Logo

5. Hukuk Dairesi2022/3000 E. 2022/14848 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı idarenin karayolu ve hızlı tren hattı inşaatı nedeniyle davacıya ait taşınmazda meydana gelen göllenmenin kamulaştırmasız el atma oluşturup oluşturmadığı ve idarenin sorumluluğunun belirlenmesi uyuşmazlığıdır.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmaza sürekli ve kalıcı el atma olup olmadığı, el atmanın hangi kısma yapıldığı ve idarenin sorumluluğunun tespiti için yeterli inceleme yapılmadan hüküm kurulması doğru görülmeyerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi

İLK DERECE

MAHKEMESİ : Geyve Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda; ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf incelemesi üzerine bölge adliye mahkemesinin yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmünün Yargıtayca incelenmesi davalı idare vekilince istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

- K A R A R -

Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ile ecrimisil bedeli istemine ilişkindir.

İlk derece mahkemesince davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı davalı idare vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesince HMK'nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiş olup; hüküm, davalı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Aşağıda açıklanan gerekçelerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan ret kararı kaldırıldıktan sonra Geyve Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/284 Esas, 2021/321 Karar sayılı kararının incelenmesinde;

Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; 07.05.2017 tarihli bilirkişi raporunda, karayolu ve hızlı tren hattının doğal drenajı engelleyerek yer altı suyunun yükselmesine neden olduğu, taban suyunun yükselmesi sebebiyle davaya konu taşınmazda göllenmenin meydana geldiğine ilişkin tespit yapıldığı, 14.11.2017 tarihli fen bilirkişisi raporunda ise Doğançay Hidroelektrik Santralinin taşınmazı olumsuz olarak etkilediği ancak taşınmazda meydana gelen göllenmenin davalı idareye ait hidroelektrik tesisinden kaynaklandığının tam olarak tespit edilmesinin mümkün olmadığı, göllenmeye sebep olan ana etkenin davaya konu taşınmaz ile nehir arasında yer alan karayolu ve hızlı tren hattının doğal drenajı engellenmesi nedeniyle oluştuğu ve bu göllenmenin geçici nitelikte olduğuna ilişkin tespit yapıldığı anlaşılmış olup dosya kapsamından dava konusu taşınmaza davalı idare tarafından sürekli ve kalıcı olarak fiilen el atılıp atılmadığı tam olarak anlaşılamamıştır. Bu itibarla; mahallinde yeniden keşif yapılarak, taşınmaza sürekli ve kalıcı el atma olup olmadığı, fiilen el atmanın tespiti halinde ise ne suretle ve ne kadarlık kısmına el atıldığı, idarenin sorumlu olup olmadığı belirlenmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması,

Doğru görülmemiştir.

Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle HMK'nın 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, 27.10. 2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.