınca kesinleşmiş mahkeme kararlarına istinaden idareler adına tescil edilen taşınmazların eski malikleri adına kamu bankalarına yatırılan ancak hak sahiplerine ödenmediği tespit edilen kamulaştırma bedelleri nedeniyle idareler aleyhine açılmış ve devam eden davalar, Ek 3. madde hükmü uygulanarak sonuçlandırılır.”
Geçici 17. maddesi ile “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla bu Kanun'un Ek 3. maddesine eklenen cümle, bu cümleyi ihdas eden Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte kanun yolu incelemesindekiler dâhil görülmekte olan davalarda da uygulanır” hükümleri getirilmiştir.
Bu durumda yukarıda açıklanan hususta rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden bozmanın niteliğine göre sair yönler incelenmeksizin Ankara 20. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/692 Esas, 2020/181 Karar sayılı hükmünün HMK’nın 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08.11.2022 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davacılar ile dahili davalı idare vekilleri tarafından yapılan istinaf başvurusunun Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesince esastan reddi kararının Dairenin çoğunluk görüşü doğrultusunda 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun Ek-Madde 3 gereğinin yerine getirilmesi yönünden hükmün bozulmasına karar verilmiş ise de, bu görüşe katılmamaktayım. Şöyle ki;
Dairenin yerleşmiş uygulamalarına göre 6450 Sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önce 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu’na göre yapılan kamulaştırmalarda malikin kamulaştırma tebliğinden veya ferağdan itibaren 30 günlük süre içerisinde bedele karşı dava açabilmesi mümkün iken (AYM’nin E. 2002/112, K. 2003/3-KT 10/04-2003) (AYM 2019/3667 E. 10.06.2015 tarihli kararlarında) kesinleşmiş kamulaştırma işleminde hak düşürücü sürelerin geçmesiyle malikin her türlü dava açma hakkının engellenmesi ve taşınmazın hiçbir karşılık ödenmeden idareye geçmesi mülkiyeti hakkının sınırlarını aşan, hakkın özünü zedeleyen ve Anayasanın 35. maddesinin ihlali niteliğinde bir durum olduğunun kabulü ile bankaya bloke edilen ihtilafsız kamulaştırma bedelinin ödenmesi yönünden açılan davalarda da kamulaştırmasız el atma olgusunun kabul edildiği gözetildiğinde 21.12.2019 tarihinde kabul edilerek 24.12.2019 gün 30988 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7201 sayılı Kanun'un 6. ve 7. maddesi ve 09.06.2021 tarihinde kabul edilerek 19.06.2021 gün 31516 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7327 sayılı Kanunun 20. ve 27. maddeleri ile 2942 sayılı Yasaya eklenen Ek-3 ve Geçici 15. maddeleri ile getirilen düzenlemenin;
Mülga 31.08.1956 tarihli 6830 sayılı İstimlâk Kanununun 16. ve 17. maddeleri ile 2942 sayılı Kanun'un Mülga 16. ve 17. maddeleri uyarınca kesinleşmiş mahkeme kararlarına istinaden idareler adına tescil edilen taşınmazların, eski malikleri tarafından; idareler aleyhine kamu bankalarına bloke edilen ancak kendilerine ödenmediği tespit edilen kamulaştırma bedellerinin ödenmesi talebi ile açacakları davalarda uygulanması gereken hesaplama yöntemine ilişkin olduğunu kabulü gerekir.
Aynı maddenin sonuna 09.06.2021 tarih ve 7327 sayılı Yasanın 20. maddesi ile getirilen ek cümle de “Bu hüküm” sözcükleri ile başlamakta olup ilk fıkrasına atıfta bulunarak kamu bankalarına bloke edilen ancak malike ödenmeyen ihtilafsız kamulaştırma bedeline ilişkin olduğu açıktır.
Bu durumda sözü edilen ek maddenin 16. ve 17. maddelere istinaden tescil edilen taşınmazlara ait ihtilafsız kamulaştırma bedeline ilişkin olduğunda şüphe yoktur. Bundan ayrı malike yapılan tebliğatın usulsüz olması gibi malikten kaynaklanmayan ve malike kusur izafe edilmesi de mümkün olmayan sebeplerle malikin kamulaştırma işlemlerinden haberdar olmaması mümkündür. (Eldeki davada olduğu gibi). Usulsüz tebligatlar geçerli kabul edilerek Kamulaştırma Kanunu'nun 16. ve 17. maddeleri uyarınca taşınmazın idare adına tescil edilmesi yolsuz tescil niteliğindedir ve malik her her zaman tapu kaydının iptali ile adına tescil isteme hakkına sahiptir. Kaldı ki eldeki dosyada Kamulaştırma Kanunu'nun 17. maddesine dayalı olarak verilen tescil kararının usul ve yasaya uygun olarak kesinleştiği saptanmamış olup bu hususun araştırılması gerekir.
Bu durumda idare adına Kamulaştırma Kanunu'nun 17. maddesi uyarınca tescil edilen taşınmazla ilgili olarak açılan ve ihtilafsız kamulaştırma bedelinin tahsiline ilişkin olmayan davada verilen tescil kararının usul ve yasaya uygun şekilde kesinleştiği tespit edilmeden Kamulaştırma Kanunu'na eklenen Ek-3 maddesinin uygulanması yönündeki çoğunluk görüşüne katılmıyorum.