"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Tekirdağ 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; İlk Derece Mahkemesince verilen kararın istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmünün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmiş, davalı vekili de temyiz dilekçesinde duruşma isteminde bulunmuş olmakla, duruşma için belirlenen 13.12.2022 günü temyiz eden davalı vekilinin yüzüne karşı, usulüne göre çağrı kağıdı gönderilmesine rağmen gelmediğinden temyiz eden davacı idare vekilinin yokluğunda duruşmaya başlanarak gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü;
- K A R A R -
Dava, 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından yapılan istinaf başvurusunun İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesince esastan reddine karar verilmiş olup, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Aşağıda açıklanan nedenlerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının kaldırılarak, Tekirdağ 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/309 Esas, 2020/244 Karar sayılı ilamının incelenmesinde;
Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; arazi niteliğindeki Tekirdağ İli, Süleymanpaşa İlçesi, Banarlı Mahallesi, 3928 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 11/1-f maddesi uyarınca gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
Anayasa Mahkemesinin 27.11.2020 tarihli ve 31317 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 16.07.2020 tarihli ve 2018/104 Esas, 2020/39 Karar sayılı kararı ile 7139 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10/8. fıkrasının dördüncü cümlesi "idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit edilen bedelden az olması durumunda hakim tarafından tespit edilen bedel, peşin ve nakit olarak hak sahibi adına, kalanı ise bedele ilişkin kararın kesinleşmesine kadar üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılmak ve kesinleşen karara göre hak sahibine verilmek üzere" bölümü ile yedinci cümlesinde yer alan" idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedelden fazla olması halinde fazla olan tutarın bloke edildiğine" ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu ve iptal edildiği nazara alınarak fark bedele dava tarihinden 4 ay sonrasından başlayarak fark bedelin ödenmesine ilişkin 01.12.2021 tarihli müzekkere tarihine kadar yasal faiz işletilmesine ve derhal ödenmesine karar verilmesi gerektiğinden,
Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının;
1) 2 nolu bendinden (3 aylık hesaplara alınarak nemalandırılması için bankaya yazı yazılmasına, karar kesinleştiğinde bakiye kısmın nemalandırılmış haliyle) kısmının çıkarılmasına, yerine (üç aylık hesapta işlemiş nemaları ile derhal) kelimelerinin yazılmasına,
2) 2 nolu bendinden (Belirlenen bedele) kelimelerinin çıkarılmasına, yerine (Belirlenen bedelin 108.675,40 TL kısmına) ibaresinin yazılmasına, aynı paragrafın sonuna (Fark 277.244,60 TL’ye 01.03.2020 tarihinden ödeme yazısı tarihi olan 01.12.2021’e kadar yasal faiz yürütülmesine) cümlesinin yazılmasına,
Hükmün böylece HMK'nın 370/2 nci maddesi uyarınca DÜZELTİLEREK ONANMASINA, HMK'nın 373/1 inci maddesi uyarınca kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine, temyiz eden davalı yararına yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 8.400,00 TL vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, 13.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.