Logo

5. Hukuk Dairesi2022/4606 E. 2023/79 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydının mahkeme kararıyla iptali nedeniyle oluşan zararın tazmini istemine ilişkin davada, tazminat miktarının tespiti ve yasal faizin başlangıç tarihi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Emsal taşınmaz değerlendirmesindeki hatalar, terkten kalan kısmın değer kaybı incelemesinin eksikliği ve yasal faiz başlangıç tarihinin hatalı tespiti gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

KARAR : Davanın kabulü

Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararıyla iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada , yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince temyizi üzerine Dairemizce bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozma ilamına uyularak verilen karar taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; Trabzon ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 167 ada 3 parsel sayılı taşınmazın mâliki olduklarını, Hazine tarafından açılan dava sonucu taşınmazın bir kısmının kıyı kenar çizgisi içerisinde kalmasından dolayı terkinine karar verildiğini uğranılan zararın işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; kıyıların Devletin hüküm ve tasarrufundaki yerlerden olduğunu, iktisabının mümkün olmadığını, kıyı vasfı nedeniyle tam değerinin tazmininin mümkün olmadığını, istenen tazminat miktarının fahiş olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece 18.02.2015 tarihli ve 2013/214 Esas, 2015/90 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.02.2015 tarihli ve 2013/214 Esas, 2015/90 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi yöntem olarak doğru kabul edilerek, bilirkişi kurulu raporunda emsal alınan taşınmazın satış tarihi 15.07.1990 olup değerlendirme tarihinden yaklaşık 23 sene öncesine ait satış işlemi olduğu gibi, resen belirlenen arsa m² rayiç değerinin dava konusu taşınmazın 327,11 TL, emsal taşınmazın ise 246,87 TL olarak belirlenmiş olmasına rağmen bilirkişi kurulunca emsal taşınmazın dava konusu taşınmazdan daha değerli olduğunun kabul edilmesi nedeniyle rapor inandırıcı bulunmadığından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu ile mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi, taşınmazın tapu kaydının kısmi olarak iptal edilmesi öncesinde tek başına yapılaşma imkanı bulunup bulunmadığı araştırıldıktan sonra, arta kalan kısımda değer azalışı olup olmayacağının tespiti gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi ve taşınmazın değeri dava tarihine göre belirlendiğinden hüküm altına alınan bedelin tamamına dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerekçeleriyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemece yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilamına uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; taşınmazın özel mülkiyete konu olamayacağını, emsalin uygun olmadığını, emsal karşılaştırmasının doğru yapılmadığını, bedele dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, talep aşılmak suretiyle 20.03.2013 tarihinden itibaren yasal faize hükmedildiğini, yine ıslah edilen kısım için ıslah tarihinden faize hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; bedelin düşük belirlendiğini, emsal karşılaştırmasının doğru yapılmadığını, taşınmaza 1999 yılında yapı ruhsatı verildiğini, buna göre taşınmazın arta kalan kısmının yapılaşma koşullarını taşımaması nedeniyle değer düşüklüğü bedeline hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu 553,00 m² alanlı, Trabzon ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 167 ada 3 parsel sayılı taşınmazın 30.09.1998 tarihinde davacılar murisi tarafından satın alındığı, Hazine tarafından açılan tapu iptali ve tescil davası sonucunda, ... 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/86 Esas, 20124/170 Karar sayılı ilâmı ile kıyı kenar çizgisi içerisinde bulunması nedeniyle tapu kaydının 135,01 m²lik kısmının iptal edilerek, terkinine karar verildiği ve bu kararın temyiz incelemesinden geçerek 20.03.2013 tarihinde kesinleştiği ve eldeki davanın 19.07.2013 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşılmaktadır.

3. Mahkemece bozma ilamına uyulmuşsa da, bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; ilk karara esas bilirkişi kurulu raporu yukarıda belirtilen gerekçelerle inandırıcı bulunmadığından yeniden bilirkişi kurulu raporu alınarak hüküm kurulması gerektiğinden bahisle kararın bozulmasına rağmen, mahkemece bozmaya konu bilirkişi kurulu raporu esas alınarak hüküm kurulması doğru değildir. Bu itibarla; bozma kararı sonrasında aldırılan 23.10.2018 tarihli bilirkişi kurulu raporunda emsal karşılaştırması yapılarak dava tarihine göre belirlenen 1.145,00 TL/m² birim bedeli, aynı bölgeden Dairemize intikal eden ve onanan dosyalar nazara alındığında isabetli bulunduğundan, işbu m² birim bedeline göre karar verilmesi gerekir.

4. Taşınmaza 1999 yılında ilgili Belediye Başkanlığınca yapı ruhsatının tanzim edilmiş olduğu, bozma kararı sonrasında dosyaya gönderilen ... Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün 20.02.2018 tarihli, 1156 sayılı yazısı içeriğinden, taşınmazın terk işlemi öncesinde de yapılaşma izninin bulunmadığı anlaşılmakta ise de, dosyaya sunulmuş olan yapı ruhsatı ile ilgili Belediye Başkanlığının yukarıda belirtilen yazısı, ... Belediye Başkanlığına gönderilerek, belirtilen çelişkiyi de giderecek şekilde, terk işleminden önce taşınmazın yapılaşma koşullarına haiz olup olmadığı sorularak, bu husus kesin olarak tespit edilip, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile taşınmazın terkten arta kalan bölümünde değer azalışı olmayacağının kabulü ile bedele hükmedilmemesi doğru değildir.

5. Kabule göre de; dava konusu taşınmaza dava tarihine göre değer biçen rapora göre hüküm kurulduğuna göre, yasal faizin başlangıç tarihinin de dava tarihi olması gerekirken, 20.03.2013 tarihinden itibaren hüküm altına alınan bedele yasal faiz uygulanmasına karar verilmesi isabetli bulunmadığı gibi, ıslah miktarı gözetildiğinde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken, hüküm fıkrasında taleple bağlı kalınarak hüküm kurulduğunun belirtilmesi suretiyle davanın kabulüne karar verilmesi de bozmayı gerektirir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Taraf vekillerinin temyiz istemlerinin kabulü ile temyiz olunan ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin kararının BOZULMASINA,

Davacıdan peşin alınan temyiz başvuru harcının istenildiğinde iadesine,

10.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.