"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Orhangazi 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedeli ile ecrimisilin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince taleple bağlı kalınarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın bir kısım taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.
Davacılar vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 24.01.2023 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.
Duruşma günü davacı vekili Avukat ... geldi, davalı idare vekili duruşmaya katılmamışlardır.
Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; murisleri adına kayıtlı Bursa ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 776 ada 4 parsel sayılı taşınmaza davalı idarece yol, şantiye sahası ve depo yapılmak suretiyle el atıldığından bahisle fazlaya dair haklarını saklı tutarak 5.000,00 TL kamulaştırmasız el atmaya dayanan tazminatın, 5.000,00TL ecrimisilin dava tarihinden itibaren kamu alacaklarına uygulanan en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesi vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taleple bağlı kalarak davanın kabulü ile dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, bedeline hükmedilen dava konuusu tapusunun iptali ve davalı idare adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; öncelikle dava konusu taşınmaza fiilen el atılıp atılmadığı hususu kesin olarak tespit edilmeden karar verildiğini, bilirkişi raporları ile Yargıtay denetiminden geçen aynı bölgedeki mahkeme kararının çelişkili olduğunu, m² birim değerleri arasında farklılıklar olduğunu, aynı bölgede aynı tarım müdürlüğü sınırları içinde iki taşınmazın üzerinde yetişen ürünlerin farklı olarak ele alınmasının hatalı olduğunu, dava konusu parselin arsa vasfında olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda hatalı değerlendirme yapılarak metrekare birim fiyatının oldukça düşük olarak belirlendiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle: objektif değer artışına mahal verecek herhangi bir kıstas olmamasına rağmen bilirkişi raporunda objektif değer artış oranı %100 kabul edilerek m² birim fiyatının 38,72 TL olarak tespit edildiğini verilen kararın kaldırılması gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı idare tarafından taşınmaza fiili bir el atmanın olmadığını, 1996 yılında başlatılmış bir kamulaştırma işleminin var olduğunu ve Anayasa Mahkemesinin 05.04.2019 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanan 20.12.2018 tarihli 2016/181 Esas, 2018/111 Karar sayılı kararı ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun (2942 sayılı Kanun) Ek 1. maddesinin; "Bu süre içerisinde belirtilen işlemlerin yapılmaması halinde taşınmazların malikleri tarafından, bu Kanunun geçici 6. maddesindeki uzlaşma sürecini ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemleri tamamlandıktan sonra taşınmazın kamulaştırmasından sorumlu idare aleyhine idari yargıda dava açılabilir." kısmı iptal edildiğinden Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 tarihli ve 1/6 sayılı kararı ile Hukuk Genel Kurulunun 15.12.2010 tarihli ve 2010/5-662/651 sayılı kararı da gözetildiğinde, uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarece, pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiğini, bu hâliyle idarenin, mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bu eylemi ile kamulaştırmasız el koyma olgusunun gerçekleştiğinin kabulü ile kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, idarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının, dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği bu itibarla kamulaştırmasız el atma olgusu gerçekleştiğinin kabulü ile kuru arazi niteliğindeki dava konusu taşınmaza net ürün gelirine göre değer biçilmesinde ve dava konusu taşınmazın niteliği ve konumuna göre uygulanan kapitalizasyon faizi ile objektif değer artırıcı unsur oranlarının uygun olduğu, bilirkişi heyeti raporunda belirtilen münavebe ürünleri ve verilerinin bölgenin münavebe yapısı ve resmî tarım verileri ile uyumlu olduğu, tazminat bedeli ve ecrimisil hesaplama yönteminde bir isabetsizlik bulunmadığından taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki sebepleri tekrarlayarak temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki sebepleri tekrarlayarak temyiz isteminde bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasında kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değeri ile ecrimisil bedelinin davalı idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “...Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “... Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu'nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına ...” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kanun’un Ek 1 inci maddesi şöyledir; “(Ek: 20/8/2016-6745/33 md.) Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında, uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde imar programları veya imar uygulamaları yapılır ve bütçe imkânları dâhilinde bu taşınmazlar ilgili idarelerce kamulaştırılır veya her hâlde mülkiyet hakkını kullanmasına engel teşkil edecek kısıtlılığı kaldıracak şekilde imar planı değişikliği yapılır/yaptırılır. (İptal: Anayasa Mahkemesinin 20/12/2018 tarihli ve E.: 2016/181 K.: 2018/111 sayılı Kararı ile)”
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihaî kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosya içindeki bilgi ve belgelerden; dava konusu 776 ada 4 (eski 2294 ) parsel sayılı taşınmazın Bursa-Yalova Devlet yolu Bitümlü Sıcak Karışım Şantiye ve Depo Sahası Projesine rastladığından tamamının kamulaştırılması için 25.03.1996 tarih ve 1996/33 kamu yararı kararı alındığı, kamulaştırma bedelinin muris adına bankaya bloke edildiği, kamulaştırmanın tebliğ edilmediği anlaşılmıştır.
3. Mahkemenin uzlaştırıcı olarak kabul ettiği ve hükme esas alınan 10.10.2019 tarihli fen bilirkişi raporunda; yol yapımı ile dava konusu taşınmazın kamulaştırma kararının aynı yıllara rastladığı, taşınmazın boş bırakıldığı için üzerinden serbest geçişler sonucu yol ve iş makinaları ile düzleştirilen zemin bulunduğu bir kısmının da boş olduğu ve davalı idarece kamulaştırma kapsamıda tamamına el atılarak doğal yapısını bozulduğu bildirilmiştir.
4. 2942 sayılı Kanun'un Ek Madde 1 inci maddesi uygulama imar planlarında umumî hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak ve uzun yıllar programa alınmayan imar planının hayata geçirilmemesi nedeniyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarruf hakkının kısıtlanması nedeniyle açılan davalara uygulancak yasal bir düzenleme olup eldeki davaya uygulanma imkanı yoktur.
5. Davalı idarece 1996 yılında yapılan kamulaştırma işlemi davacılara ve murislerine usulüne uygun tebliğ edilmediğinden kesinleşmiş bir kamulaştırmadan bahsedilemese de kamulaştırmasız el koymadan söz edebilmesi için kamulaştırma yetkisine sahip davalı idarece dava konusu taşınmaza kamulaştırma işlemi yapılmadan sahiplenme kastı ile fiilen ve kalıcı olarak el atılması gerekir. Tapu kaydında kamulaştırmanın şerhi bulunması fiili el atma niteliğinde değildir.
6. Yukarıda yapılan açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; somut davada, dava konusu taşmaza davalı idarece fiilen el atıldığı tam olarak tespit edilememiştir. Bu nedenle, taraflardan tüm delilleri sorulmak gerekirse kamulaştırma tarihine yakın hava fotoğrafları celp edilmek suretiye dava konusu taşınmaz başında fen bilirkişisi marifetiyle yapılacak keşif sonrası taşınmaza davalı idarece fiilen el atılıp atılmadığı kesin olarak tespit edilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Taraf vekillerinin diğer temyiz itirazları bozma nedenine göre şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
2. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
3. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Dosyayı kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince duruşmaya gelen temyiz eden davacılar vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin diğer temyiz eden davalı idareden alınmasına,
davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Davacılardan peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,24.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.