Logo

5. Hukuk Dairesi2022/5125 E. 2023/1094 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapuda sahte belgelerle yapılan işlem nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin davanın reddine dair kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının tapu kaydına güvenerek taşınmazı satın aldığı ancak daha sonra sahte evraklarla yapılan işlemler nedeniyle tapuyu kaybettiği ve bu zarardan dolayı tazminat istediği davada, daha önceki Yargıtay bozma ilamı ile davacının iyi niyetli olmadığının tespit edilmiş olması ve bu hususun kesin hüküm oluşturması gözetilerek, yerel mahkemenin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

KARAR : Ret

Taraflar arasındaki tapuda sahte belgeler ile işlem yapılması nedeniyle uğranılan zararın şahıslar aleyhine 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 49 uncu maddesi uyarınca ve Hazine aleyhine 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkin dava sonucu verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, kesinlik, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.

Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 07.02.2023 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davacı vekili Avukat ... ile davalı Hazine vekili ... geldi, diğer davalılar vekilleri ve ihbar olunanlar duruşmaya katılmamışlardır.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Adana ili, ... ilçesi, ... köyü 493 parselde bulunan taşınmazı davalılardan ...'dan 20.04.2004 tarihinde satın aldığını, daha sonra davacıya 24.11.2004 tarihinde taşınmazla ilgili olarak sahte evraklarla üçüncü şahıslara satılan arsayı üçüncü elden bilmeyerek satın almak şeklinde suç isnat edilerek soruşturma açıldığını, Adana 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 2004/494 Esas sayılı dosyası ile sahte vekâletnameyle dolandırıcılık ve bu suçlara katılmak suçundan açılan dava sonunda davacının üzerine atılı suçu işlediği sabit görülmediğinden beraatine karar verildiğini, bu arada devletin resmî kayıtlarına güvenerek taşınmaz iktisap eden davacı aleyhine taşınmazın ilk sahibi olan ...'in mirasçıları tarafından tapu iptali ve tescil davası açıldığını, yargılama sonunda davanın kabulüne karar verildiğini, müvekkilinin tapu kayıtlarına güvenerek satın aldığı taşınmazda hafriyat çalışmaları yaptığını, yapılan yargılama nedeniyle yargılama gideri ve vekâlet ücreti ödediğini, maddi ve manevi zararı olduğunu belirterek davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davacı vekili ek dava dilekçesinde; ana davada talep etmedikleri faiz alacağının davalılardan tahsilinin talep etmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili cevap dilekçesince; davacının talebinin zamanaşımına uğradığını, davacı tarafça talep edilen tazminat miktarının çok fahiş olduğunu, somut olayda uygun illiyet bağının olup olmadığının araştırılması gerektiğini bildirerek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ... vekilince dava Tapu Müdürlüğü görevlilerine ihbar edilmiştir. Dava ihbar edilen ..., ..., Sebehat Tülek ve ... beyanlarında; davada taraflarına husumet yöneltilemeyeceğini bildirmişlerdir.

2. Davalı ... vekili cevap dilekçesince; müvekkili ...'ın oto galeri işi yaptığını, daha önce tanımadığı davalı ...'e iki adet araba sattığını, davalı ...'in araç bedeli olarak üzerine kayıtlı dava konusu taşınmazı teminat olarak müvekkiline devrettiğini, davacının taşınmazı satın alırken gerçek maliki ...'den satın aldığını, müvekkilinin hiç kimseye hileli bir davranışının olmadığını, kimseyi aldatmadığını, hiçbir şekilde de haksız menfaat sağlamadığını, müvekkilinin taşınmazın tapu kaydında yolsuzluk olduğunu ceza davasının açılmasından sonra öğrendiğini, müvekkilinin tamamen iyi niyetli olduğunu, müvekkiline sorumluluk yüklenemeyeceğini bildirerek müvekkili yönünden açılan maddi ve manevi tazminat davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.

3. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; husumet itirazlarının olduğunu, dava konusu taşınmazın müvekkili tarafından davacıya satılmadığını, davacının muhatabının taşınmazı kendisine satan ... olduğunu, müvekkilinin iradesi dışında gerçekleşen taşınmazın satışı hususunda müvekkilinin bir ilgisinin olmadığını, Ağır Ceza Mahkemesi davasında müvekkilinin beraat ettiğini bildirerek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 06.10.2015 tarihli ve 2010/72 Esas, 2015/772 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Birinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucu; Hazine taraf gösterilmesi gerekirken tarafta yanılma olduğu ve Tapu Kadastro Genel Müdürlüğüne davanın yönetilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 09.11.2017 tarihli ve 2017/136 Esas, 2017/572 Karar sayılı kararı ile davalı Hazine yönünden davanın kısmen kabulüne, diğer davalılar yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine, ferî müdahil ... ve ihbar olunan ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince inceleme sonucu; ...’in temyiz dilekçesinin reddine, tapu iptal tescil davasında davacının iyi niyetle satın almadığı tespit edildiğinden davanın reddi gerektiğinden bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; mahkemece lehlerine karar verildiği hâlde Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesi bozması gereği davanın reddine karar verildiğini, daha önce davalı idarenin dahi davacının aleyhine kötüniyet iddiasında bulunmadığını, davalı tarafça iddia edilmediği hâlde davacı hakkında iyi niyet-kötü niyet tartışması yürütülmesinin hatalı olduğunu, ceza yargılamasında davacının beraat ettiğini, bu kararın da hukuk yargılamasını bağlayacağını, tapu memurlarının görevi ihmal suçu işlediklerine dair ceza mahkemesi tespiti varken davacının ağır kusuru ile illiyet bağının kesildiğinin tartışmasında hukukî bir yarar olmadığını, sahtecilik suçunu işleyen üçüncü şahısların eylemi ile zaten davacının tapusunun elinden alındığını, buna rağmen ve bundan ayrı olarak bu şahısların eyleminin nedensellik bağını müvekkili yönünden de kesildiğinin kabulü ile zararının tazmini istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme

Uyuşmazlık, tapuda sahte belgeler ile işlem yapılması nedeniyle uğranılan zararın şahıslar aleyhine 6098 sayılı Kanun'un 49 uncu maddesi uyarınca ve Hazine aleyhine 4721 sayılı Kanun 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemi hususundadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) Geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 6098 sayılı Kanun’un 49 uncu maddesi.

3. 4721 sayılı Kanun’un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

“Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.”

4. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4-383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihaî kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aleyhine temyiz olunan davalı Hazine yararına 03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 8.400,00 TL vekâlet ücretinin temyiz edenden alınmasına,

Davacıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,14.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.