"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
KARAR : Kabul
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın Hazine adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 18. Hukuk Dairesince düzeltilerek onanmasına karar verilmiş, karar düzeltme yoluna başvurulmadığından 09.09.2016 tarihinde tarihinde kesinleşmiştir.
Davacı idare vekili 25.08.2021 havale tarihli dilekçesinde özetle; Yerel Mahkeme dosyasında bulunan tapu kaydına göre tapu malikinin ... T.C. Kimlik numaralı ... oğlu ... olduğunu, yargılamada ... T.C. Kimlik numaralı ... oğlu ... üzerinden hüküm kurulduğu ve kararın bu şekilde kesinleştiği, kararın infazı için Tufanbeyli Tapu Müdürlüğüne gerekçeli karar gönderildiği; ancak Tufanbeyli Tapu Müdürlüğünün 24.05.2021 tarihli ve 2200 yevmiye nolu yazısı ile gerekçeli karardaki kişi ile kayıt maliki kişi farklı olduğundan tescil işleminin yapılamadığını belirtmiştir.
Davacı idare vekili maddi hata düzeltim talebinde bulunmuştur.
Yargıtay kararlarında, şeklî anlamda kesinleşen kararlara yönelik açık maddi hatanın varlığı gerekçe gösterilerek müdahale edilmesinde iki temel noktaya vurgu yapılmıştır: Buna göre Yargıtayca verilen kararın (onama/bozma) hukuki değerlendirme veya delil takdiri dışında tamamen maddi olgulara yönelik olarak ilk bakışta açık ve belirgin olarak anlaşılabilmesi, ayrıca bu hatanın yargılamanın sonucunu büyük ölçüde etkileyen yanlışlıklar içermesi gerekmektedir. Bu durumda karşı taraf lehine usule ilişkin kazanılmış hak doğmayacak, bu tür açık hatalarda maddi gerçek gözardı edilemeyecek ve karara müdahale edilebilecektir. Ancak Yargıtay bu şekilde yapılacak müdahalenin de sınırını belirlemiştir. Maddi hata denetimi altında delillerin değerlendirilmesi ve hukuki nitelendirmede hata yapıldığı gerekçesiyle kesinleşmiş olan mahkeme kararına müdahale edilmesi mümkün değildir. Anayasa Mahkemesinin (AYM) Başvuru No: 2018/9, 27.10.2021, § 69) (bkz. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.11.2018 tarihli ve 2016/22-388 Esas, 2018/1607 Karar sayılı kararı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 02.07.2003 tarihli ve 2003/21-425 Esas, 2003/441 Karar sayılı kararı)
Bu yönüyle şeklî anlamda kesinleşen ve maddi anlamda da kesin hüküm gücüne ulaşan kararla ilgili yeniden delil değerlendirmesi yapılmak suretiyle maddi hata denetimi adı altında davanın tekrar kanun yolu denetimine tabi tutulması ve bu suretle kesin hükmün ortadan kaldırılması mümkün değildir. Bu durum kesin hükmün otoritesini ortadan kaldıran ve kanunda olmayan bir yasa yolunun ihdası anlamına gelmektedir. (AYM, Başvuru No: 2018/9, 27.10.2021, § 70)
Davacı vekilinin talebinin ayrı bir dava konusu olup yargılamayı gerektirdiğinden talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR :
Açıklanan nedenlerle;
Davacı idare vekilinin maddi hata istemini içeren dilekçesinin REDDİNE,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacı idareye iadesine,
15.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.